Kaktüsler Sussuz da Yaşar kitabı tiyatro sahnesinde

12 Eylül darbesi döneminde Mamak Cezaevinde tutulan kadınlar tarafından kaleme alınan “Kaktüsler Susuz da Yaşar” kitabı Antalya’da tiyatro oyunu oldu.

25 Ekim 2024

12 Eylül darbesi döneminde Mamak Cezaevinde tutulan kadınlar tarafından kaleme alınan “Kaktüsler Susuz da Yaşar” kitabı tiyatro oyununa dönüştürüldü. Bilgece Kültür Evinin sergilediği oyunda amatör tiyatrocular sahne alıyor. Aralarında ilk kez bu oyun ile tiyatroyla tanışanlar var. Oyun, bu akşam 20:00’da Muratpaşa Belediyesi Kültür Salonunda ilk kez seyircisiyle buluşacak. 26 Ekim Cumartesi 18:00’da Mamaklı kadınların da katılacağı bir söyleşi yapılacak.

Oyunun yönetmenlik ve senaristlik koltuğundaysa Adem Atar oturuyor. Adana Devlet Tiyatrosu’ndan emekli olan Atar, aynı zamanda Bilgece Kültür Evi’nin kurucusu. Oyun yazarlığı ile başlayan tiyatro yaşamını yönetmenlikle harmanlayan Adem Atar Evrensel’e konuştu:

“Kaktüsler Susuz da Yaşar kitabını bir yaz ayında Mamaklı kadınlardan olan Naciye Ünal imzalayıp kütüphanemize hediye etmişti. Kitaplığa koymadan incelemek istedim. Sadece önsözünü okudum ve çok güzel bir oyun çıkacağını düşündüm, kitabı özel bir yere incelemek üzere kaldırdım. Bu sene fırsat buldum ilk 70 sayfasını bilgisayara aktarırken bir oyun çıkmıştı bile. Anlatılanların, yaşananların hiçbirini atlamak istemedim en az 3 oyun çıkacağını düşünüyorum. Birinci oyunda 1980 yılı bitti, ikinci oyun 1981 yılı, üçüncü oyun da 1982 yılı ve sonrası yaşananlar anlatılacak. Her oyuna ayrı bir isim verdik. Birinci Eylül’ün Kızgın Soluğu, ikinci oyun Kasırgadan Fırtınaya olacak. Her yıl bir oyun sahneleyeceğiz.”

NİÇİN “KAKTÜSLER SUSSUZ DA YAŞAR”?

12 Eylül döneminde birçok insanın, kadının, gencin yanında olamadık. 12 Eylül Darbesi döneminde birçok insanın, kadının ve gencin yanında olamadıklarını belirten Atar, “Bu oyun onlara bir saygı duruşu, bir vefa borcu ödemesi. Mamaklı kadınların şahsında Türkiye’de cezaevinde yatan bütün kadınlara bir saygı duruşu olsun istedim. Bedel ödediler, ödedikleri bedel için bir şeyler yapmak ihtiyacı duydum. Oyunun yazım aşamasında Mamaklı kadınlarla iletişim halindeydik, hata yapmak istemedim. Mamaklı kadınlardan da Antalya’daki oyuna 10’a yakın kadın arkadaşımız oyunu izlemeye gelecek. Oyun turneye de çıkacak.” İfadelerinde bulundu.

Bilgece Kültür Evi sergilediği oyunların gelirlerlerini ve bağışları öğrencilere aktarıyor. Deprem dönemi, Hatay’da çocuklarla oyun atölyeleri düzenlediklerini söyleyen Aatar, “Hatay halkıyla dayanışmamız devam ediyor. 52 öğrenciye burs veriyoruz, otuza yakını deprem bölgesinden gelen öğrenciler” dedi.

“ARKADAŞLARIMIZIN YANINDA OLDUK”

Sahne alacak oyunculardan birisi olan ve kitapta anlatılan dönemde bir üniversite öğrencisi olan Feyizan Asena, “

Bu ayında rol almaktan çok mutluyum. O dönemde bir çok arkadaşım hayatını kaybetti, işkencede sakat kaldı ve hala izlerini taşıyanlar var. Bir çok arkadaşımla iletişimimizi hiç kaybetmedik. Çok sevdiğim birlikte büyüdüğüm arkadaşım Dilvin, o da Mamaklı Kadınların içindeydi. Onun yaşadıklarını tiyatroda canlandırmaya çalıştık. Oyunda olmak beni çok duygulandırdı özellikle Erdal Eren’in anılması beni çok etkiledi. 78 kuşağıyız, bu kuşak her zaman birbirine bağlıydı, kimseyi ihbar etmedik, direnen arkadaşlarımızın yanında olduk.

Öğretmen olan Hatice Demir Aksu ise, “Oyunun ismini duyunca Adem Abi ile iletişime geçtim acaba yapabilir miyim diye. Kitap, bir dönemin anılarını, direnişini, mücadelesini, özellikle de günümüzde olmayan birçok şeyi ve kadın dayanışmasını anlatıyor. Aynı zamanda o dönem için sol siyasi tarihte kadınların görünmezliğini kaldıran bir kitap” dedi.

1979 yılında liseyi bitiren ve sonrasında ailesinin politik faaliyetlerinden rahatsız olması sonucunda zorla evlendirilmiş olan Havva Karacakaya, “O dönemin acılarını çok hissederek yaşadım. Bu benim ilk oyunum. “Mamaklı kadınların hayatı” denildiğinde ben de orada olmalıyım dedim. Umarım o eski mücadele ruhunu yeniden canlandırabiliriz. Uzun zamandır siyasetin içinde değilim çocuklarım devlet sektöründe diye. Siyaseti takip ettim ama eylemlerden uzak kaldım, aslında kalmamak gerekiyor” ifadelerinde bulundu.

“BİR GÜN MUTLAKA”

Bu kitap yaşamdan bir kesit diyen emekli öğretmen Fatma Sönmez, ”O dönem Ankara’da üniversitedeydim. Kitapta yer alan kadınlardan ikisiyle ev arkadaşıydım. O dönem, demokrasi adına bir direnişin öyküsüydü. Birbirine tutunarak güç bulan insanların bir arada bulundukları, birlikte direndikleri bir dönemdi. Bu yüzden, Eylül’ün kızgın soluğuna direnebildik. Oyunda olmak büyük bir onur, ötesinde başka bir şey tanımlayamıyorum. Amaç, bu yaşamları başkalarına duyurmaktır. Onlara çok borçlu olduğumuzu ve genç nesillere vermek istiyorum. Hiçbir mücadelenin, emeğin boşa gitmediğini düşünüyorum. Bir gün, bir yerde mutlaka alev alacaktır ve kitlelere dönüşecektir” dedi.

O dönem arkadaşlarının yaşadıklarını hissetmesine rağmen babasının asker olması sebebiyle siyasete karışamadığını belirten Hülya Ekimler, “Bu oyun benim için çok önemli. Diğer oyunlara benzemiyor gerçek aktörler karşımızda olacak” dedi.

Son olarak oyunculardan Emine Karakurt ise, “Ölüm hücrelerinde ya da tabutluk denen kafeslerde bile direnç gösteren dayanışma içinde olan yoldaşlarımızın bir araya gelip tarihe not düştükleri o dönemde yaşadıklarını oynuyoruz. 12 kadın bir araya geldik, Umarım o dönemin yaşanmışlarını , başkaldırı hikayesini duygu olarak da seyirciye aktarabiliriz” ifadelerinde bulundu.

Kaynak: Evrensel Gazetesi