Basına ve Kamuoyuna 3/12/2016
245 haftadır emek verip bu alanları bizlerle birlikte paylaşan duyarlı insanlar. Adaletin topyekün askıya alınıp, tüm hak ihlallerinin aleni ve fütursuzca uygulandığı, ülkenin üstüne kara bulutların çöktüğü bir süreç yaşıyoruz. Örgütlü mücadelenin değerini de böyle günlerde daha fazla hissediyoruz. Ülke bir yangın yeri.Tıpkı Aladağ’daki yurtta yaşanan yangın gibi. Tüm ülkeyi sarmış durumda. Yangından kaçış kapılarına da OHAL kilidi asılmış. Bu yangın daha büyümeden OHAL hukuksuzluğuna bir an önce son verilmelidir. OHAL ile birlikte sağlıklı bir insanın bile oldukça zorlandığı hapishane koşullarında hasta mahpuslar yaşam mücadelesi vermektedir. Hasta mahpusların tedavileri aksatıldığı gibi bazı hastaların tedavisi hiç yapılmamaktadır.
Hasta mahpuslar derhal serbest bırakılmalıdır!
Devlet, yoğun bir şekilde birçok mahpusa bu süreçte sürgün sevk uygulamaktadır. Mahpusları ellili, atmışlı gruplar halinde sürgün etmektedir. Sürgün sevklerle mahpusları başka başka şehirlerdeki hapishanelere göndererek, aileleri ile iletişimlerini zora sokmaktadır. Hapishane girişlerinde mahpuslara çıplak arama yapılması, sözlü itirazlara şiddet uygulanması, kelepçeli muayene, kısıtlı sohbet hakkının daha da kısılması, keyfi oda aramalarının sıklaştırılması, özel eşyalarına el konulması, mektupların gönderilmemesi ve gelen mektupların da teslim edilmemesi, gazete ve dergilerin verilmemesi bu sürecin sıklıkla ve rutin bir şekilde devam eden uygulamalarıdır.
Son zamanlarda hapishanelerdeki baskılar ve hareketlilik, hükümet kanadından atılan tweet’ ler hapishanelere yönelik bir saldırı planları olduğuna dair kaygılarımızı arttırmaktadır.
Bugün bu alanda birçok defa gündeme getirdiğimiz Erol Zavar’ı bir daha gündeme getirip son durumunu anlatacağız.
2001 yılında müebbet hapis cezası alan Zavar, bir buçuk ay önce Sincan hapishanesinden Tekirdağ F Tipi hapishanesine sürgün edilmiştir. Ankara’da yaşayan ailesinin kendisini ziyaret etmesi oldukça güçleşmiştir. Birçok rahatsızlığı olduğu için günlük işlerini tek başına yapmakta zorlanmaktadır. Bu durum hapishane yetkililerince gayet iyi bilinmesine rağmen bilinçli olarak yaşam koşullarını zora sokup baskı yapmaktadırlar.
Erol Zavar herkesin bildiği gibi mesane kanseridir. Bu kanser nedeni ile 15 kere ameliyat olmuş ve vücudundan 50’ye yakın tümör alınmıştır. Zavar’ın hastalığı bir tek bu kanserle de sınırlı değil. Kanser dışında ki diğer hastalıkları sırası ile şunlardır.
Koah - Migren - Astım - Tiroid nodul’ü - Akciğerde nodul - Ürtiker döküntü - Bacağında platin - Dizinden menüsküs ve safra kesesi ameliyatı - Bel ve Boyun fıtığı hastalıklarından da muzdariptir. Yani kısacası olmayan hastalık yoktur.
Bütün bunların dışında son zamanlarda kalbinden rahatsızlık yaşamış ve bu yüzden anjiyo olması gerekmektedir. Anjiyo için hastaneye giderken bacağındaki platinin X-Ray cihazının ötmesi nedeni ile çıplak aramaya tabii tutulmak istenmiştir. Bu duruma itiraz eden Zavar gardiyanların saldırısına uğrayıp, hastaneye de götürülmemiştir. Hastaneye sevki sırasında bu uygulamanın insan hakkı ihlali olduğunu söylemesi ve çıplak aramaya itirazı nedeni ile haftalardır anjiyo olamamıştır.
Bacağında ki platinin raporu da olan Erol Zavar’ın sağlık sorunları ve bunların giderilmesi Devlet’in sorumluluğundadır. Devlet ,vatandaşı mahpus bile olsa onun her türlü sorumluluğunu da üstlenmiş durumda olmalıdır ve gerekenin yapılması, tedavisinin acilen ve gerekçesiz olarak yapılması konusunda yöneticilerine talimat vermelidir. Erol Zavar’ın en kısa sürede anjiyo için hastaneye sevk edilmesi gerekmektedir ve bu mutlaka yapılmalıdır. Sevk sırasında dayatılan çıplak aramaya derhal son verilmelidir.
Açıklamamızı Erol Zavar’ın kendi sözleriyle bitirelim.
‘Şimdi kış ölümün vaktidir derler
VE tecrübelerimden bilirim
kışın ölene söverler
kusura bakma ölüm
ben arkamdan sövdürmem
bu randevuya asla gelmem’
.
EROL ZAVAR SERBEST BIRAKILSIN!
SÜRGÜN SEVKLER DURDURULSUN!
HASTA MAHPUSLAR SERBEST BIRAKILSIN!
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBESİ
- 1 gösterim