Muğla E Tipi Cezaevi’nde 5 mahpus, kötü muamele gördükleri gerekçesiyle intihara teşebbüs etti. Hastaneye kaldırılan mahpusların sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken hapishanelerdeki baskının sürdüğü bir kez daha ortaya çıktı
31 Ocak 2013
Muğla E Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan 15 ile 17 yaşları arasındaki K.K, A.Ö, S.M, M.A.V ve A.D kötü muamele gördükleri gerekçesiyle 29 Ocak günü toplu halde sıvı deterjan içerek intihara teşebbüs etti. Hastaneye kaldırılan mahpusların sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan iddialarla ilgili bir açıklama yapılmadı.
Hapishaneler 17 Haziran 2012’de 13 mahpusun öldüğü Urfa’daki yangınla gündeme gelmiş, yangın sonrasında hapishanelerdeki yoğunluğa dikkat çekilmişti. Adalet Bakanı Sadullah Ergin de o dönemde bir grup gazeteciyle birlikte Silivri’deki hapishaneyi gezerek “Hapishaneler iyi” mesajı vermiş ve bazı düzenlemelere gidileceğini söylemişti. Ergin son olarak 9 Ocak günü bir açıklama yaparak hapishanelerde 32 bin 169 tutuklu ve 104 bin hükümlü bulunduğunu aktardı. Ergin bu durumun “büyük başarı” olduğunu belirtti.
Sadullah Ergin’e göre hapishanelerde herhangi bir “sorun yokken” İHD Diyarbakır Şubesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 29 Ocak günü, 2012 yılı İnsan Hakları İhlalleri Raporu’nu açıkladı. Rapora göre sadece bölgedeki hapishanelerde bir yılda 3.263 hak ihlali yaşandı. Hak ihlalleri sadece bölgedeki hapishanelerde değil ülkedeki tüm hapishanelerde yaşanmaya devam etti. İnsan Hakları Derneği tarafından ortaya çıkarılan Bafra, Trabzon, Rize, Erzurum ve Giresun’daki hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinden bazı örnekler:
- Mahpuslar akşamları dinlenmeye çekildikleri vakitte çok yüksek sesle koğuşlara “Onuncu Yıl Marşı” ve “Ölürüm Türkiyem” marşının dinletilmesi.
- 15 kişinin kaldığı koğuşların havalandırmalarının yetersiz olması.
- Revire çıkma talebine çok geç yanıt verilmesi.
- Ziyaret sürelerinin keyfi biçimlerde kısaltılması.
- Kürtçe müzik dinlemek isteyen mahpusların ellerindeki uzun dalga çeken radyoların “mahpuslar örgüt talimatı alıyor” gerekçesiyle toplanması ve itirazlara rağmen geri verilmemsi.
- Hapishane imkânlarının uygun olmadığı gerekçe gösterilerek spor ve hobi imkanlarının engellenmesi.
- 15 kişilik koğuşlara haftada sadece iki gün birer saat sıcak su verilmesi. Mahpusların banyo, temizlik ve çamaşır yıkma gibi faaliyetleri için bu iki saati kullanmalarının istenmesi.
- Eksik olan demirbaş eşyaların para karşılığında verilebileceğini söyleyerek mahpusların faydalanmasının engellenmesi.
- Hasta mahpusların elleri kelepçeli biçimde tedaviye götürülmesi, kelepçenin çıkarılmasını isteyen mahpusun tedavisinin yapılmaması.
- Mahpusların çoğunda mide rahatsızlığı, bel fıtığı gibi rahatsızlıkların olduğunu ancak ciddi anlamda tedavilerinin yapılmaması.
- Sıcak su ile sayım saatleri yakın olduğu için banyodan sonra hasta olma korkusuyla bere takan mahpusların sayım esnasında tepkiyle karşılaşmaları, berelerini çıkarmaları ve kılık kıyafetlerine dikkat etmelerinin dayatıldığı.
- Mahpuslardan telefonla konuşurken hareketlerine dikkat etmelerinin istenmesi, ailesiyle konuşurken eli cebinde diye bir mahpusun birkaç gardiyan tarafından tehdit edilmesi, aileleriyle yaptıkları telefon konuşmaları esnasında kasıtlı gürültü yapılması, itiraz ettiklerinde de telefon bağlantılarının kesilmesi.
- Kürtçe yazılan mektupların geciktirilmesi veya gönderilmemesi.
- Her sayımda kapsamlı aramaların yapılması, eşyalarının dağıtılması, bu uygulamaya itiraz eden mahpusların hücre cezası alması.
- Görüşe gelen ailelerin dahi üst araması adı altında elbiselerinin çıkarılmaya çalışılması.
- Hak ihlallerine karşı yapılan itiraz ve talepler karşılığında disiplin cezalarının verilmesi.
- Başka hapishanelerden gelen kitap fotokopileri ve mektuplara el konulması.
- Ulusal bayram, ramazan bayramı ve açık görüş tatili birleştirilip tek bir açık görüş hakkı tanınması.
Kaynak: Sendika.Org
- 7 gösterim