Hasta Tutsak Devrim Ayık: Tedavim Yapılmıyor!

…2 yıldır cezaevinde hiçbir delil olmamasına rağmen tutukluyum ve ilaç tedavim uygulanmadığı için neredeyse bağırsak kanserine bulaşacaktı. 27 Nisan'da, mahkeme gününde fenalaşınca beni hastaneye kaldırmak zorunda kaldılar ve 11 Mayıs'ta ameliyat ettiler. Bağırsağımda 4 adet delik açılmış, apse ve ülserler çoğaldığından 50 cm bağırsak kesip aldılar. Şu an durumumu soracak olursanız ameliyattan bu yana, 2-3 ay geçmesine rağmen hiçbir kontrol ve tedaviler yapılmıyor. Burada arkadaşların desteğiyle ayakta kalmaya çalışıyoruz. Şu an biraz iyiyim…

***

24 Temmuz 2017

Merhaba sevgili Selime ve Akın arkadaş

Öncelikle şahsınızda zindanlarda dayanışan, bütünleşen tüm değerli aileleri ve arkadaşları şahsım ve zindandaki tüm arkadaşlar adına en içten duygularımızla ve zindan direniş ruhuyla selamlıyor, sevgi ve saygılarımla. 

Heval Selime ve Akın, öncelikle değerli ve bir o kadar da anlamlı olan mektubunuzu aldım, çok teşekkürler. Beni bağışlamanızı istiyorum, bu mektuba geç cevap yazdığım için. Gerek zindan koşulları olsun, gerekse sağlığımdan kaynaklı geç yazdım.

Değerli arkadaşlar nasılsınız, umarım moral ve sağlığınız iyidir. Önemli olan ihtiyacımız sizlerin moralli coşkulu olmanızdır. Gönül isterdi ki, tanışmamız dışarı da ve özgür günlerde olsun, ama maalesef birbirimizden uzakta ve aramızda beton duvarlar. Ama şunu bilmenizi isterim ki, beraberlik yan yana olmak değildir sadece. Sizin mektubunuz elime geçtikten bu yana ruhum, düşünce ve duygularımla yanınızdayım. 

Değerli arkadaşlar beni / bizleri sormuştunuz. Bizlerde sizin gibi değerli aile ve arkadaşların yolladığı mektup, selam ve yardımlaşmalarıyla beraber daha iyiyiz. 2 ay önce İzmir'den Antalya'ya sürgün geldim. Gerek İzmir'deki arkadaşlar olsun, gerekse Antalya'daki arkadaşlar olsun hepsi iyiler. Bundan 2 yıl öncesine kadar yazdığımız mektuplarda rutin zindan yaşamı sürüp gidiyor derdik, ama artık öyle bir hale getirmişler ki tek bir gün yoktur ki zindanlar günü sorunsuz bitirsin. Bugün AKP hükümeti ve Erdoğan'ın 2 yıl önce başlattığı yeni savaş konseptinin yıl dönümü. Hepimizin bildiği gibi Türkiye'de her an, yılda bir darbeler olurdu ve bugün yaşadığımız da tüm darbelerin toplamıdır. 90'lı dönemlerde gizli ve kapaklı yapılanlar bugün açık bir şekilde, dünyanın gözleri önünde uygulanmaktadır. Dışarıda son 2 yılda insanlarımız diri diri yakıldı, şehirler tank ve toplarla yerle bir edildi, köylerde insanlar infaz edilir ve PKK yaptı diye lanse eder, sol, sosyalist ve Kürt halkı sürekli baskı, zulüm, işkence, gözaltı ve tutuklamalarla sindirilmek isteniyor. Tüm sol, sosyalist ve Kürt halkının birleştiği HDP çatısı iktidarlar tarafından hazmedilemedi ve belediye başkanlarından, milletvekillerine ve eş başkanlara kadar herkesi içeri aldılar. Şu an Erdoğan için alternatif kimse olmadığı için referandumu kendi lehine çevirdi. Tam meşru bir referandum olmadığı için zaten tüm cezaevlerinde 15-20 arkadaşımız kullanmadı oyunu. Bunlardan biri de benim. Oylarımızı kullanmamıza izin vermediler ve boş pusula atarak evet olarak kabul etti YSK. Zindanlara gelecek olursak Türk devletinin aynası, dışa vurumudur kirli zihniyetlerinin. 

Zindanlarda hiç bir gün yoktur ki, çocuklara işkenceler, tacizler ve tecavüzler olmasın, hiç bir gün yoktur ki kadınlar, baskı, şiddet, taciz vb. durumlarla karşı karşıya gelmesin ve hiç bir gün yoktur ki biz siyasilere kimliksizleştirme, marjinalleştirme ve sindirme politikaları uygulanmak istenmesin. Her gün, her hafta, her ay farklı politikalarla üzerimize gelinmek isteniyor. Ama bizler halkımızdan aldığımız moralle ve destekle bu tür politikalara hep karşı gelmişizdir. Bazı cezaevi müdürleri, ikinci Esat Oktay olmak istediğini dile getirirler. Ama hesap edemedikleri birşey vardı, o da Esat Oktay bile bunca uyguladığı zindan vahşetine rağmen gördüğü direniş karşısında duramamış ve kendisi de kaçmıştır. Zindanlardaki direnişler bir kişi-birey üzerinden ele alanlar var. Oysaki o kişi-birey şahsında direnen bir halktır, halklardır. Şu an bulunduğumuz cezaevinde 4 odamız var. 3 oda erkek arkadaşların, 1 oda kadın arkadaşların. Birbirimizle irtibatımız yok. Odalar ayrı ayrı bloklarda. Ortalama 100 arkadaşımız var bu cezaevinde. Bizim odada 30 arkadaş kalıyoruz. Benimle beraber 5 arkadaş 2 ay önce buraya sürgün edildik. Ben Mayıs'ta ameliyat oldum. 5 ay boyunca beni İzmir'de hastaneye götürmediler ve dünyada nadir bulunan Cronn (bağırsak zehirlenmesi) hastalığını taşıdığımdan dolayı ciddileşti durumum. 2 yıldır cezaevinde hiçbir delil olmamasına rağmen tutukluyum ve ilaç tedavim uygulanmadığı için neredeyse bağırsak kanserine bulaşacaktı. 27 Nisan'da, mahkeme gününde fenalaşınca beni hastaneye kaldırmak zorunda kaldılar ve 11 Mayıs'ta ameliyat ettiler. Bağırsağımda 4 adet delik açılmış, apse ve ülserler çoğaldığından 50 cm bağırsak kesip aldılar. Şu an durumumu soracak olursanız ameliyattan bu yana, 2-3 ay geçmesine rağmen hiçbir kontrol ve tedaviler yapılmıyor. Burada arkadaşların desteğiyle ayakta kalmaya çalışıyoruz. Şu an biraz iyiyim. Kendimi anlatmamın nedeni benim yaşadığım hastalık ve sorunlar en hafiflerindendir. Tüm cezaevlerinde benim gibi ve daha ağır hasta arkadaşlarımız ve insanlar vardır. Sizin gibi değerli aileler ve arkadaşlar sayesinde morallerimiz hep güçlüdür. 

Değerli arkadaşlar ilk mektubum olmasına rağmen çok uzattım ve bir daha ki mektubumda daha iyi yazmaya çalışacağım. Biz 3 kardeşiz. En büyüğü benim. Ailem Manavgat Side'de (Antalya) yaşıyor. Benim durumum biraz böyle. Sizleri de tanımak isterim. Bir daha ki mektubunuzda biraz kendinizden bahsederseniz sevinirim. Size bir fotoğrafımı yollamak istedim ama hepsi geçen yıla aitler. Burada da fotoğraf çekmek yasaktır. Fotoğraf çektirdiğimde size yollarım. Benden birkaç arkadaşın ismini yazmamı istemiştiniz. Ben sadece ismini yazmakla kalmak istemedim. Bizzat arkadaşlar da size yazdı. Yazan arkadaşların isimleri; Şeyhmus Çelik, Hakan Şimşek, Burhan Çeliker, Mesut İşbilir ve M. Salih Filiz.

Değerli arkadaşlar, bu mektubumun sonuna gelirken gönderdiğin kartlar için teşekkür ediyor ve bunları hep saklayacağımı belirtmek istedim. Bu temelde şahsım ve buradaki tüm arkadaşlar adına sizleri en içten duygularımla selamlıyor, sevgi ve saygılarımızla. 

Devrimci Selam ve Saygılarımızla

Özgür yarınlarda görüşmek dileğiyle 

Sevgilerimle

Devrim Ayık

Antalya L Tipi Hapishanesi