18 Nisan 2016
Sevgili Müslüm, 1980’den sonra Amed Zindanı’nda ve geçirdiğin yıllar ve katıldığın iki ölüm orucunun senin bedeninden alıp götürdüklerini biliyorum...Sevgili Müslüm, sen Kempten’de Allgau Hapishanesi’nde günde yarım saatini yalnız başına havalandırmada, 23,5 saatini de tek başına kör hücrede, yoğun bir izolasyonda geçirirken; biz de sık sık senin, Mehmet Yeşilçalı ve Sami’nin kulaklarını çınlatıyoruz....(Daha önce www.gorulmustur.org‘da da yayınladığımız Füsun Erdoğan’ın Müslüm Elma’ya açık mektubundan)
****
Onlar 80’lerde, 90’larda, 2000’lerde de hapishanedelerdi. Hayatı hep duvarlara inat yeşertenlerdi. Onlar Diyarbakır Zindanları’ndan, Bayrampaşa’dan, Ümraniye’den..., ardından da F Tipi Hapishaneler’den, sayısız zindan direnişlerinden, Açlık Grevleri’nden, Ölüm Oruçları’ndan gelenlerdi. Türkiye’de yaşama imkanları kalmadığı için, sürgünde yaşamak zorunda kalanlardı.
Ve onlar şimdi; hem de Avrupa’nın göbeğinde yine tecritteler. Yine tek hücrelerdeler. Onlar yine, bedenleri ve zamanlarıyla hapsedildiler! Bedenleri ve ömürlerinin yeni bir kısmı hapsedilmiş olsalar da; yine bizimleydiler, biz onlarlaydık!
16 Nisan 2015 tarihinde 10 ATİK aktivisti Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde tutuklandılar ve Almanya'da tutuklanmayanlar dahi Almanya'ya iade edildiler. Tutuklanmalarına Almanya’da 2002 yılından beri yürürlükte olan 129b maddesi gerekçe gösterildi. Bu 10 aktivist; Müslüm Elma, Mehmet Yeşilçalı, Seyit Ali Uğur ve Sami Solmaz’ı Türkiye Hapishaneleri’ni henüz koğuş sistemi çökertilmemişken ziyaret edenler çok iyi bilirler. Diğer aktivistlerden Erhan Aktürk, Deniz Pektaş ise Avrupa Hapishaneleri’nin eski misafirleridir. Haydar Bern, Musa Demir, Sinan Aydın ve Banu Büyükavcı’da bu tarihlerin yabancısı değildir..
16 Nisan 2016 tarihinde, bu 10 tutsağın tutuklanmasının birinci yıldönümü vesilesiyle Almanya’nın Nürnberg şehrinde ATİK(Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu)’nun düzenlediği miting; tüm Devrimci Güç Birliği bileşenleri(NAVDEM, Aveg-Kon, AGİF, SYKP), Sanatçı Çetin Oraner, Sinan Aydın’ın avukatı Manfred Hörner, Alman gençlik hareketleri, tutsaklarla dayanışma kurumları, devrimci-demokrat-komünist Partileri’ne dek zengin bir katılımla, örnek bir dayanışma gösterilerek gerçekleştirildi. Nürnberg Hapishanesi’ne, yani Erhan Aktürk’ün bulunduğu hapishanenin önüne kadar yüründü. Burada Türkiye Hapishaneleri’nden farklı olarak, ne gaz, ne jop, ne yüzlerce polis, ne de panzerler vardı!
Gerçekleştirilen mitingde, daha önce aynı madde uyarınca tutuklanmış olan; Şadi Özpolat,Kenan Baştu, Ahmet Çelik, Mustafa Çelik, Mehmet Demir, Bedrettin Kavak, Muhlis Kaya ve Ali Özel’in de serbest bırakılması ve 129a-b maddelerinin kaldırılması talep edildi.
****
Tıpkı Türkiye Hapishaneleri’ndeki tutsakların olduğu gibi; Avrupa’da tutsak düşenlerin mektuplarından bir demeti de sizlerle paylaşmayı anlamlı görüyoruz:
*“Yeni bir yıla acılarımızla, öfkemizle giriyoruz. Yeni bir yıla umutla giriyoruz. Çünkü, dağbaşlarında, sokaklarda zulme karşı direniş türkülerinin yükseldiği ve ölümün çaresiz kılındığı bir coğrafyada yürüyoruz yeni bir yıla. Tüm dostların yeni kavga yılı kutlu olsun!”-Müslüm Elma, Ocak 2016-
*“Merhaba Yoldaşlar, Murathan Mungan bir şiirinde ‘ne yollardan ne yıllardan geçtik’ diyordu, bizlerin durumuna benziyor. Yabancısı olmadığımız mekanlardayız. Dün Türkiye’nin çeşitli hapishanelerindeydik bugün Avrupa’nın, değişen yalnızca zaman ve mekanlar...Ben ve bizler yalnız olmadığımızı biliyoruz...” –Sami Solmaz, 28 Haziran 2015-
*“19 Aralık 2000 Hapishaneler Katliamı’nın 15. yıldönümünde, Şehit düşen 28 devrimciyi ve Ölüm Oruçları’nda hayatını yitiren 122 devrimciyi Ölüm Orucu gazisi olarak saygıyla anıyor, şu anda tutsak olarak tutulduğum Almanya Augsburg F Tipi Hapishhanesi’nden hepinizi direniş geleneğimiz ve kararlılığımızla, devrimci duygularımla Partizanca selamlıyorum.”-Seyit Ali Uğur, 20 Aralık 2015-
*“Kırmızı giymek lazım\ korkuya inat...\ elma yemek lazım\ cennete inat...\ güzele bakmak lazım\ günaha inat...\ yaşamak lazım\ düşmana inat...\ türkü söylemek lazım\ zulme inat...\ şiir yazmak lazım\ ölüme inat....”-Banu Büyükavcı ve Sinan Aydın’dan, 20 Ekim 2015-
*“Herkese Merhaba; ‘En uzak mesafe Ne Afrika’dır\ Ne Çin\ Ne Seyyareler\ Ne yıldızlar geceleri ışıldayan...\ En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir\ birbirini anlamayan’-Can Yücel-. Toplumsal yaşam bize birçok tercih sunar. Ancak bugün bir kez daha ve yine-yeniden anlıyorum ki en uygun, en olması gereken, en ideal, en inanılası bir tercihte bulunmuşum...”-Deniz Pektaş, 28 Haziran 2015-
*“Tüm dostlara, arkadaşlara ve yoldaşlara selam. Halk arasında güzel bir söz vardır, ‘filler tepişir, çimenler ezilir” diye....şu anda savaşan demokratik ve özgürlük güçlerine yönelik yürütülen savaş bunun somut örneğidir....”-Musa Demir, 18 Ocak 2016-
GÖRÜLMÜŞTÜR EKİBİ
- 10 gösterim