Samet ölüyor, bir şeyler yapın!

Hasta tutuklu A. Samet Çelik'in hapishaneden arkadaşları, kamuoyuna hitaben yazdıkları mektupta “Samet'in durumu çok ciddi ve acil. Gözlerimizin içine baka baka eriyor. Dayanamıyoruz, duyarlılık bekliyoruz” dedi

22 yıldır hapiste olan A. Samet Çelik, lösemi hastası. Hastalık nedeniyle bağışıklık sistemi çökmüş, karaciğeri ve dalağı iflas etmiş durumda. İlik nakline ihtiyaç duyan Çelik'e her gün 4-5 ünite kan veriliyor, kan değerleri ise çok düşük. Durumu her geçen gün daha da kötüye gidiyor.

Hastanenin “Cezaevinde kalamaz” şeklindeki raporuna karşın, A. Samet Çelik de onlarca hasta mahpus gibi Adli Tıp engeline takıldı. Beş kez Adli Tıp Kurumu'a başvuran Çelik'e her seferinde “ret” cevabı verildi. Avukatları bir kez daha Adli Tıp'a başvurdu, şimdi yanıt bekleniyor.

Halen Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nde tutulan Çelik'in hapishaneden arkadaşları, yazdıkları mektuplarla Çelik'in sesini duyurmaya çalışıyor. Arkadaşları, Çelik'in her geçen gün gözlerinin önünde eridiğini, ölüme yaklaştığını, bu duruma dayanamadıklarını söylüyor. Kamuoyuna hitaben yazdıkları son mektupta duyarlılık beklediklerini ifade eden mahpuslar, “Bizler sadece ölünce hatırlanıyoruz, insana değer vermek bu mu? Biraz daha gecikilirse Samet'i de kaybedeceğiz” diyor.

ADLİ TIP ARKADAŞIMIZIN ÖLMESİNİ BEKLİYOR!
A. Samet Çelik'in hapishane arkadaşlarının yazdıkları mektup, özetle şöyle:

“Uzun bir süredir amansız, ölümcül hastalıkla mücadele eden ve belki de artık direncinin son kertesine gelip dayanmış olan Samet Çelik hevalimiz gün be gün eriyor ve bizleri de kendisiyle beraber adım adım ölüm sessizliğinin kıyısına çekiyor, yaşam alanımızı dolduruyor. Bizler de onunla beraber aynı durumu her gün yaşıyoruz.”

“Hastanenin serbest kalmasına, dışarıda tedavi olmasına dair raporu olmasına rağmen, Adli Tıp Kurumu tıbbi değil de, tersine oldukça ideolojik bir tutumla yaklaşarak adeta arkadaşımızın ölmesini bekliyor, bizlere acı çektirmesini istiyor. Artık bu haliyle Samet arkadaşımızın acı çekmesine dayanamıyoruz. Daha 10 gün önce arkadaşımız İrfan Eskibağ'ı yitirdik. Bir acı bitmeden öteki ile yeri erkenden doluyor! Bunun sonu olacak mı diye de insan merak ediyor!”


SADECE ÖLÜNCE HATIRLANIYORUZ
“İrfan Eskibağ'ı yitirdik, bir iki gün üzerinde duruldu, gazeteler yazıp bahsini ettiler ve akabinde hemen arkadan unutulup gitti. Bir insanı, canı unutmak bu kadar kolay mıdır? Şimdi onun ailesi, sevenleri nasıl duygular içerisindedir, bunu sorguluyor muyuz? Biz mahpuslara karşı feci bir duyarsızlık, görmezlikten gelme yaşanmaktadır.”

“Bizler sadece ölünce hatırlanıyoruz. İnsana değer vermek bu mudur? Değer verme yaşarken olmalıdır. Öldükten sonra hatırlanmanın anlamı ne kadar yerinde olabilir ki? Yaşarken sahip çıkmak, inadına yaşatma, yalnız bırakmama, gündemde tutma, ilgili yerler nezdinde girişimlerde bulunmakla olur! Ölenden acı dersler edinerek aynı durumu yaşayanlara tez elden derman aramak olması gereken değil mi?”


DURUMU ACİL, SAMET ÖLÜYOR!
“Sadece daha fazla duyarlı olmanızı, çaba göstermenizi, başta Samet Çelik arkadaşımız olmak üzere aynı durumda bulunan tüm hasta hükümül ve tutuklulara dönük bu acı çığlığımızı duymanızı, daha gür, güçlü bir sesle insanlara, kamuoyuna duyurmanızı istiyoruz. Eğer biraz daha gecikme olursa Samet yoldaşımızı da kaybetme durumumuz olabilir, hatta olacaktır da! Durumu çok ciddi ve acildir! Bu bir öngörü de değildir. Olan bitenler bizleri bu anlamda tecrübeye erdirdi. Samet yürüyemiyor, ayakta fazla duramıyor, erkenden yoruluyor ve her gün damla damla gözlerimizin içine baka baka eriyor!”

Kaynak: birgun.net