Hapishanede Apranax’a Bir Ay Ceza

Van Cezaevinden Korkmaz, başı ağrıyan başka bir mahpusa ağrı kesici ilaç gönderdi, “1 aylığına etkinliklerden men cezasına” çarptırıldı. bianet’e gönderilen mektuplara verilen yasaklama kararına itirazlar da reddedildi.

Ayça Söylemez İstanbul - BİA Haber Merkezi 15 Kasım 2018

***

Van Cezaevinde tutuklu bulunan Taner Korkmaz, hapishanede başı ağrıyan tutuklu arkadaşına Apranax (ağrı kesici) gönderdi.

Hapishane idaresi durumu fark edince, Korkmaz’a disiplin cezası verdi. Taner Korkmaz’a, Cezaevi İdaresi Disiplin Kurulu’nun 3 Ekim 2018 tarihli, 2018/918 sayılı kararıyla, “1 aylığına bazı etkinliklerden men cezası” verildi.

5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 40/2 maddesinde, “bazı etkinliklerden alıkoyma cezasını gerektiren eylemler” düzenleniyor. Maddenin f bendi ise şöyle: “Çıkar sağlamak amacıyla hükümlülere veya kurum görevlilerine eşya vermek veya satmak.”

Ancak hakkında bu cezaya hükmedilen Korkmaz’ın arkadaşına ağrı kesici vererek “nasıl bir çıkar sağlamaya çalıştığı” açıklanmadı.

Bu durumu, yine Van’da tutuklu bulunan Murat Kaymaz, bianet’e yazdığı 5 Kasım 2018 tarihli mektubunda anlattı.

Mektupta, halen tutuklu olmalarına ve haklarında ağırlaştırılmış müebbet gibi bir karar olmamasına rağmen, mahpuslardan Taner Korkmaz, Mecit Şahnkaya, Yusuf Kenan Dinçer, Murat Kaymaz, Akil Nergiz ve Talat Şanlı’nın iki yıldır tek kişilik hücrelerde tutulduğu ifade edildi.

"Cezaevlerinde sürekli görev yapan hekim yok"

Van Barosundan avukat Murat Timur, “Bu şekilde davranmış birine cezai yaptırım uygulamaktansa, ulusal ve uluslararası mevzuat gereği mahpusların sağlık ve diğer haklarının sağlanması gerekiyor ki, mahpusların bunları yapmasına da gerek kalmasın” dedi.

Avukat Timur’a, bu olaydan yola çıkarak Van’daki hapishanelerin sağlık hakkına erişimdeki durumunu sorduk.

Timur, Van’daki M Tipi Cezaevi ile Van Cezaevi Kampusundan, sağlık hakkı, beslenme hakkı ve diğer hakların ihlal edildiğine yönelik sürekli olarak şikayetler aldıklarını ifade etti:

“Cezaevi kampusunda bir sağlık birimi var. Sağlık İl Müdürlüğünün görevlendirdiği bir doktor, yalnızca haftanın belli günleri, yaklaşık üç gün kampus alanına gidiyor ve orada da sınırlı bir süre bulunuyor. M Tipi Cezaevinde de aynı şekilde geçici görev yapan bir hekim var.

“Kampustaki hapishanelerde toplam 3 bin kadar mahpus var. M Tipi’nde de yaklaşık 1000 mahpus var. Hapishanelerin nüfusu kalabalık ancak hiçbirinde kadrolu, sürekli görev yapan hekim bulunmuyor. Geçici gelen hekim de haftanın belli günleri belli saatlerde muayene yapıyor. Bu da tabii mahpusların sağlık hakkına erişiminde sıkıntılar yaratıyor.

“Tutuklu ve hükümlüler sağlık hakkına erişiminde ciddi engel ve problemlerle karşılaşıyor. Cezaevinde bulunan, özgürlüğünden mahrum birinin temel haklarının sağlanmamış olması tutuklu ve hükümlüye ikinci bir ceza mahiyetinde.

“Her tutuklu ve hükümlünün ulusal ve uluslararası mevzuat gereği temel hakları mutlaka sağlanmalı. Hukuk devleti olmanın temel koşullarından biri de hapishanedekilerin haklarının sağlanmasıdır.”

Hapishane, kendi kararını da yasakladı

Mektupta, hapishanenin mektuplar hakkında verdiği kendi kararını da “sansürlediği” ifade edildi:

“Talat Şanlı Yeni Yaşam gazetesinden Çağdaş Kaplan’a, Murat Kaymaz da Evrensel’den Fatih Polat’a Eylül ayında yazdığı ve hak gasplarının anlatıldığı mektuplara engelleme kararı getirildi ve mektuplar gönderilmedi.

“Şanlı ve Kaymaz da Cezaevi İdaresi Disiplin Kurulunun engellemeye yönelik 2018/914 ve 2018/915 sayılı kararlarını gazetecilere göndermek istedi. Ancak idare, bu kararın gönderilmesine de, 2018/941 ve 2018/942 sayılı iki ayrı engelleme kararı alarak kendi kararını engellemiş oldu.

“Talat Şanlı’nın bianet’e gönderdiği ve hapishane idaresinin engelleme kararı aldığı mektup için İnfaz Hakimliğine yaptığı itiraz başvurusu da reddedildi.

“Aynı şekilde Murat Kaymaz’ın aynı adrese göndermek istediği iki mektupla ilgili alınan yasaklama kararlarına yaptığı itirazlar da Van 1. Ağır Ceza Hakimliğince reddedildi.

Dergiler iki yıldır “fiilen yasaklı”

Kaymaz’ın mektubunda, mahpuslara posta ile gönderilen Tavır, Yürüyüş ve Kızılbayrak dergilerinin kendilerine iki yıldır verilmediği de ifade edildi:

“Dergiler, bir karar alınmaksızın, hukuksuzca bekletildi, bize verilmedi. Konuyla ilgili görüşülen hapishane müdürü, ‘Bundan sonra ya dergiler mahpuslara verilecek ya yasaklama kararı getirilecek, hukuksuz iş yapılmayacak’ talimatını verdi. Ama bu talimata rağmen dergiler halen bize verilmedi.

“Şanlı’nın abonesi olduğu Cumhuriyet gazetesinin 18 Ekim tarihli nüshası da “kuruma gelmedi” diye verilmedi. Şanlı dilekçeyle gazeteyi talep edince ise gazete kendisine beş gün gecikmeyle de olsa verildi.”

İnsan hakları komisyonu: Hapishane ihlal yok diyor

Mahpuslar, yaşadıkları sorunlarla ilgili TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna bir dilekçeyle başvurmuştu.

Mektupta, dilekçeye Hakan Çavuşoğlu imzasıyla gelen şu yanıt da yer aldı:

“Başvurunuza konu olan şikayetlerinizle ilgili olarak şikayet eden kurum tarafından tesis edilen işlemlere ait evrak, başvurunuzla birlikte komisyonumuza gönderilmiş olup gönderilen evraklar doğrultusunda başkaca bir işlem yapılmasına yer olmadığı sonucuna varılmıştır.”

İnsan haklarını inceleme komisyonu, cezaevi idaresinin gönderdiği evrakları inceleyerek, mahpusların iddialarının incelenmesine yer olmadığına hükmetti. (AS)

Kaynak: BİANET