İçeriden dışarıya sergi: Tutsakların bitmek bilmeyen üretimi…

Cezaevlerindeki sanatçıların kadına, çocuğa, emekçiye, mülteciye, tabiata ve hayvana uygulanan şiddet ile bu şiddete karşı direniş üzerine düşüncelerini ifade ettikleri çalışmalardan oluşan “İçeride / Dışarıda” sergisi, tutsakların bitmek bilmeyen üretimlerini sunuyor.

 

Karşı Sanat Çalışmaları, Görülmüştür Kolektifi ve Redfotoğraf grubu tarafından hazırlanan “İçeride / Dışarıda” başlıklı sergi, 1 Eylül’de Beyoğlu’nda bulunan Karşı Sanat Çalışmaları’nda sanatseverlerle buluştu. “İçeride / Dışarıda” sergisi, cezaevindeki sanatçıların kadına, çocuğa, emekçiye, mülteciye, tabiata ve hayvana uygulanan şiddet ve bu şiddete karşı direniş üzerine düşüncelerini ifade ettikleri çalışmalardan oluşuyor. Sergide yer alan eserler 10, 20 ve 30 yıldır cezaevinde tutulan binlerce tutsağın bitmek bilmeyen üretimlerinin yalnızca küçük bir bölümünü oluşturuyor.

 

İçeriden dışarıya…

 

Tecrit içinde tecridi yaşayan, oldukça zor koşullarda üretimlerini sürdüren yazar, şair ve çizer tutsaklar çalışmalarını gönderebilmek için hayli emek sarf etti. Kimi zaman mektupları gönderilmedi, kimi zaman da çalışmaları. Ancak tutsaklar çalışmalarını ulaştırana kadar bir kez olsun vazgeçmedi. Bu zahmetli iletişim süreci serginin en önemli parçasını oluşturdu. Büyük bir sabır ve mücadeleyle süren mektuplaşmaların sonunda “içerisi ve dışarısı” arasında kurulan köprü, sergide yer alan kolektif bir çalışmayı oluşturdu. Sergiyi düzenleyenler bu durumu, “Bu sürecin örgütlenmesi bize içerisi kadar dışarısının da hapishaneye dönüştüğü ülkenin şartlarını bir kez daha hatırlatıyor. Özgürlüğün tanımını yeniden düşündürüyor” sözleriyle yorumluyor.

 

Sergide tutsakların resimlerinden şiirlere, fotoğraflarından bitkilerine kadar birçok yaşam tanıklıklarını görmek mümkün. Tecrit, işkence ve şiddet koşulları altında cezaevlerinde mücadeleden ve üretimden bir kez olsun vazgeçmeyen kadın tutsakların sergideki çalışmalarını derledik.

 

‘Yeni güne hazırlanmak için inat ediyor’

 

Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi’nde kalan Zeynep Avcı’nın, “Gün aydınlık yüzünü kaybetti yeniden. Yeni güne hazırlanmak için inat ediyor ateş böceği misali…” sözleri serginin girişinde sanatseverleri karşılıyor.

 

 

‘Kapılar azıcık açılsa duvarları aşacak…’

 

Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Zeliha Bulut’un resimleri ve “Kapılara” başlıklı şiiri de sergide sanatseverlerle buluşuyor. Zeliha’nın tecridi ve cezaevi yaşamını konu aldığı “Kapılara” şiiri şöyle: “Kapılar hep içe açılıyor dışarıya değil, bazısı süslü bazısı değil. Oymalı da, işlemeli de olsa kapı işte. Kapanınca, kilit yerine oturuyor. Ardına kadar açık kapılarda elinde makina; ya çekiyor ya bakıyor. Bir de bizim, beyaz kapı. Ortasında delik, loğ gibi ağır. Üzerinde izler eski değil. Azıcık açılsa; gülüşler, acılar, karanlık… duvarları aşacak, düştü değil.”

 

 

Leyla Güven ile olan fotoğrafı gönderilmedi

 

Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Beritan Anahtar’ın ise Elazığ E Tipi Kapalı Cezaevi’nden gönderdiği mektupta sık sık mektupları, çizdiği resimler ve gönderdiği fotoğrafların ulaştırılmadığı anlatılıyor. Beritan’ın Leyla Güven ile çektirdiği bir fotoğrafının da defalarca göndermesine rağmen sergiyi hazırlayan dostlarına ulaşmadığı belirtiliyor. Birçok çalışma üreten Beritan’ın, güçlü kalemi ve resim yeteneğiyle gönderdiği çalışmalarının içerisinde Nazım Hikmet’in şiirini yazdığı bir kart da sergileniyor. Beritan’ın, “Ufak tefek bir kadınım, upuzun izler bırakıyorum ellerine kısacık hayatın” sözleri ise özgürlüğe kanat açan bir kadının resmiyle sergileniyor.

 

Çeyrek asırdır cezaevinde

 

Çalışmalarıyla sergide büyük bir ilgi toplayan bir diğer tutsak da Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Aynur Epli. “Özgürlük ve eşitlik” talebini yüksek sesle söylediği için çeyrek asırdır cezaevinde tutulan Aynur, daracık hücresinde eline geçen tüm kitapları okumuş ve günde birkaç saat gökyüzüne bakma imkanı bulduğunda hafızasında üretimleri sıralamış. Koğuş arkadaşlarıyla komünal paylaşımlarda bulunan Aynur, ne bir kursa gidebilmiş ne de bir sanat eğitimi almış. Aynur’un üretimlerine bakıldığında ise buna inanmak hayli güç…

 

İçinden ressam doğar

 

Bir gün resim yapmayı deneyen Aynur, karakalem, kuru boya derken kantinden satın alabildiği boyalarla kendini ifade etmeye ve hafızasını kağıtlara ve bulduğu her şeye dökmeye başlar. Zamanla içinden bir ressam doğan Aynur, bir gün kaldırıldığı hastanenin dönüşünde jandarmaların arasından uzanıp bir yaprağı koparır. Yaprağı koklayabilmenin mutluluğunu yaşayan Aynur, günlerce hücresindeki masasında sakladığı yaprağı, Görülmüştür Kolektifi kurucusu yazar Adil Okay’ın kızı Öykü’ye gönderir. Bu düşünce ise Aynur’a yeniden bir şeyler çizdirir.

 

Yaprağın yolculuğu…

 

Yaprağı, üzerine yazdığı notla Öykü’ye gönderen Aynur’un bu anlamlı çalışması da sergide yer alıyor. Bu hediyenin ardından Öykü de Aynur’a, cezaevindeki yasaklardan bihaber şekilde saksıda bir çiçek göndermek istiyor. Bunun üzerine ise Öykü’nün bir mektubunun içerisine çiçek çizilerek saksıdaki çiçek betimleniyor. Ressam Aynur’un 2010’lu yıllardan 2020’ye kadar çizdiği, kadını ve tutsaklığı ele aldığı sanatsal resimler izleyicileri adeta büyülüyor.

 

Tecride karşı kadının direnişi

 

Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Zuhal Sürücü’nün “Mükemmel işlere imza atıyoruz” isimli karikatür çiziminde de cezaevlerinde yaşamını yitiren ve tecrit altında tutulan çocuklara ilişkin atıfta bulunuluyor. Zuhal’in karikatüründe, “Dünyada her gün savaş, açlık, hastalık, iş cinayeti, göçe zorlanma nedeniyle ölen çocuk sayısı…” sözleriyle tecridin çocuklara yansımasını görmek mümkün. Zuhal’in çizdiği bir diğer resimde ise bir kadının, bedeni, zihni ve varlığına yönelik tecride karşı direnişi ele alınıyor.

 

Anıları sergilendi

 

Tutsakların üretimlerinin dışında serginin bir diğer bölümünde de tutsakların eşyaları sergileniyor. Burada, tutsakların koğuş arkadaşları ve yakınlarıyla çektirdiği fotoğraflar, kendi emekleriyle işledikleri boncuklar, mektuplar, örgüler, resimler, karikatürler, anıları, yaşanmışlıkları ve sayısız eşyaları yer alıyor. Bu bölümde, Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Beritan Anahtar’ın kolektife defalarca kez gönderdikten ulaştırılan Leyla Güven ile olan fotoğrafını da görmek mümkün. Yine bir diğer bölümde ise tüm dünyada büyük bir tepki toplayan, babasının 7 yıl sonra kendilerine bir kutu içerisinde verilen oğlu Hakan Arslan’ın kemiklerinin çizildiği resim.

 

Tutsaklara mektup bölümü

 

Son olarak da Görülmüştür kolektifinin, “Sizin hala bir mektup arkadaşınız yok mu? İyi ama onlar sizin için hapisteler! Unuttunuz mu?” yazılı afişinin altında tutsaklara gönderilmesi için mektup ve zarflar bulunuyor. İlk günden bugüne dek sergiye büyük bir ilgi gösteren katılımcılar, bu bölümde çok sayıda tutsağa mektup gönderdi.

 

“İçeride / Dışarıda” başlıklı sergi, 10 Eylül’de Karşı Sanat Çalışmaları’nda sona erecek.

 

Kaynak: JINNEWS

 

SERGİDEN GÖRÜNTÜLER İÇİN BAĞLANTI: https://www.youtube.com/watch?v=xM8SWsbE3sU