“-Zamanı bolca çalışarak üretken kılmaya çalışıyoruz. Bırakırsak mekanın koşulsuzluğu, sevimsizliği, kahrediciliği epey incitir bizi… Dolayısıyla var olmanın en yalın içtenliğiyle besliyoruz kendimizi. ”
Ferhan MORDENİZ
S Tipi Kapalı Hapishane B-30 -Döşemealtı/ANTALYA
***
Sevgili Adil,
Özlem ve sevgiyle MERHABA
Başlarken en içten duygularla selamlıyor, herkese sonsuz sevgilerimle birlikte çalışmalarında başarılar diliyorum…
Sergi çalışmalarınız her anlamda moral ve güç oluyor bizler için. Emeği geçen her can dostun yüreğine sağlık ve içtenlikle sonsuz teşekkürlerimi yolluyorum…
Baş sağlığı için vaktinde cevap yazamadığım için üzgünüm Sevgili Dost. Yıl sonuna kadar burada çözülmeyen sorunlardan dolayı epey yorgun geçirdik… Ablamızla uzun bir süreydi görüşememiştim. Birden bu üzücü haberi alınca geçen zamanın değerini bir kez daha derinden anladım. Hastalık belası onu da ayırdı bizden… Üstelik haberi duyunca aynı hafta iletişim cezam devreye girdi. Bir ay sonra durumdan haberdar oldum. Koşulsuzluğun acıyı, üzüntüyü nasıl bir kahra dönüştürdüğünün en yalın acı örneği diyelim…
Yine, heval Murat geçen gün söyledi bana. 6 Şubat depremlerinde ailenizden acı kayıplar olmuş. Yıl dönümleri vesilesiyle ruhları şad olsun Sevgili Dost. Yeni öğrendiğim için üzüntülerimi paylaşmak istedim…
Heval Murat Türk’le uzun yıllardır tanışıyorduk ve burada yeni bir araya gelme şansını bulduk. Sana ve sizlere çok selamları var. Zamanı bolca çalışarak üretken kılmaya çalışıyoruz. Bırakırsak mekanın koşulsuzluğu, sevimsizliği, kahrediciliği epey incitir bizi… Dolayısıyla var olmanın en yalın içtenliğiyle besliyoruz kendimizi.
Bunların dışında gelişmeleri takip ediyor ve olası sonuçları üzerinde tartışıyoruz. Mevcut zihniyet yapıları yaşama, topluma, insana ve değerlere zarar verip, zehirlemekten öte bir şey vermiyorlar dünyaya. Dolayısıyla zaman, yaşamı özgür birlikteliklerin yaratıcı, ekolojik yetkinliğiyle yeniden inşa etmenin zamanıyken, bu zamana su ve toprak taşımamak kötü gidişata teslim olmak demektir. Az-biraz doğan ve doğacak çocuklara kendimizden bir anlam bırakacaksak bunun aklı da, fedakarlığı da kendiliğinden gelir… Çok değil, gündelik heveslere harcanan zamanın ve emeğin yarısından azı bile bu inşalar için kullanılsa neler, neler oluşturulur… Ve nelerin, nelerin önü alınmaz ki. Dışarıdayken toy aklımızın az bilgisiyle de olsa vardığımız yeri elverişli yaşam alanlarına dönüştürmeden müthiş bir zevk duyardık. Bugün daha yetkiniz ve imkanlar çok daha fazlayken neden var olanın verimsizliğiyle kendimizi tüketiyoruz ki?
Bir yüzyıl yapay zihniyet kalıplarının-dincilik, milliyetçilik, cinsiyetçilik ve bilimcilik fanatikliğinin vahşiliğine kurban edildi… Bu yüzyıl da bu yapay ve köreltici zihniyetlere kaptırırsa halklar, dünyanın vay haline Sevgili Dost… Yaşamın sonsuz bir var olma istenci var. Lakin insan daha yeni yeni bunun farkına vardığı için kendi dengesizliğinin, anlamsızlığının kurbanı olmaktan kendini kurtaramayacak. Yaşamın istenci körce değil. Dolayısıyla insanın ağır tahripkarlığına rağmen kendini oluşturacak zekaya sahip, lakin insanda bu güç olumsuz yönde geliştiği için tersi geçerli maalesef…
Yapay zihniyetler, yapay zeka kurgulayıcıları ve insanlığı gündelik çıkarlarına kurban eden bir avuç hükümranın daha fazla hükümranlık hırsına dur diyecek tarihsel bir bilincimiz var ve eğer bu bilinçle oluşturmayı bilirsek şimdiyi gelecek bu şimdi ile oluşur Sevgili Dost…
Sürgün içerikli yazıyı aynı zarfta gönderiyorum. Zeynep Gürler arkadaş yazmıştı. Bitirirken en derin duygularla selamlıyor
Sonsuz sevgilerimi yoluyorum.
Ferhan MORDENİZ
S Tipi Kapalı Hapishane B-30
Döşemealtı/ANTALYA
- 14 gösterim