Resul Kocatürk'ten mektup var: "“Karanlıkta Kahkaha’ isimli sergimizin açılışı için gönderdiğiniz davetiye, kırk beş gün sonra elime geçti."

 

14/10/2023, Cumartesi   Kırıkkale F Tipi Hapishane

Merhaba Adil Hocam,

                Nasılsınız? Her yönüyle iyi olmanızı temenni ediyorum. Biz de iyiyiz iyi olmasına ya, son zamanlarda daha çok öfkeliyiz! Kişiliksiz duvarlar arasında avaz avaz haykırmanın ötesinde bir şey yapamadan İsrail Siyonist Devleti’nin Filistin ulusuna yönelik vahşetini ekranlardan izlemek zorunda kalmanın acısını derinden yaşıyoruz…

                Toprakları ve yaşamları Siyonist İsrail Faşizmi tarafından iptal edilen ve on yıllardır yer yer toplu katliamlara maruz bırakılan ve hemen her gün birer ikişer, üçer beşer katledilen Filistin ulusunun haklı mücadelesinin yanındayız… Siyonizmin vahşetlerine yönelik yapılan son kapsamlı hamle, Filistin mücadelesinin temelini kanıyla canıyla atan ve o temel üzerinden büyüten “ilerici-devrimci” güçlerin öncülüğünde yapılmış olmasını isterdik hiç kuşkusuz. Bu durumda, her şeye rağmen desteklediğimiz hamleyi yer yer gölgeleyen insanlık suçu niteliğindeki ‘görüntüler’ de yaşanmazdı! Bu söylemim reel gerçeklik karşısında çok da anlam ifade etmeyen bir temenniden başka bir şey değil tabii. Başta çocukların ve kadınların doğrudan hedef alınarak maruz bırakıldığı her türlü saldırıyı ilkesel olarak reddediyoruz. İdeolojisi din eksenli olan cihatçı örgütlenmeler için ‘amaca giden yolda her şeyin mübah’ olduğu sır değil! Bunların isminin Hamas, Daiş ya da İslami Cihat vb. olması bu anlamıyla bir şey değiştirmiyor. Biz devrimci komünistleri bunlardan ayıran temel ilkelerden birisi de bu hiç kuşkusuz. Savaşta doğrudan rolü olmayan kadın, erkek, çocuk, yaşlı vs. fark etmeksizin asla hedef alınamaz, alınmamalıdır. Öte yandan, çokça vaaz edilip durulan ‘sivil halk’ kavramına çok da itibar etmiyorum açıkçası. Mesela, söz konusu Filistin olduğunda Siyonist İsrail Devleti tarafından işgal edilerek yerleşim yerleri inşa edilen yerlerde ‘sivil’ İsrail halkının yaşamadığını, doğrudan işgal savaşına dahil olan milislerin yaşadığını dünya alem biliyor!

                Emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin iki yüzlü sahtekarlıkları İsrail Siyonist Devleti’nin vahşetini daha bir derinleştirip yaygınlaştıracak kuşkusuz, ama abad olamayacak, Filistin kazanacak!

                Sizin çok daha yakından bildiğiniz,  tanıdığınız ve emekçisi olduğunuz Filistin Özgürlük Mücadelesi’ni, nihai kurtuluşa olan inancımızla ve amasız fakatsız dayanışma duygularımızla selamlıyoruz…

                Değerli hocam, “Karanlıkta Kahkaha’ isimli sergimizin açılışı için gönderdiğiniz davetiye, kırk beş gün sonra elime geçti. Fiziken aranızda olmak gibi bir şansım olmasa da, açılış günü kısa bir teşekkür metniyle o mutlu günün güzelliklerini paylaşmak isterdim, ama iletişim çağının “hızlı posta işletmesi” buna izin vermedi! Sağlık olsun diyelim!

                Karanlıkları parçalayan kahkahalarımızı duvarların öte yanına taşıyarak bizleri çoğaltan başta Görülmüştür, Karşı Sanat ve Red Fotoğraf olmak üzere emeği geçenlere içtenlikle teşekkür ediyorum. Elinize, emeğinize sağlık. Sergide yer alan eserleri görmek için sabırsızlanıyorum (!)

                Beraberinde Önsöz’ün de olduğu mektubu almıştım ve cevap göndermiştim. Umarım elinize geçmiştir! Bir kez daha teşekkür ediyorum. Elinize, beyninize sağlık diyorum. Teşekkür metnine el yazmamı dijital ortama geçiren arkadaşları eklemiş olmanız isabetli olmuş. Kitap muhtemelen önümüzdeki günlerde baskıya girer. Eğer aksilik çıkmaz da basılırsa bir miktar da sizlere göndersek nasıl olur hocam? Ya da zamanı geldiğinde Gülbade üzerinden iletişim kurarız. Bu arada, Ankara serginiz de bizi heyecanlandırdı, ama ne var ki şuradan şurası olsa da gelip aranıza katılamadık. İçtenlikli selamlarınızı aldık elbette. Ayrıntıları ise Gülbade ve Cafer arkadaşımızdan dinlemenin mutluluğunu yaşadık.

                Mektup ekinde: ‘Güneşe Asılan Mahpuslar, Çetir 1 ve Çetir 2’ başlıklı üç ayrı öykü gönderiyorum. ‘Güneşe Asılan Mahpuslar’ başlığı altındaki öyküyle, Karşı Sanat’ın sergi çalışması davet metni üzerine yazmaya başlamıştım, ancak planladığımdan uzun olacağı anlaşılınca (1,5 sayfa sınırı üzerinde:)) öylece bırakıp ‘Çetir’ isimli kısa öyküyü yazıp göndermiştim. Biraz da aceleye gelmişti açıkçası. Bundan dolayı yeniden gözden geçirme ihtiyacı duydum. Sanırım yeni hali daha bir öykü formu aldı. Bu haliyle değerlendirebilirseniz daha isabetli olur kanısındayım. Öykülere dair değerlendirmelerin beni ziyadesiyle mutlu edecek ve çok da faydalı olacaktır!

                Bir de rica:) Minyatür şövale ve Marx-Che resimli kart’tan hazırda varsa ya da size ek bir külfet yaratmayacaksa bir-iki tane gönderebilirseniz çok memnun olurum.

                Bitirmeden, son zamanlarda bizi bir hayli mutlu eden bir gelişmeyi de paylaşmak istiyorum. Tam otuz sene altı aylık hapisliğin ardından mahpus camiasından ‘Ay dedesi’ M. Aytunç Altay yoldaşımızı bir iki ay kadar önce duvarların sizden yanına uğurladık. Umarım bir yerlerde karşılaşıp tanışma fırsatı bulursunuz.

                Sevgili Tülin ve Öykü arkadaşlarımıza içtenlikle selam ve sevgilerimizi gönderiyorum. Mustafa ve Sadık iyiler. Ayrıca selamlarını iletiyorlar. Görüşmek umuduyla kendinize iyi bakın. Bütün dostlara selamlar.

Not: 2 sayfa mektup ve on dört sayfa öykü mevcut zarfta.



Resul KOCATÜRK

F Tipi Hapishane B-8

Hacılar/KIRIKKALE