Erol Zavar'dan Mektup Var!

Aşağıda mektubunu okuyacağınız Şair Erol Zavar kanser hastasıdır. Cezaevinde kaldığı sürece 21 kez ameliyat olduğu halde tahliye edilmemektedir. Adalet bakanı (2012 yılı itibariyle) mecliste bir soru önergesine verdiği cevapta, Erol Zavar gibi 500’ya yakın ağır hasta tutuklu ve hükümlünün olduğunu söylemiştir. Neden tahliye edilmediklerine dair bir açıklama yapılmamıştır.

Sevgili Öykü,

Merhaba,

Nasılsın?

Mektubun ve resimlerin hücreye ikinci kez baharı getirdi. Aslında tek bahar demeliyim. Çünkü burada havalar bir ısınıyor, sonra yağmur, soğuk oluyor. Ne yapacağımızı şaşırdık. Hem de gün içinde birkaç kez oluyor bu. Sizin oralar da böyle mi? Gerçi hücre arkadaşım “Mersin böyle değildir,yağmur da yağsa sıcaktır hava,dokunmaz, öyle çok fazla değişmez dereceler” diyor. İşte böyle bir ortamda senin mektubun ve resimlerinde ki gülüşün baharı getirdi. Çocuklar ziyarete gelmişti. Senin mektuptan önce, böylece onların gülüşleriyle birleşti gülüşün. Kocaman bir bahar havası doldu hücremiz…

Bunu söylerken geçmiş demeyi unuttum. Hasta olmuşsun kışın. İyileşmene sevindim ama. Biliyor musun hastalığı atlatınca daha güçlü oluyor insan sende tamamen yenmişsindir onu umarım. Babana da geçmiş olsun dileklerimizi ilet olur mu? Ve de ki, “Erol amcam kötü hastalığa yakalanıp Ankara’ya gelince, hücredeki arkadaşı sigarayı bırak demiş, ben de bırakayım, birlikte bırakalım demiş, bende bırakayım, birlikte bırakalım demiş, zorlamış, sonunda bırakmışlar ikisi de, 5 yıldır içmiyorlarmış. O günden sonra Erol amcamın kötü hastalığı gerilemeye, iyileşmeye başlamış, az kalmış tamamen iyileşecekmiş. Ve Erol amcam ve arkadaşı seninde sigara bırakmanı istiyorlar.” Aynen böyle şöyle olur mu?

Babanın Paris’ten yolladığı kartpostalı almadık. Demek ki “fare amcalar” yolda yemişler o kartpostalı. Bazen böyle yapıyorlar. Bu “fare amcalar” yalnızca bize gelen mektup ve kartpostalların tadını beğeniyor demek ki! Belki de bize yazan insanlar, sevgilerini kattıklarından yazılarına, bu “fare amcalar” da sevgiyi yok etmek isterken; önce kendi sevgilerini tüketiyorlardır. Böylece sevgi ihtiyaçlarını bize yazanların sözcüklerini yiyerek gideriyorlardır. Bari o zaman biraz insan sevgisi kazanırlar umarım…

Senin kartpostal desenlerini çok beğendik. Senin deseninin olduğu kartpostallardan hem baba’nın yolladığı hem de milletvekili Ertuğrul amcan var ya, işte onun yolladığını aldım. Resim sergine gelmeyi çok isterdik, gelemedik. Hala burada kapalı yerdeyiz çünkü. Eminim çok güzel geçmiştir sergin. Güzel resimlerinden ara sıra bize de yollar mısın? Biz hiç bilmiyoruz resim yapmayı. Aramızda bilen arkadaşlar var tabii. Onlar da bazen yolluyorlar resimlerini. Resim demişken mektubun sonunda, kağıtta boş bir yer bırakacağım. Senin için güzel bir çiçek çizmeyi düşünüyordum, aslında kopya çekecektim bir yerden, çünkü senin gibi güzel resim çizemiyorum, bunu söylemiştim. Fakat buraya renkli kalem almıyorlar. Güvenliği tehdit ediyormuş. Bir kalem, bir renk nasıl güvenliği tehdit ediyorsa, onu biz anlayamıyoruz tabii. Büyüklerin dünyası bu her şeyi anlaşılmaz kılmayı başaranlar var. Neyse işte Öykü’cüğüm, renkli kalem olmadığından çizmedim. Sen bir çiçek çiz ve dilediğin renge boya, bizden gelmiş gibi olsun olur mu?

Geçen yıl yazın sana kalemlik, anne ve babana da Che tablosu yollamak isterdim. Mektupla beraber buradan çıkardım ama bir karışıklık olmuş, bir türlü öğrenemedim sana ulaştı mı, ulaşmadı mı diye, bana haber verir misin? Eğer ulaşmadıysa yeniden yapacağım kalemliğini ve Che tablosunu.

Bu arada Kont’un ölümüne çok üzüldüm. Biliyor musun, acı çekmeden gidişi teselli olsun sana. Keşke hiçbir canlı acı çekmese değil mi?

Bizde burada türküler söylüyoruz pencereleri açıp. Fakat türkülerden korkuyorlar mı yoksa sevmiyorlar mı nedir, bize ceza veriyorlar mektup yazmamıza, çocuklarımızla görüşmemize yasak koyuyorlar. Olsun çünkü söylemek ve dans etmek kadar güzel bir şey mi var değil mi? Belki dondurma ya da pasta o kadar güzeldir. Bu arada sana verdiğim sözü unutmadım. Çıkınca pasta yapacağım, dondurma yapacağım birlikte yiyeceğiz.

Kalemlik konusunda eline ulaşıp ulaşmadığını bildirmeni bekliyorum. Artık bitireyim. Kendine iyi bak olur mu? Annene, babana, babaanne ve anneannene selam ve sevgilerimizi ilet olur mu? Hücre arkadaşlarım da selam söylüyorlar gözlerinden de öpüyorlarmış, bende seni sımsıkı kucaklıyor ve öpüyorum…. İyi ki varsın…

Sevgilerimle,

NOT: Çiçek resmini bu kısma çizebilirsin. 

Erol Zavar

1 no’lu F Tipi Hapishane

A-5-13 Sincan/ Ankara