SİZ ÖZGÜR OLMADAN DA SİZLERLE KAVUŞUYORUZ!

Güzel günlerdi...

Bir dostun omuzunda kavuşan eller

Masum bez bebekler ve geçen onca zaman...

Şimdi her birimiz bir yerlerde, uzakta, ayrı

Bir omuza hasret hayat devam etmekte.

Şimdi tek başına hücremde mazi canlanır gözümde

O günleri anımsarım...

Gülüşlerde saklı kalan o mutluluk sadece bir fotoğraf karesinde kalmakta.

Hatıralar yalnızken daha çok acı vermekte

Ve kavuşmak; özgür olacağımız o günde bizleri beklemekte...” 

                                                                                                        -Zeynep Avcı-

27 Ocak tarihinde, "Fotoğraf Köprüsü"nün İstanbul'a kurulma arefesinde, Zeynep Avcı bunları yazmış.  Ve dışarıya bile değil; Gebze Hapishanesi'ne, o günlerde birkaç kişiyle ortak kalabilmeye hasretlikle yazmış.

Bu satırlarla, tam da "Fotoğraf Köprüsü" İstanbul'a kurulurken; onun satırlarındaki Ümraniye Hapishanesi hallerimiz aklıma geldi. Ben bile; "ne kadar güzel günlerdi" diye andım o günlerimizi. Ve 19 Aralık sonrasını hücrelerde geçirenler: onların hangi anılarda takılı kaldığı!!! Onların fotoğraflara yazdıklarına ve diğer mektuplarına bir göz attım. Evet; fotoğraflara yazdıkları, uuupuzak-teeeertemiz bir "dışarısı"ydı. Kendilerinin de gencecik-tertemiz çağlarıydı!!

Görülmüştür'de yayınlanan önceki mektuplarına bir göz attım. Evet; mektuplarında, koğuş sistemindeki anılarda takılı kalmışlardı. Oradaki insan azlığının-çokluğuna bile uzak! Dehşet irkildim! Yazdıkları beni bir kez daha temizledi!! "İnsanoğlu, yanyanalıkların kıymetini bilmez hale getirildi" diye bir kez daha isyan çığlıkları attırdı!!!

Zeynep tecritin, izolasyonun fotoğrafını çekmişti! Satırlarında görülenler;  keskin ama sımsıcak rüzgarlar estirdi...

Aynı Zeynep; beni taaa İstanbul'dan çok uzak diyarlarda, "hadi koşun" çığlığıyla tramvaya bindirip kahkahalar içerisinde yolculuk yaptırandı. Ayaklarımı yerden kesip, kendi anılarıyla buluşturandı... Bir fotoğraf okuyup; beni de ellerimden tutup İstiklal Caddesi'ne çekendi.

Onun satırlarını okuduktan sonra; ayaklarımı daha sert yere basmanın, zamanı daha sıkı tutmanın isteğiyle sarsıldım. İnsanın insana olan ihtiyacının farkındasızlaşmasına isyan ettim. Etrafımdakilere daha bir sıkı sarılarak merhaba dedim.

Ve bütün yalnızlıklarına rağmen, bize yalın-tertemiz; sadece insana hasretliklerini, geleceğe olan umutlarını duyuran tutsaklara yürek dolusu sevgiler gönderdim. İyi ki varlar! Ve duyduğumuz bunca kötü haberler içerisinde; kulağımızda yalın-arı yaşamlar olarak çınlayabiliyorlar...

04.01.2016

Ganime Gülmez

Fotoğraf 1: Sağda, Zeynep Avcı Gebze Hapishanesi'ndeyken. Yaklaşık 5 yıldır; Sincan'da tek kişilik hücrede kalmakta.

Fotoğraf 2: Görülmüştür Ekibi ile redfotoğraf grubunun ortaklaşa düzenledikleri "Fotoğraf Köprüsü" sergisinden.