80 yaşındaki hasta tutuklu Sıddık Güler’in sağlık koşulları nedeniyle sorunlar yaşadığı ve artık yürüyemeyecek durumda olduğunu aktaran kızı Ayşe Güler, babasının bir an önce tahliye edilmesini talep etti.
11 Eylül 2019
İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi’nde olan hasta tutuklu Sıddık Güler (80), 1994 yılından bu yana birçok cezaevine sevk edildi. Yaşadığı sağlık sorunlarından ötürü artık yürüyemez hale gelen Güler’in hem ailesinin hem de Kandıra 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan oğlu Habib Güler’in babalarına refakatçi olmak için gerekli mercilere yaptıkları başvuru reddedildi. Aile bireyleri ise hem cezaevindeki hak ihlalleri hem de babalarının durumlarına ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Tutuklu Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUAYDER) Diyarbakır Şubelerine başvurdu. Güler’in kızı Ayşe Güler, babasının sağlık durumlarının ciddileştiğini ve cezaevi yönetiminin hasta tutuklu ve hükümlüler konusunda gerekli hassasiyeti göstermediğini vurguladı.
‘Babamı birçok yere sürgün ettiler’
Babasının kendisine bakamayacak durumda olduğunu aktaran kızı Güler, bu sorunun da bir kaç yıl önce başladığını aktardı. Babası ile ağabeyinin Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde 2 yıl beraber kaldığını ve ağabeyinin babasına yardımcı olduğunu ifade eden Güler, cezaevi yönetimi daha sonra hem ağabeyini hem de babasını farklı cezaevlerine sevk ettiğini söyledi. Güler, hasta olan babasının da sık sık farklı cezaevlerine sevk edildiğini belirtti.
‘Hastanede tedavi edilmeli’
Babasını en son İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi’nde Kurban Bayramı’nda gördüğünü belirten Güler, gördüğü manzarayı şöyle anlattı: “Babam, tekerlekli sandalyeyle yanımıza geldiğinde şaşkına döndük. Babamı hastaneye dahi götürmüyorlar, tedavi diye sadece hapishane revirine götürüyorlar. Babam revir yerine hastanede tedavi edilmeli. Ayrıca yaşından ve sağlık sorunları nedeniyle bakımını sağlayamıyor. Kardeşim yanında olsa ona bakardı.”
‘Babam uyuyamıyorum diyor’
Babasından yüksek tansiyon ve kalp hastalığının ciddi bir duruma ulaştığına dikkati çeken Güler, babasının hapishane de kaldığı süre zarfından iki kere de anjiyo olduğunu kaydetti. Bu hastalıkların yanı sıra romatizma hastalığı nedeniyle de babasının yürüyemeyecek durumda olduğunu ifade eden Güler, “Babam, bize ‘canımın acısından uyuyamıyorum’ diyor. İskenderun’da yoğun nemden dolayı romatizma ağrıları daha çok baş göstermeye başlamış” diye konuştu.
‘Hapishane koşulları oldukça zor’
Cezaevi yönetiminin tutuklulara ayakta sayımı dayattığını ve babasına gönderdikleri şalvar ve benzeri kıyafetleri içeriye almayıp geri gönderdiğini aktaran Güler, şunları söyledi: “Hapishane koşulları oldukça zor. Babam ile görüşe gittiğimiz sırada bir anons sesi geldi. ‘Bugün öğleden sonra sular akmayacaktır’ diye bir anonstu. Sularını kesiyorlar, kitap, dergi, radyodan mahrum bırakıyorlar, genç tutsaklara şiddet uyguluyorlar. Görüşte bir annenin, çocuğuna saldırı olmuş diye ağladığını gördük. İskenderun Hapishanesi’nde tam anlamıyla tecrit var.”
Babasıyla görüşmeye gittiği sırada yaşadıklarını da anlatan Güler, “Burada adalet, hukuk, kanun yok. Kanun, hapishane gardiyanları ne derse odur” dedi. Güler, tüm hasta tutukluların serbest bırakılmasını talep etti.
Konuya ilişkin telefonla görüştüğümüz İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi yetkilileri ise iddiaların asılsız olduğunu ileri sürdü.
Kaynak: Yeni Yaşam Gazetesi
- 11 gösterim