TÜİK 2020 verilerinde, Ceza İnfaz Kurumu'nda bulunan kişi sayısı yüzde 8,5 azaldı deniyor. Bu azalma bir başarıdan dolayı değil, pandemi nedeniyle infaz sisteminde yapılan bir değişiklikle olmuştur.
Zafer Kıraç* [email protected]
Türkiye İstatistik Kurumu, 2020 yılı Ceza İnfaz Kurumu İstatistikleri** ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü güncel verileri*** üzerinden hapishaneler ve infaz sistemi üzerine basit bir değerlendirme yapmak istiyorum, bu alanda çalışan veya ilgi duyanların katkı vermesini ve bu şekilde daha iyi anlayıp, yorumlayabileceğimize inanıyorum. Katkılarınızı bekliyorum.
"Ceza infaz kurumunda 31 Aralık 2020 tarihindeki kişi sayısı, 2019 yılının aynı tarihine göre yüzde 8,5 azalarak 266 bin 831 oldu.
Ceza infaz kurumlarının 31 Aralık 2020 tarihindeki nüfusunun yüzde 84,3'ünü hükümlüler ve yüzde 15,7'sini tutuklular oluşturdu. Bu kişilerin yüzde 96,0'ını erkekler, yüzde 4,0'ını ise kadınlar oluşturdu.
Her yılın 31 Aralık tarihi itibarıyla Türkiye'de yüz bin kişi başına düşen ceza infaz kurumundaki kişi sayısı 2011 yılında 172 iken, bu sayı 2019 yılında 351, 2020 yılında ise 319 oldu. Diğer taraftan 2020 yılında 12 ve daha yukarı yaştaki her yüz bin kişiden 390'ı ceza infaz kurumunda yer aldı.
Ceza infaz kurumuna hükümlü statüsünde giriş kaydı olanlardan ceza infaz kurumuna girdiği andaki yaşa göre çocuk (12-17 yaş grubu) olanların sayısı bir önceki yıla göre yüzde 23,6 düşerek bin 283 olurken, suç işlediği andaki yaşı çocuk olanların sayısı bir önceki yıla göre yüzde 21,4 düşüşle 10 bin 234 oldu.
Aynı yıl içinde bir veya daha fazla giriş kaydı dikkate alındığında, 1 Ocak-31 Aralık 2020 tarihleri arasında ceza infaz kurumuna 258 bin 401 hükümlü statüsünde giriş kaydı yapıldı. Yine aynı yıl içinde bir veya daha fazla çıkış kaydı dikkate alındığında, aynı tarihler arasında ceza infaz kurumlarından 361 bin 870 hükümlü statüsünde çıkış kaydı yapıldı. Giren hükümlülerin yüzde 95,9'unu, çıkan hükümlülerin ise yüzde 96,4'ünü erkekler oluşturdu.
Ceza infaz kurumuna giren hükümlülerin birden fazla suç işlemesi durumunda en ağır cezayı gerektiren suç esas alınmakta olup, bu esasa göre değerlendirildiğinde, ceza infaz kurumuna 1 Ocak-31 Aralık 2020 tarihleri arasında giren hükümlülerin yüzde 15,7'si yaralama, yüzde 15,2'si hırsızlık, yüzde 5,9'u trafik suçları, yüzde 5,3'ü İcra İflas Kanunu'na muhalefet ve yüzde 4,7'si ise uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunu işledi.
Ceza infaz kurumuna 1 Ocak-31 Aralık 2020 tarihleri arasında giren hükümlülerin eğitim durumu işlenen suça göre değerlendirildiğinde yaralama suçu işleyenlerin yüzde 29,9'u ortaokul ve dengi meslek okulu mezunu, yüzde 26,0'ı lise ve dengi meslek okulu, yüzde 21,4'ü ilköğretim mezunu kişilerden, hırsızlık suçu işleyenlerin ise yüzde 45,4'ü ortaokul ve dengi meslek okulu mezunu, yüzde 17,6'sı ilköğretim, yüzde 15,6'sı lise veya dengi okul mezunu kişilerden oluştu.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu işleyenlerin yüzde 32,1'ini ortaokul ve dengi meslek okulu, yüzde 24,2'sini lise ve dengi meslek okulu, yüzde 16,5'ini ilköğretim mezunu hükümlüler oluşturdu. Öldürme suçu işleyenlerin yüzde 29,2'sini lise ve dengi meslek okulu, yüzde 28,8'ini ortaokul ve dengi meslek okulu, yüzde 14,9'unu ilköğretim mezunları oluştururken, cinsel suçları işleyenlerin yüzde 31,7'sini ortaokul ve dengi meslek okulu, yüzde 24,2'sini lise ve dengi meslek okulu, yüzde 19,0'ını ilköğretim mezunu hükümlüler oluşturdu.
Ceza infaz kurumuna 1 Ocak-31 Aralık 2020 tarihleri arasında giren hükümlüler eğitim durumu ve işlenen suç sırası itibarıyla değerlendirildiğinde; ilköğretim mezunlarında yüzde 18,7, lise ve dengi meslek okulu mezunlarında yüzde 16,7, ilkokul mezunlarında yüzde 16,5 ve yükseköğretim mezunlarında yüzde 9,2 ile yaralama suçu; okuryazar olup bir okul bitirmeyenlerde yüzde 30,2, okuma yazma bilmeyenlerde yüzde 25,3, ortaokul mezunlarında yüzde 22,0 ile hırsızlık suçu ilk sırada yer aldı.
AÇIKLAMALAR
Söz konusu istatistiklerin veri kaynağını Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü kayıtları oluşturmaktadır. Veri, Adalet Bakanlığı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi veri tabanından manyetik ortamda derlenmektedir. Ceza infaz kurumu nüfusu, iki referans tarihine göre tanımlanmaktadır. Stok nüfus; ceza infaz kurumunda 31 Aralık tarihi itibarıyla mevcut tutuklu ve hükümlü statüsündeki toplam kişilerdir. Akış nüfus; 1 Ocak ile 31 Aralık tarihleri arasında ceza infaz kurumuna hükümlü statüsünde giriş ve ceza infaz kurumundan hükümlü statüsünde çıkış yapmış kişilerdir. Buna göre yıl içinde bir kişi birden fazla giriş/çıkış yapmış ise her bir girişinde/çıkışında ayrı bir kişi olarak sayılmaktadır."
Evet TÜİK 2020 hapishane verileri için daha fazla inceleme yapılabilir. Ben şu anda ne durumdayız onu aktarmaya çalışmak için, en yakın tarihli Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğü verilerine de bakalım istiyorum. Bu veriler yeterli olmasa da bize birçok şey söylüyor.
30/09/2021 tarihi itibariyle Türkiye’de; 259 kapalı ceza infaz kurumu, 83 müstakil açık ceza infaz kurumu, 4 çocuk eğitimevi, 10 kadın kapalı, 6 kadın Açık ve 7 çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 369 ceza infaz kurumu bulunuyor.
Bu kurumların barındırabileceği mahpus kapasitesi 251.229
Hem TÜİK hem CTE verilerine baktığımızda yanıtlanması gereken sorular var. Bu sorular samimi bir şekilde, hemen aklıma geliverenler, kuşkusuz başka önemli sorular eklenebilir. Adalet Bakanı Sayın Abdülhamit Gül’e yazılı olarak ta yolladım. Yanıtlarsa buradan paylaşmak isterim.
TÜİK 2020 verilerinde, Ceza İnfaz Kurumu'nda bulunan kişi sayısı yüzde 8,5 azaldı deniyor. Bu azalma infaz rejimindeki bir başarıdan dolayı değil, pandemi nedeniyle infaz sisteminde yapılan bir değişiklikle olmuştur. Tam sayıyı bilmiyoruz ama 50 bin civarı mahpusun tahliye edildiğini tahmin etmiştik. Tam olarak sayı nedir?
2021 yılı CTE verilerine göre mahpus sayısı tekrar eski haline gelmiş görünüyor. Yani neredeyse 50 bin kişi tahliye olduğu halde bir yılda yeni 40 bin civarı mahpus hapishane nüfusuna mı katılmıştır? Bu çok ürkütücü değil midir? Bu hızlı artışın nedeni ne olabilir?
Suç tekrarı sayılarını neden bilemiyoruz? İnfaz sisteminin ‘topluma kazandırma‘ işlevini ne kadar gerçekleştirebildiğini ve iktidarın suçla mücadelesindeki başarı veya başarısızlıkları anlamak için bu verileri bilmemiz gerekmez mi?
Tablolara baktığımızda toplam 292 bin 74 mahpus olduğuna göre yaklaşık 41 bin kapasite fazlası mahpus var. Hapishanelerdeki insani şartlar hem ‘rehabilitasyon’ da hem de insan hakları ihlallerini önlemede önemli bir unsurdur. Bu mahpuslar hangi şartlarda kalıyorlar? Örneğin, kendilerine ait bir yatakları var mıdır?
Avrupa cezaevlerinde nüfusa oranla en fazla mahpus Türkiye’de bulunuyor. Avrupa Konseyi 2020 Cezaevi İstatistiklerine göre birinci sıradaki Türkiye’yi Rusya ve Gürcistan takip ediyor. Mahpus sayısını azaltmak konusunda bir plan ve program var mıdır?
Cezaevinde annesi ile birlikte kalan 0-6 yaş çocuk sayısı bakımından da Türkiye 607 ile başı çekiyor. İkinci sırada gelen Rusya'da bu sayı 423 olurken üçüncü sıradaki İspanya'da bu sayı 94. Bu konuda çocuğun yüksek yararı ilkesi açısından önemli bir sorun olduğu ortada. Sorunun çözümü için bir planınız var mı?
Yaklaşık 200 bin civarı genç nüfus hapishanelerde. Bu sayının ülkenin genç işsizliği göz önüne alındığında ne kadar önemli bir problemle karşı karşıya olduğumuzu görebiliriz. Gençlerin suç ile ilişkilenmesinde ülkede uygulanan yanlış politikalar sonucunda işsiz kalmaları önemli bir etken. İlgili diğer bakanlıklarla bu verileri paylaşılıp çözüm yolları arıyor musunuz?
Uyuşturucudan hüküm giyenlerin sayısında önemli ve korkutucu bir artış var, sebeplerini biliyor muyuz? Bu konuda İçişleri Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı'nın ortak bir çalışması var mıdır?
Evet sürekli hapishaneler yapılıyor ve hızlıca içi mahpuslarla yani insanlarla dolduruluyor. Sonra bu mahpusların büyük bir bölümü defalarca tahliye olup defalarca hapishaneye geri dönüyorlar, tabii daha büyük suçlarla ilişkilenerek. Bu böyle sürüp gidiyor...
Suçu önlemek için bu ülkede neler yapılıyor bilmiyoruz. Ama önleme çalışmalarına sivil toplum örgütleri ve yurttaşların katılımı olmadan başarılı olunamayacağını biliyoruz.
Hapishane yaparsan doluyor.
Hapishane inşaatlarına ve bu inşaatları yapan müteahhitlere ihaleler yoluyla sürekli para aktarılıyor. Sayıları 70 bini bulan infaz koruma memurlarına verilen maaşlar. Sonuç çok açık, ortada bir başarı yok. Parayı ve insan gücünü suçu önlemeye daha çok harcarsan hapishaneler kapatılabiliyor. Bu bir hayal değil, örnekleri de olan çok gerçekçi bir sonuçtur.
*İnsan Hakları Çalışanı
** https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Ceza-Infaz-Kurumu-Istatistikleri-2020-37202
*** https://cte.adalet.gov.tr/Home/SayfaDetay/cik-istatistikleri12012021090932
Kaynak: Gazete Duvar
- 23 gösterim