Uzaklara Bakamamak

"UZAKLARA BAKAKAMAK" 20 ARALIK'TA ADANA'DA SAHNELENİYOR

UZAKLARA BAKAMAMAK- OKUMA TİYATROSU

Tarih: 20 Aralık Cuma. saat: 18.00

Yer: 
Selman-ı Pak Kültür Merkezi
Hanedan, 35027. Sk. No:11 
Seyhan/Adana

Yazan: Adil Okay
Seslendirenler: 
Figen Kandemir- Tülin Şahin Okay

Müzik: Arif Adalı- Gülhan Yağ

Düzenleyen
Adana IHD

OYUN HAKKINDA YAZARIN NOTU

Okuma Tiyatrosu olarak izleyeceğiniz – dinleyeceğiniz “Uzaklara bakamamak” adlı bu tiyatro oyununda geçen tüm olay ve kişiler gerçektir, gerçeğin dolaylı ya da dolaysız betimlenmesidir. 

"Uzaklara Bakamamak" adlı oyunun düşündürdükleri: "Acaba Mehmet amca bir daha çıkabildi mi yollara?"

Yine böyle bir kasım gecesi.

Hava soğuk.

İzmit kalesinde sobalar hâlâ kurulmamış.

Müdür bey beklesinler demiş.

Müşahade koğuşunda 24 mahkumuz.

En gençleri benim.

En yaşlıları Mehmet amca.

*

Mehmet amca, madde bağımlısı oğlunun aynı gün gerçekleşen 2 cinayetini üstlenmiş.

Herifler evi basınca çekmiş vurmuş çocuk.

Mehmet amca almış silahı, ben vurdum demiş.

Söylemiyor ama herkes biliyor.

Baba oğul yatıyorlar.

*

Koğuşta pencereler yerden 2.5 metre yüksekte.

"Bu sesi yanınızda götürün"

"Yazar-şair Adil Okay’ın, 15 yıldır mektuplaştığı siyasi mahpusların anlattıklarından esinlenerek yazdığı “Uzaklara Bakamamak” adlı okuma tiyatrosu sahnelendi.

Oyunda, birçoğu 25 yıldan fazla süredir içerde olan mahpusların yaşadığı tecrit, kitap yasağı, kalem yasağı, televizyon yasağı gibi uygulamalar mahpusların dilinden anlatılıyor.

Oyunun yazarı Adil Okay, oyunu izleyenlere, “Giderken bu sesleri yanınızda götürmenizi diliyoruz. İçerde sorgulayan, bağıran, çağıran, türkü söyleyen, direnen insanların seslerini yanınızda götürmenizi diliyoruz” diye seslendi.

Duvarların arkasında da direnenler var…

Bugüne kadar tiyatro eserlerini sahnede sergilenir hali ile gördüm, eleştiri yazısını yazdım, fakat bu sefer sahneye konmadan kitap olarak önüme çıktı…

Adil Okay yıllardır cezaevleri ile ilgili sergiler, yayınlar yapmakta, cezaevlerinde yatanlar ile dışarıdan bir dost, arkadaş, dert ortaklığı yaparken bunu “görülmüştür” grubunu kurarak bir anlamda ilişkileri bir kurumsal yapıya dönüştürdü. Her yıl yapılmakta olan sergileri organize etmekte, onları il il, ülke ülke taşımaktadır. Bir anlamda sergilerin gönüllü hamalıdır…