"Uzaklara Bakamamak" adlı oyunun düşündürdükleri: "Acaba Mehmet amca bir daha çıkabildi mi yollara?"

Yine böyle bir kasım gecesi.

Hava soğuk.

İzmit kalesinde sobalar hâlâ kurulmamış.

Müdür bey beklesinler demiş.

Müşahade koğuşunda 24 mahkumuz.

En gençleri benim.

En yaşlıları Mehmet amca.

*

Mehmet amca, madde bağımlısı oğlunun aynı gün gerçekleşen 2 cinayetini üstlenmiş.

Herifler evi basınca çekmiş vurmuş çocuk.

Mehmet amca almış silahı, ben vurdum demiş.

Söylemiyor ama herkes biliyor.

Baba oğul yatıyorlar.

*

Koğuşta pencereler yerden 2.5 metre yüksekte.

Dışarıyı göremiyoruz ama şehirden sesler geliyor.

Özellikle uzun yol otobüslerinin ve kamyonların sesini duyuyoruz.

Onun için ben ve Mehmet amca hep pencere dibindeyiz.

Bir omzumuzu veriyoruz duvara, pencereye bakıyoruz, dinliyoruz otobüs seslerini.

*

Bir ara ben "Ne güzeldir yollarda olmak şimdi" diyorum.

Mehmet amca gülümsüyor:

Çok gece görürsün, çok sabah görürsün, çok yolculuk görürsün... Ama ben herhalde bir daha görmem yolları...

*

Adil Okay, hayatının son 15 yılını siyasi mahpuslara adamış bir sanatçı.

Bu akşam Uzaklara Bakamamak adlı oyununu izledik.

Senelerdir içerde olan,

hakları ihlal edilen,

tecrit koşullarında tutulan siyasi mahpusları bir kez daha hatırladık sayesinde.

*

Gülhan Yağ'ın söylediği bu şarkı da beni 24 yıl öncesine götürdü.

Acaba Mehmet amca bir daha çıkabildi mi yollara?

 

Abidin Yağmur. 30.11.2024