Tutsak Mahmut Yamalak'tan Yeni Bir Roman: TARÎDERYA

Mermer Kanatlı Kuşlar” adlı romanın yazarı olan ve şu an Bolu F Tip Cezaevinde kalan Mahmut Yamalak’ın yeni romanı “Tarîderya” okuyucu ile buluşuyor. Aram yayınevince basılan kitap ilk defa İstanbul kitap fuarında okurla buluşacak. Yamalak’ın bu romanı Kürtçe yazılmış. Yer yer bölgesel bir dil kullansa da oldukça akıcı bir Kürtçe ile yazılmış. Zindan da olmasına rağmen doğa tasvirleri oldukça canlıdır. Roman kurgulama bakımında oldukça başarılıdır. Tarîderya, bir mültecinin yaşamını ele alıp okuyucuya mültecileşmenin ve o mültecileşen kişinin yaşamındaki trajedileri göz önüne seriyor. Daha geçen gün, İtalya açıklarında batan bir gemide yüzden fazla mültecinin öldüğü, iki yüzden fazla mültecinin de kayıp olduğu haberini okuduk. İşte Yamalak’ta romanında bunu işliyor. İlk romanındaki gerçekle düş arasında gelip gitmeler bu romanında da var. 1998 yılının Haziran ayında İtalya’nın bir sahil kasabasında küçük bir kız görülür. Akdeniz’de İtalya’ya gitmek üzere olan gemi kıyıya varmadan sulara gömülür. Cesetler kıyıya vururken bu küçük kız’da cesetler arasında sağ bulunur. Suda boğulan insan cesetleri arasında Kürt, Fars, Hint ve Zencilerden oluşan binlerce insan vardır. Böyle trajik bir olayda sağ kalan bir küçük kız sıradan bir şeydir. “Tarîderya’nın” öyküsü böyle başlıyor. Roman, Ortadoğu’da yaşanan trajediyi romanın ana karakteri olan Maria ya da Kürt adıyla Siya’nın arkasında bıraktığı hayatı irdeliyor. İnsanların, kendi öz yurdunu, doğduğu toprakları neden terk ettiklerini sorguluyor. Doğudan, Avrupa’ya göç etmek zorunda kalanlar, yada yollara düşen insanların; yaşadıkları yerlerde sorunlar karşısındaki çaresizliğini, acılarını dile getiriyor. Roman, bu trajik olayı hem roman tekniki anlamın da hem de içerik olarak oldukça başarılı bir eser olarak okuyucuya ulaştırıyor. Maria, bu trajik olayda hafızasını yitirmiştir. Onu bulanlar, tedavi ettikten sonra rahibe okuluna verirler. Bir gün, yaşadığı kentte hastanede tedavi olurken yaşlı bir Kürt kadının stranını duyar. Maria için artık yeni bir dönem başlar. Maria ve Ferman onun unuttuğu geçmişinin peşine düşerler. Geçmişinde kimdi? Niçin İtalya’ya gelmişti? Ailesi var mıydı? Roman bütün bu sorulara aranan cevapla geçer. Yaşanan göçün trajik nedenlerini, Avrupa kentlerinde yaşayan insanların yaşamlarını, ilişkilerini göz önüne seriyor. Türkiye’de süren Kürt Özgürlük Mücadelesini ve yaşamda yaşanan çarpık ilişkileri de sorguluyor. Yamalak’ın deyimiyle bu roman Kürdün çarpık iktidar anlayışını sorguluyor ama öne çıkan olgu mülteciliktir.

MAHMUT YAMALAK KİMDİR? 1969 yılında Ağrı’nın Tutak ilçesinde yedi kardeşin üçüncüsü olarak dünyaya geldi. Küçük yaşta aile İstanbul’a taşındığı için burada büyüdü. Bir süre tutuklandı ve cezaevinde iki kaldı. Çıktıktan sonra Özgürlük Mücadelesine katıldı. 1994 yılında yakalandı ve müebbet hapis cezası aldı. Gebze, Bayrampaşa, Ümraniye, Tekirdağ, Kandıra cezaevlerinde kaldı. Şu an Bolu F Tipi Cezaevinde kalıyor. Dergilerde politik yazıları yayınlanıyor. Amatör anlamda müzikle uğraştı, Koma Agirê Jiyan’ın “Ader e” adlı Türküsünün söz ve bestesini yaptı. F tipi cezaevlerinde müzik çalışmasını yapma şansı olmadı. Şiir ve öyküleri dergilerde yayınlandı, ödül alanlar oldu. Bir dönem çeviri yaptı. “Zerdeşt wiha ferman kir” (Zerdüşt Böyle Buyurdu) çevirisi cezaevinin imkânsızlıklarının yarattığı karışıklık nedeniyle başka bir isimle yayınlandı. Bir arkadaşıyla birlikte Hafız’ın “Gülüstan’ını”Fasçadan Kürtçeye çevirdi, hala yayınlanmayı bekliyor. Daha önce yazdığı ve iki baskı yapan “Mermer Kanatlı Kuşlar” romanından sonra “Tarîderya” yazarın ikinci romanı. Bu roman yazar açısında ilk Kürtçe romandır. Güçlüklere rağmen yazmaya devam ediyor.