Tutsak Karikatürist Ahmet Bilge’den mektup

Sevgili Adil hewal,

Dilerim iyisin. Kartını, gazete fotokopisiyle birlikte aldım. Yaşanan soruşturma olayını Gündemde de okumuş, epey gülmüştük. Ama şaşırmamıştık. Memleketteki garipliklere o kadar alıştık ki artık normal şeylere şaşırır olduk. Ama sen ve Öykü adına güzel bir anı oldu bence. Salyangoz için de.

Doğru, tam karikatürlük bir konu ve bende çizmemezlik edemezdim. Ama senin resmin bende olmadığından sadece gazetelerden yararlandım. Benzedi mi bilemiyorum. Sen, Öykü ve salyangozu çizdim. Polise gidiyorsunuz. Bir de diyalog var. Öykü kendi karikatürünü beğenir mi bilmem ama özen göstermeye çalıştım. Kızlar güzelliklerine meraklı olurlar ve Öykü’nün gazabını üzerime çekmek istemem. Karikatürü bu haftaki açık görüşte diğer karikatürlerle birlikte eve göndereceğim (postayla buruşurdu) e-mail İnternet üzeri sana gönderir.

Evet, Soma olayı yürekleri burktu. Zaten Soma’ya ilişkin bir-iki şey çizdim. Çizmesini çıkarmak isteyen işçi epey gündemleşti. Doğrusu beni de etkiledi. O manzara da başka bir trajediyi sunuyordu. Değersizlik duygusu. Ya da egemenin gözünden kendine bakmak, kendini görmek. Bu, tekil bir anlayış olmadığı, genel bir arayış olduğu için bence çözümlenmeye değer. Belki yanı başındaki kişilerin ölümüne tanıklık etmiş, kendisi de zor-bela ölümden kurtulmuştur. Böylesi bir atmosferde sedyeyi kirletme kaygısı nasıl oluyor da her şeyin önüne geçebiliyor. O işçinin ağzından çıkan cümlenin ironi olmasını isterdim. Çok çarpıcı ve keskin bir ironi olurdu. Çok güzel bir sorgulama olurdu. Ama ne yazık ki bir eleştiri ya da ironi değildi. Ama olumlu şeyleri de gelişti. Bu kaza toplumun önemli bir kesimi tarafından sorgulandı. Geçmişteki benzer olaylarla kıyaslandığında ileri düzeyde bir sahiplenme ve sorumluları sorgulama vardı. Bu, hükümeti de adamakıllı zorlamış olmalı ki, kimi hususlarda adım atmaya yöneltti. Belki bir süre sonra unutulur ama ben gelişmekte olan duyarlılığı önemsiyorum.   

Kürtçe yazdığım bir kitabım çıktı. Bilirsin, bizim mezarsızlarımız çok. Değişik dönemlerde saflara katılıp da bir mezara bile sahip olamayan, kayıp olan yığınla insanımız var. Benim de böyle bir kardeşim var.93’te katılmıştı. Her yere sorduk, soruşturduk ama haber yok. İşte, ben de onun üzerine yazdım. Sohbet ediyorum onunla. Aklıma gelen anıları paylaşıyorum. Tatlı-acı ve varsa. Zaten kaç zaman beraber kalma olanağı oldu ki anılardan kısayım. Bir de konu başlıklarına göre karikatür çizdim. Valla fena olmadı. En çokta aile sevindi. Sana göndereyim dedim de, sen Kürtçe bilmiyorsun galiba. Ama istersen göndereyim.

Bir de Golik diye bir karikatür dergisi çıkarıyoruz. Herhalde sana ulaşıyordur.

Kendine çok iyi bak. Sevgi, saygılarımı gönderiyor, kucaklıyorum. 4.6.2014

AHMET BİLGE

E TİPİ KAPALI CEZAEVİ C4

ELBİSTAN/ K. MARAŞ