“"Benim mavidir düşlerim / gökyüzü gibi sonsuz / martı gibi özgür / ve bulutlarda çıksa / ara sıra kapkara / yine de benim / hep mavidir /mavi kalacak düşlerim..."
'Resul Kocatürk. F-Tipi cezaevi, B-10 Hacılar/KIRIKKALE
Adil Hocam Merhaba,
Baharın o renk cümbüşü güzelliğini ve duvarların ötesindeki 'unuttuğumuz yaşamdan bir günün yaşanmışlığını sevgiyle üzerimize boca eden 'günlük' ile, dayanışmanın tanığı fotoğrafı getiren dolu dolu mektubunu aldım. Eline, yüreğine sağlık. İçtenlikle teşekkürlerimi gönderiyorum.
"Düşler Tutsak Edilemez' sergimizin Ankara durağı için gönderdiğiniz açılış davetiyesine çok sevindim.
***
Mektup kapağındaki arkadaş, genç komünar memo'dur. Tanıştırmış olayım(!) Öylesine derin düşüncelerde ki 'n'olacak bu memleketin hal durumu?' sorusuna cevap bulmak üzere. Yalnız farkedeceğiniz üzere, genç arkadaş sansürlü! Çoğaltmak için fotokopiye verdim, fakat çoğaltmadan aynı gün geri getirdiler. Neden çoğaltmadınız? soruma cevap olarak: "Beresinde yıldız olduğu için sakıncalı bulundu. Onun için çoğaltılmadı." Aynen böyle!
Eee, n'olacak memo? Bu durumda Adil Hocamızın elleriyle mayaladağı taze yoğurdundan yiyemeyeceğiz." dedim. Taze yoğurdu duyan memo'nun gözleri ışıldadı. "Yıldız da olmayıversin canım!" deyiverdi.
Madem öyle diyorsun, bizde 'zamanın modasına' uyalım, 'oto-sansürü' patlatalım" dedik - ve düştük yola.
***
Buralardaki durumlar aynen 'günlük'te yazdığın gibi. Tam bir keyfiyet hali. Her hapishane kendi başına bir F cumhuriyet! Tabi bu durum, merkezi bir politikanın ürünü. Birbirine uzaklığı metrelerden ibaret olan aynı kampüs içindeki hapishanelerde dahi birbirinin zıddı uygulamalar yapıyorlar. F-Tipi süreciyle gündemleşen bir politika bu. Amaçları da devrimci tutsakların topyekün karşı koyuşunu engellemek, bölüp parçalamak. Mesela bir kaç hapishanede kitap, dergi vb. yayın yasağı getiriyor, diğer hapishanelerde böyle bir uygulama yapılmıyor. Ama oraları da kesinlikle boş bırakmıyor. Bir yerde görüş yasağı, başka bir yerde ayakta askeri nizam sayım dayatıyor. Başka bir yerde telefonda tekmil dayatıyor vs. vs. Böylece her hapishane spesifik olarak karşı karşıya kaldığı hak gasplarıyla meşgul ediliyor. Öyle ki on bilmem kaç tane olan F-Tipi hapishanenin iki-üç tanesinde kitap yayın yasağı uygulanıyor. Böyle olunca doğal olarak iki-üç hapishanenin sorunu olarak kalıyor.
Burası, kitap yasağının ilk uygulama alanıydı. Evvela, darbe girişiminden bir sene önce gündeme getirmişlerdi. Yoğun tepkiyle karşılanınca iki ay sonra geri adım atmışlardı. Ne var ki, darbe sürecini nimet bildiler ve kısa süre sonra tekrar gündemleştirdiler. Beş altı ay öncesine kadar idari olarak aldıkları yasağı katı bir şekilde uyguladılar. Tepkiler yoğunlaşınca 'yasak savma' yoluna gittiler! Kanunda yer alan, "Hükümlülerin hediye kabül etme hakkı" düzenlemesi temelinde, senede dört defa (iki dini bayram, yılbaşı ve doğum günü) olmak üzere adımıza gelen kitapları "hediye" adı altında vermeye başladılar. Yani en temel hakkımızı 'hediye' olarak, üstelikte sınırlayarak veriyorlar. Bu durumda, önümüzdeki şeker bayramından 'on gün önce, on gün sonra' aralığında 'hediye' olarak alabileceğiz! Sözü edilen zamanlar dışında gelen kitapları, koli ise gelmişse adımıza depoya kaldırıyorlar. Posta ile gelmişse ya iade ediyorlar ya da kaybediyorlar.
Yasalarında çok açık olarak 'Herhangi bir mahkeme tarafından yasaklama-toplatma kararı bulunmayan yayınlar verilir." denmesine rağmen, böylesi şeylere tamah ediyorlar. Neden böyle şeylere tamah ettikleri konusuna şimdi hiç girmeyeyim. Yoksa! Yoksası malüm!
***
Benim adreste bir karışıklık olduğu anlaşılıyor. Bitirmeden onun düzeltilmesini de yapayım. Adresim hem sergi fotoğrafı altına, hem de zarfa, 'T-Tipi cezaevi' olarak yazılmış. Doğrusu, 'Resul Kocatürk. F-Tipi cezaevi, B-10 Hacılar/KIRIKKALE
***
Hücre sakinleri olarak size ve şahsınızda bütün 'Görülmüştür' ekibine en içte selam ve sevgiler gönderiyor, başarılar diliyoruz.
Dirençle, umutla ve sağlıcakla kalın...
Resul KOCATÜRK
- 4 gösterim