Diyarbakır’da gözaltına alınan kadınlara darp ve hakaret

DAKAP Dönem Sözcüsü Bahar Karakaş Uluğ, tecride karşı yaptıkları eylem sonrası gözaltına alındıkları Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünden hastaneye kadar polislerce darp edildiklerini, cinsiyetçi küfür ve hakaretlere maruz kaldıklarını söyledi. 

22 Ocak 2019

PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevinde olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in eylemine ve taleplerine destek vermek amacıyla Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) üyeleri ve HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun’un da aralarında olduğu bir grup kadın, 20 Ocak Pazar günü Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi önünde eylem yapmak istedi. Cezaevi önüne giden kadınlar, polislerce darp edildi.. Polis müdahalesinde gözaltına alınan 10 kadın, aynı gün akşam saatlerinde ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı.

Polis müdahalesinde darp edilen ve gözaltına alınan DAKAP Dönem Sözcüsü Bahar Karakaş Uluğ, yaşadıklarını Mezopotamya Ajansı’na  anlattı.

‘Direnişine ses olmak istedik’

DAKAP üyeleriyle bir araya gelerek Leyla Güven’in direnişine ses olmayı amaçladıklarına dikkat çeken Karakaş, 40-50 kişilik bir kadın grubu olarak gittikleri cezaevi önünde polis müdahalesine maruz kaldıklarını hatırlattı. Polisin tavrının çok sert olduğun belirten Karakaş, “Kesinlikle tek bir slogan atılmasına izin verilmedi. Biz yine ‘Leyla Güven onurumuzdur’ sloganlarımızı attık. Emniyet Amiri, büyük öfkeyle polislere emir verdi ve üzerimize saldırdı. Tüm güçleriyle üzerimize geldiler ama sesimizi kısamayacaklar” dedi.

‘Biz devletiz, istediğimizi yaparız’

Kadınlara uygulanan şiddetle devletin, Kürtlere karşı beslediği husumeti ayyuka çıkardığını ifade eden Karakaş, “Bizi gözaltı aracına alan kadın polisler ‘biz devletiz, istediğimizi yaparız’ dedi. Bu süreçte devlet Kürtlere kaşı ciddi bir husumet belemekte ve bu husumetini de kolluk kuvvetleri aracılığıyla, yargı aracılığıyla gerçekleştirmektedir. Yine halkın seçilmiş vekili olan Remziye Tosun’a tazyikli suyla saldırdılar, ittiler” diye konuştu.

‘Gözlerimi oymaya çalıştı’

Gözaltı kararı olmadan hukuksuza gözaltına alındıklarını, kadın ve erkek polislerin kendilerini yerde sürükleyerek ve kollarını ters bir şekilde kıvırarak araca zorla bindirdiklerini belirten Karakaş, şunları dile getirdi: “Gözaltı aracına bindirildikten sonra da hakaretler devam etti. Kadın polisler sürekli bize, ‘bayanlar, sizi ters kelepçe takarız, vatan hainleri, teröristler, O…..lar’ diye küfür ediyorlardı. Çok cinsiyetçi tabirleri kullandılar, söylemekten dahi imtina ettiğim bir sürü cinsiyetçi küfür ve hakarette bulundular. Bir kadın polisin telefonu çaldı o sırada, arayan kişi annesiydi her halde. Kadın polis şunu söyledi: ‘Bir kaç terörist yakaladık eğeleniyoruz anne.’ İşkence devam etti yol boyunca. Bir kadın polis gözlerimi oymaya çalıştı. O sırada gözlerimin iç kısmında kan geldi. Bunu zaten raporla belgeledim. Darp ve işkence hastane kapısına kara devam etti”

Polis: Tamam o bizim doktor

Gözaltı işlemleri sırasında Selahattin Eyyubi Askeri Hastanesi götürüldüklerini ve birçok kadının darp edildiğini ifade eden Karakaş, şöyle devam etti: “Askeri Hastanenin kapasına vardığımızda da beni darp ettiler. O senada hastanenin bahçesinden çıkan doktor için polisler aynen şunu söyledi: ‘Tamam tamam, bizim doktor’ diye bir tabir kullandılar. Polislerle birlikte doktorun odasına girdik ve benim yüzüm kan revan içinde. Gözümün üstünde kan akmış, yüzümde kırmızı izler var. Bütün bunlara rağmen doktor çok rahat bir şekilde dönüp bana dedi ki, ‘darp var mı? Ben de belli olmuyor mu dedim. Doktor orada bana ‘ben mi size eyleme gidin dedim, ben mi sizi gözaltına aldım’ gibi üsten bir yaklaşımı oldu. Hakaretvari bir üslupla konuştu.”

Karakaş’a darp raporu

Darp raporunun kendisi dışında diğer kadınlara vermediğini anlatan Karakaş, “Bana raporun verilmesinin nedeni yüzümdeki kızarıklık ve gözlerimden kan gelmesiydi. O yüzden inkar edemediler. Yine SES Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Gönül Adıbelli de vardı. Onun kolunu kırmak için uğraştılar, daha sonra tek odaya alınarak tekrar darp edildi. Rozerin, Ceylan ve Hazal, tekmelendiler ve saçları çekildi. Gözaltına alınan bütün arkadaşlarımız darp edildi, fakat doktor rapor vermek istemedi” sözlerini kaydetti.

TİHV ve İHD’ye başvuru

Türkiye İnsan hakları Vakfı (TİHV) Temsilciliği ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesine başvuran Karakaş, TİHV ve İHD aracılığıyla tekrar doktor kontrolünden geçtiğini kaydetti. Karakaş, emniyette ifadesi alınırken polislerin “sanki ben onlara saldırmışız ve hakaret etmişim” diye kendilerinden şikayetçi olduklarını kaydetti.

Karakaş, yüzlerce kez gözaltı alınsa bile direnmekten vazgeçmeyeceklerini söyledi.

Kaynak: Yeni Yaşam Gazetesi