Emek ve Demokrasi Platformu: Tutukluların çığlığına kulak vermek insani sorumluluktur

Açlık grevlerine destek amacıyla açıklama yapan Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, "Toplumun büyük kesimleri tarafından kabul edilen talep için bedenlerini ölüme yatıran tutukluların çığlığına kulak vermek en insani sorumluluğumuzdur" dedi.

Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması talebiyle Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla basın toplantısı düzenledi. Mersin Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlenen açıklamaya, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçiler Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Mersin Tabip Odası, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Emek Partisi (EMEP) gibi birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütünden temsilci katıldı.

‘BU ÇIĞLIĞA SES VERELİM’

“Yaşam hakkını savunuyoruz” pankartının açıldığı toplantıda platform adına Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen konuştu. Cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemlerinin 3 ayı aştığına dikkat çekerek, sürecin kritik bir aşamaya vardığını ifade etti. Antmen, “İnsani ve tümüyle barışçıl olan ve büyük toplum kesimlerince de makul görülen talep adına bedenlerini ölüme yatıran siyasi tutukluların dört duvar arasında yükselen çığlıklarını toplum olarak sessiz kalmamız beklenmeyeceği gibi bu çığlığa kulak vermenin de en insani sorumluluğumuz olduğunu hatırlatmak isteriz. Ölümlere tanıklık ederek vicdanı yaralanmış, susarak ölümlere ortaklık etmiş bir kuşak adına daha çok sorumluluk üstlenmek durumunda olduğumuzu belirtiriz” dedi. 

‘BASKI VE ZORLAMALARA SON VERİLMELİDİR’

Hükümetin daha önceki yıllarda da açlık grevlerine yaklaşımlarının “Aç kalan yok. Herkes her şeyi yiyor. Bunlar şov yapıyor” gibi söylemlerinin olduğunu da hatırlatan Antmen, hükümetin asıl amacının kamuoyundaki tepkilerin önüne geçmeye çalışmak olduğunu ifade etti. Antmen, “Oysa 12 Eylül cunta generallerinin ve yetkililerinin benzer tutumlarından sonra 1982, 1984, 1996 ve 2001 yıllarında toplam 142 tutuklu yaşamını yitirmişti. Bugün de kamuoyuna yansıyan bazı cezaevlerinde tutukluların B1 vitamini, tuz ve şekerli su alması cezaevi idaresi tarafından engelleniyor. Yine eylemcilere uygulanan baskı, tehdit, zorlama, hücre izolasyonu gibi insan onuruyla bağdaşmayan idari uygulamalara derhal son verilmelidir” çağrısında bulundu. 

'İKTİDARI SORUMLU DAVRANMAYA DAVET EDİYORUZ'

Antmen açıklamasını şöyle tamamladı: "Hiç kimsenin, hekimleri meslek etiğine aykırı davranmaya ve sorunu hekimleri kullanarak çözmeye çalışmaması gerektiğini bir kez daha uyarıyoruz. Tüm uyarılarımıza rağmen yaşanabilecek tüm olumsuzlukların sorumlusunun da siyasal iktidar olduğunu belirtiyor siyasal iktidarı sorunun çözümü adına bir an önce adım atmaya ve sorumlu davranmaya davet ediyoruz.” 

Toplantı, alkışlarla sona erdi. 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı