Hem sanat hem estetik hem direniş... İçeride Dışarıda Sergisi

“İçeride-Dışarıda” sergisi

  • Korku imparatorluğu Türkiye’deki sanatçıları esir almış durumda. Birçok sanatçı suskunluğa gömülmüş durumda. Ama hala bir kesim bu suskunluğa karşı ses çıkarma çabasında. Bu korkuya rağmen mücadele eden insanlar var. Bunların en başında da tutsaklar geliyor”
  • Tutsaklar tüm baskılara rağmen tutsaklar hem eserleriyle şiddetin estetiğini ve direnişin estetiğini sergiliyorlar. O tecride rağmen üretiyorlarsa ve o ürünlerini bir anahtar deliğinden, demir kapıların aralıklarından bize yolluyorlarsa biz dışarıdakilerin de bundan örnek almamız gerekir. 

***

Görülmüştür Ekibi ve Red Fotoğraf Grubu’nun “İçeride-Dışarıda” adlı sergisi Karşı Sanat Çalışmaları Galerisi’nde sergileniyor. 20 Fotoğrafçı, 30 tutsak şair, yazar, ressam ve karikatüristin eserlerinden oluşan sergi 10 Eylül’e kadar açık kalacak. 

Cezaevinde yaşanan baskılara karşı dışarıdan da “bir direniş örgütlemek gerekiyor” diyerek yola çıkan Görülmüştür.org ve Red Fotoğraf Grubu  “İçeride-Dışarıda” adlı resim sergisiyle cezaevinde yaşanan şiddet sarmalını anlatmaya çalışıyor. Sergide kadına, çocuğa, emekçiye, mülteciye, LBGTİ+lar’a, tabiata, hayvana uygulanan şiddetin ve bu şiddete karşı direnişin betimlemelerini görüyoruz. Özellikle tecrit içinde tecridi yaşayan, zor koşullarda üreten cezaevlerindeki tutsak yazar, şair ve çizerlerin eserleri sergide yer bulurken, 20 ile 30 yıldır cezaevinde olan bazı tutsakların mektup ve şiirleri de yer alıyor. 

 

.

Adil OKAY

 

Dışarıda akşam içeride zifiri karanlık

Yıllardır cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine karşı mücadele eden Görülmüştür Kolektifi kurucusu Yazar Adil Okay ve Karşı Sanat Çalışmaları Sanat Kuramcısı ve Akademisyen Ezgi Bakçay ile “İçeride Dışarıda” adlı sergisini ve cezaevlerinin durumunu konuştuk. “Serginin özgünlüğünün sebebi politik tutsaklarla birlikte hazırlamamız” diyen Okay, “Biz Görülmüştür Kolektifi ve Red Fotoğraf olarak her yıl yeni ve özgün bir sergi hazırlıyoruz. Bu yılki temamız şiddet” dedi. 

Politik mahpuslardan şiddet temalı şiir, resim, karikatür istediklerini dile getiren Okay şunları söyledi: “Biliyorsunuz Türkiye hapishanelerinde sorun çok, baskı çok, inanılmaz bir tecrit var. Dışarıda akşam olsa içeride zifiri karanlık oluyor. Devlet vur diyor, hapishane idaresi öldürüyor. Renkli kalem birine yasak, diğerine serbest. Politik tutsaklar bu tecridi kırmaya çalışıyorlar. Bize yolladıkları eserler de çok büyük zorluklarla elimize ulaştı. Bir kısmı kayboldu, bize ulaşanlarla bu sergiyi açtık.”

Tutsakların tecride rağmen ürettiklerini belirten Okay, “Hayata bağlılar ve umutlular. Dışarıyı bizden iyi izliyorlar. Bu sergide kamuoyunu hem şiddete karşı bir duyarlılığa davet ediyoruz hem de ‘hapistekileri unutmayın’ diyoruz. Onlar bu koşullarda üretmeye devam ediyorlar, karanlığa aydınlatıyorlar diyoruz” ifadelerini kullandı. 

 

42da222c62705f7f62033d38769eb8a0.jpg

 

Korku sanatçıları esir aldı

“Tutsaklar içeride, biz dışarıda şiddeti her gün duyumsuyoruz. Zaten politik insanlar, muhalifler olarak baskıyı her gün hissediyoruz” diyen Okay şöyle devam etti: “Korku imparatorluğu Türkiye’deki sanatçıları esir almış durumda. Birçok sanatçı suskunluğa gömülmüş durumda. Ama hala bir kesim bu suskunluğa karşı ses çıkarma çabasında. Hem bir kısım sanatçı direniyor hem de öğretmenler,  emekçiler, sendikalılar, gençlik örgütleri direniyor. Bu korkuya rağmen mücadele eden insanlar var.”

 

20 fotoğrafçının objektifinden

Siyasi iktidarın baskısının suya sabuna dokunmayan sanatçılara kadar uzandığını ifade eden Okay, “Bizler bu baskının, şiddetin hapishanedeki tutsakların gözünden, dilinden anlatılmasını istedik. Sergimize içeride ve dışarıda adını vermemizin sebebi bu. Dışarıdaki fotoğrafçılar dışarıyı kendi objektifleriye betimlerken içerdeki tutsaklar da bunu betimledi. Sergimizde politik tutsakların ürünleri dışında 20 ayrı fotoğrafçının şiddete yönelik 20 ayrı fotoğrafı var. Bunlar aynı zamanda şiddete karşı direnişin fotoğrafları” şeklinde konuştu.

 

6cb4a9c58d98ccdad2704bd39282ee0b.jpg

 

Tutsaklar direniyor

Cezaevlerinde siyasi tutsakların uzun yıllardır direniş örnekleri sergilediğini ifade eden Okay son olarak şunları söyledi: “Hücre cezalarına, mektup yasağına, kitap yasağına, çıplak aramaya, hasta tutsakların çift kelepçeyle hastaneye götürülmelerine, sürgünlere rağmen tutsaklar bize örnek oluyorlar. Bu eserlerle şiddetin estetiğini ve direnişin estetiğini sergiliyorlar. O tecride rağmen üretiyorlarsa ve o ürünlerini bir anahtar deliğinden, demir kapıların aralıklarından bize yolluyorlarsa biz dışarıdakilerin de bundan örnek almamız gerekir. Hem sanat hem estetik hem de direniş yöntemleri açısından tutsakları örnek almamız gerekiyor. Her koşulda bu tırmanan faşizme karşı direnilebilir. Yeter ki bu korku imparatorluğuna teslim olmayalım.”

 

.

Ezgi BAKÇAY

 

Tuvaller değil mektuplar

Karşı Sanat Çalışmaları Sanat Kuramcısı ve Akademisyen Ezgi Bakçay ise, “Sergi en az 10 yıldır cezaevinde tutulan siyasi tutukluların yazdıkları şiirlerden, yaptıkları resimler ve illüstrasyonlardan ve çizdikleri karikatürlerden oluşuyor. Serginin teması ‘Şiddet’ tutsaklardan bu temayı özgürce yorumlamaları istendi. Bunun sonucunda ortaya son derece ifadeci, ironinin ön plana çıktığı güçlü imgeler ortaya çıktı. Biz de bu imgeleri dışarıdan Red fotoğrafın göndermiş olduğu simgelerle birleştirdik” diye konuştu.  

“Bu sergide tuvaller görmüyoruz, içeriden gönderilmiş mektupları görüyoruz” diyen Bakçay, “Dolayısıyla 20 yıldır kendini bu işe adamış olan Görülmüştür.org ve özellikle Adil Okay’ın emekleriyle içeriyle dışarısı arasında kurulmuş bir iletişim kanalının sonucu bu imgeler” dedi. 

 

Dışarısı ne kadar özgür?

İçerinden Dışarıya gönderilenlerin bildiğiniz anlamıyla sanat eserleri olmadığını dile getiren Bakçay şöyle devam etti: “Özgür düşüncenin ne olduğunu, sanatın ne olabileceğini, bugün düşüncenin bu kadar tutsak edildiği bir ülkede dışarıdakilerin de ne kadar özgür olup olmadığını sorgulamamıza neden olan üretimler. Buraya baktığımız zaman kendimizi acaba biz ne kadar ifade edebiliyoruz kendimizi, oto sansür mekanizmaları nasıl işliyor, acaba içerisi ile dışarısı arasında nasıl bir fark var diye sorguluyoruz. Aslında içeridekilerin kendilerini anlatmalarının ötesinde, dışarıdakilerin kendilerini içeridekilerin aynasında görebildikleri bir sergi diye düşünebiliriz bu sergiyi.”  

 

****

11 yıl önce adım atıldı

Görülmüştür ekibi 11 yıl önce cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine karşı duyarlı olan bir grup insanın tutsaklarla yazışma ve dayanışma çabası içindeyken, akıl almaz yasaklara karşı siyasi tutsakların ayakta kalma ve üretme mücadelesi içerisinde olduklarını, en çok da dışarıdan yeterince mektup alamadıklarından şikâyetçi olduklarını fark etmesiyle oluşuyor. Bunun üzerine kolları sıvayan ekip önce Görülmüştür.org adlı web sitesini açarak tutsakların mektuplarını sitede yayınlamaya başlıyor. Geçen zaman içinde site aynı zamanda bir arşiv merkezi haline geliyor. Kendilerinin ve arkadaşlarının özel arşivlerinde bulunan mektupları, mahpus fotoğraflarını, şiir-öykü ve resim-karikatür çalışmalarını derli toplu paylaşmak amacıyla siteye yüklüyorlar. Tutsakların içeride elle hazırladığı, sanat-edebiyat dergileri ile yüzlerce resim, karikatür, şiir, öykü, deneme, makale, belgesel, videolar ve binlerce mektup ile bu mektupları yazanların hapishanelerden yolladıkları kendi fotoğrafları da site arşivinde paylaşıma açık. Ayrıca, kolektif olarak yayımlanan kitaplar da var. 

 

Haberiniz yok mu?

Ekip “Görülmüştür Mahpus Resimleri ve Mektupları" sergisini açarak tutsaklarla dayanışmayı bir üst noktaya taşıyor. Bu çalışmanın dışından 11 yılda İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Hatay, Diyarbakır, Almanya, Kanada, İsviçre gibi onlarca yerde tutsakları anlatan sergiler ve çeşitli etkinlikler örgütledi. Sergiler dışında hala devam "Sizin hala bir mektup arkadaşınız yok mu, iyi ama onlar sizin için hapiste. Haberiniz yok mu?" adlı mektup kampanyası devam ediyor. 

Kaynak: Yeni Özgür Politika