35 Yılık tutsak Hasan Gülbahar yazdı: Zeyno anamız çocuğuna kavuşamadan gitti

“Zeyno Anamız. Olmadı. Oğluyla buluşamadı, 23 yıllık bir özlemle gitti. İçimizi en fazla yakanda bu oldu, oluyor. Birçok ülkeden en ağır yatış 20 sene. Bizde ise 30, infazı da yakarlarsa 36. Koşulları ve yaşananları saymıyorum bile!  Al işte sana geri dönen kitaplar! OHAL kalktı artık hemen her yerde kitap alımı, dergi yayın alımı başladı, bize yok yine…”

HASAN GÜLBAHAR

2 NO’LU F TİPİ HAPİSHANE

TEKİRDAĞ

***

7 Ağustos 2018

Tekirdağ

Merhaba Sevgili Adil Hocam;

Özlemle ve sıcak duygularla sarılırken sana- sizlere içten selam ve sevgilerimi iletiyorum. An’larınızın, günlerinizin olumlu, hoş, anlamlı ve de güzel geçtiğini umuyor, diliyorum.

Yeniden buluşmak ne güzel! Biraz arayı açar oldum yazmada ama esas olarak yoğunluğunu da artırmamak adınaydı. Adil Hocam yoksa içeriden dışarıya yazmak, dostlarla buluşmanın heyecanının yaşamak kadar uzak kalınan yerlere, ortamlara kısacası hayata karışmanın imkânı demek. Böylesi bir hoş- güzel durumdan kendimi mahrum eder miyim hiç? J

Mart ‘ta bir gününe ait paylaşımını Nisan ‘nın sonlarına doğru almıştım. İki de güzel manzara fotoğrafıyla birlikte. Çok teşekkürler Adil Hoca İnce düşünceniz için. Doğrusu papatya, gelincik tarlası görüntüsü insanda boylu boyunca atacaksın kendini içine düşüncesi oluşturuyor ilk anda.  O ne canlı renk cümbüşü öyle! Ardındaki yemyeşil ağaçların ortasında daha bir güzel görünüyorlar. Tutup başucuma koydum iki küçük çocuk resminin yanına. Birbirini tamamlıyorlar adeta. Biliyor musun Adil Hocam çocukken baharda pikniğe giderdik ailece, akrabalar, komşular da olurdu. Bize toplatırlardı annemler o gelincikleri. Sora şurup yaparlardı kıpkırmızı, doğal. Misafirlere de ikram ederlerdi. İnsan doğadan çoğu ihtiyacını karşılarken bugün ki hoyratlığının sonucunu görmekten o kadar uzak ki…

Öykücük ve Tülin ‘in öğrencilik ve iş yaşamında da her şey olumluluk içindedir dilerim. Öykücük ders yılının yorgunluğunu atıyor olmalı. Eee, haklı elbet J Artık büyüdü, havuzun keyfini sensiz de bolca çıkartıyordur. Benim gibi bir. Bir buçuk metrelik derinlik alanından çıkamayan bir acemi karşında çoktan derinlik sınırlarını aşmıştır eminim J

Sık rastlıyoruz, basında TV ‘lerde geri dönüşüm malzemeleriyle sanatsal objelerin ve kullanım eşyalarının yapılmasına. Tülin ‘in ilgi alnının buna kayması olumlu aslında. Taşlardan yaratımı belli bir doygunluğa ulaşmış da olabilir, çeşitlendirme ihtiyacı da. Varsın balkon boşlukları da dolsun dedirtmeye başlamıştır herhalde sana yaratımları ile ha Adil Hocam! J Artık gözümüz bu alandaki sergisini arar olacak haberi olsun J

Bu sanatsal – edebi yaratım ve etkinlikler de olmasa yaşam fazlasıyla tatsız – tuzsuz olurdu kesin. Hele ki böylesi çalkantılı bir dünya ve karanlık bir ülke gerçekliği içinde. Adil hocam yaşamın yoruculuğu neyse de umutsuzluk asıl sorundur. Özellikle seçimden halkın önemli bir bölümünün olumlu beklenti oluşmayınca bakıyorum da umutsuzluk ve bezginlik almış başını gitmiş. Değiştirilememezlik duygusu yerleşmiş zihinlere adeta. Geniş halk kesimlerinin bu hali anlaşılırlık taşısa da aydın, ilerici, demokrat birey ve hareketlerde bunun varlığı en olumsuz taraf.  Koşullara ve mevcut yapıya, tabloya teslimiyeti ifade eder çünkü. Hâlbuki öncelikle halkın düşünsel, örgütsel ve pratik olarak önünde olanların ve olmaları gerekenlerin irade ve moral güç yönüyle de olumlu bir tutum, davranış ve ruh hali içinde olmaları beklenir. Olması gereken de kanımca budur. Bu genelleştirilmeden toplumsal arzu ve taleplerinizin karşılık bulması da mümkün değildir. Çünkü değişimin dinamiği ve yaratıcısı bu geniş halk kesimleridir. Onların kendi, özlem, talep ve beklentileriyle hemhal olma düzeyleri ve bu yönlü çabalarıdır, yarını ve geleceği belirleyecek olan.

Kanımca seçim süreci ve sonucunun en önemli sonucu sistemin aktörleri de olan mevcut burjuva partilerin – iktidar ya da muhalefette olsunlar – halkın talep ve beklentilerine yanıt veremeyeceğinin daha net görülmesidir. Dolayısıyla ezilenlerin siyasal temsiliyeti kadar, halkın sorunlarının üstesinden gelmede en önemli aracının birlik yani her alandan örgütlenme olduğu düşüncesine varmasıdır. Umut , … Belli istemlere ve bir başka gelecek tasavvuruna sahip olma ile yaşanırlık kazanmaz. Ancak inanç ve çaba ile bütünleştirilebildiği ölçüde kalıcılık kazanıp gerçek anlamını bulur. O nedenle ne geleceği düşlemeyi bırakalım ne de umutsuz olalım. ! Birlikte üretmenin gücüne, halkın yaratıcılığına, yıkıp –yapan kudretinin inancıyla yarına, geleceğe bakıp yürüyelim. Bu yaşam bizim! Onu hak ettiğimiz şekilde özgürce, eşitçe, güzellikler ve sevinçle yaşamak önünde ne engel varsa onları aşmak da bize düşüyor.

Sevgili Adil hocam, dün İbrahim ve altı arkadaşla sohbetteydik, üç saate yakın. Ayda bir sohbet ayda bir de 1 saat spor – her ay bir – da buluşuyoruz. Seni de kattık sohbetimize, İbrahim ‘e sana yazdığımı söyleyince çokça selam, sevgilerini iletti. İyiydi. Duymuşsundur belki geçen aylarda annesini kaybetti. ‘’Güvenlik ‘’ gerekçesiyle Şarkışla jandarmaları olumlu karara bildirmeyince cenazeye katılamadı. Hep yol gözlüyor oldu Zeyno Anamız. Olmadı. Oğluyla buluşamadı, 23 yıllık bir özlemle gitti. İçimizi en fazla yakanda bu oldu, oluyor. Birçok ülkeden en ağır yatış 20 sene. Bizde ise 30, infazı da yakarlarsa 36. Koşulları ve yaşananları saymıyorum bile!  Al işte sana geri dönen kitaplar! OHAL kalktı artık hemen her yerde kitap alımı, dergi yayın alımı başladı, bize yok yine. Uygulama bu denilip ne kitaplar ne haftalık sohbet- sporda bir adım atılıyor. Ayda bir defa yeterli deniliyor. Revire çıkmaz haftaları bazen ayları alıyor. Hastane sevklerinde tek büyük hücreli araçlar devrede ve biz onlara binmeyi kabul etmeyince normal ringlerde götürülüyoruz. Biliyorsun göz tansiyonum var ve bir yıldır iki defa kapıdan döndüm bu araçtan dolayı. Geçenlerde de kalbe gidemedim aynı sorun nedeniyle. Bu koşullarda iyi olmaya, iyi kalmaya çalışıyoruz. Bizim için hayat hiç kolay olmadı. Son yıllarda bu ciddi şekilde ağırlaştı herkes için. Eh, her karanlığın bir aydınlığı vardır demeye devam edip çabalayacağız elbet, bunun için de. Yeter ki özlem ve düşlerimiz silinip kararmasın!

Seni, Tülin ve Öykücüğü içten sıcak duygularla kucaklıyorum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Arkadaşlarında selam ve sevgilerini iletiyorum.

UMUTLA, SEVGİYLE VE GÜZELLİKLERLE KALIN…

DOSTLUKLA…

HASAN GÜLBAHAR