25.08.2013
Merhaba Adil abi,
İyi olmanız dileğiyle selam, ve sevgilerimi iletiyorum.
Gönderdiğiniz kartı, öykünün fotoğrafını ve iki yazınızı aldım. çok teşekkür ederim. Öykü çok tatlı bir çocuk, öpüyorum onu.
"Ayla Denizin Serenadı ve Temmuza Ağır" ve "Haziran Direnişinin ilk sonuçları" başlıklı yazılarınızı beğeniyle okudum. Belirttiklerinize katılmamak mümkün değil. Gezi Hadiseleri basında "Gezi Parkı" olarak sürekli dillendirilse de olayları bir "park"tan ziyade toplumsal bir tepki bir sivil isyan olduğu bilinmektedir. Bu basının üslubunu bildiğimiz için, olayları yansıtma amaçlarını öğrendiğimiz için artık meselenin iç yüzünün ne olduğunu anlamaya çalıştık ve doğru anladığımıza inanıyoruz. Aslında basın olayları destekliyor (bir kısım) gibi davranıyordu ama öte yandan olayları sıradanlaştırıyordu.
Gezi ve dünyada yapılan benzer gösteriler var olan sistemlerin iki yüzlülüklerini ifşa etmiştir. "Sosyal devlet" olma yollarında artık beş para etmeyeceği de ortaya çıkmıştır. Devletin imkanlarıyla bireylerin ve toplumun içini boşaltma politikaları gün gibi ortaya döküldü. Tatille, eğlenceyle, siğortalarla vb. kandırmacalarla toplumların ruh ve maneviyatını ele geçirmeye çalışan bu kapitalist zihniyet birazda olsa deşifre oldu. Ne yazık ki çelişkilerin derinleştiği her alanda böyle doğru tepkiler gösterilmiyor. Şuan Ortadoğunun tümüne yayılan bu acımasız savaş var olan hiçbir çelişkiye çözüm getiremeyeceği gibi var olan çelişkileri daha da derinleştirmektedir. Şuan Suriye ve diğer Arap ülkelerinde "muhalif" diye nitelendirilen Fundamanist anlayışa sahip olanların amacı sadece iktidarı ele geçirip kendi katı sistemlerini kurup, halkın dini inancını sömürmektir. Ne yazık ki var olan sistemler düşse bile var olan problemler çözülmeyecek. "Arap Baharı" belirlenmesi baştan beri eğriti duruyordu. Her ne kadar ilk başta Tunus ve Mısır'da yapılan sivil gösteriler demokratların çabaları sonucunda olduysa da insiyatifi elden bıraktılar. Yani var olan doğru tepkiler yanlış argümanlara alet oldu.
Ben çocukluğumu Suriyede geçirdim. Aslında Suriyede yaşayan bütün halklar ve inançlar sadece kendi yaşam tarzları gibi yaşamak istiyorlardı. Bu zemin ve fırsat verilmediği için geçmişte Suriyede her türden (her kesimden) tepkiler ortaya çıktı. Sosyalist hareketler en çok Lazkiye, Tartus, Banyas ve diğer Alevi yerleşim yerlerinde çıktılar. Devrimci hareketlerdi bunlar. Bunlardan bir çoğu zindanlara atıldı. Şimdi basına bakıyorsun, sanki aleviler hep egemenlik kurup diğer inançlara baskı yapmışlar algısı yaratılıyor. Böylece yeni bir kerbela zeminini hazırlamaya çalışıyorlar. Suriyedeki kürtlerde hem devletten hem de "muhalif"lerden zulüm gördüler-görüyorlar. Suriyede yaşananlar artık haklı-haksız savaşından çıkıp bir felakete dönüşmüştür. Başka bir alternatif ortaya çıkana kadar bu durum böyle devam edeceğe benziyor.
Halkları ve bütün inançlara tahammül edebilecek ve doğru bir biçimde yaşatacak gerçek bir muhalif ve aynı zamanda gerçek bir alternatife ihtiyaç olduğu kesin. Böyle olduğu takdirde hem Ortadoğu hem de bütün dünyada huzur ve refah tesis ve temin edilir. Böyle de olacağına inanıyorum.
Bu inançla sizi ve sizin gibi mazlumun yanında olan işçi ve emekçilerin haklarını savunan, bu yolda bedel ödeyen, devrimci ruha sahip olan bütün demokrat-sosyalistlere selam ve sevgilerimi iletiyorum. Bir gün çıkıp sizin gibi değerli insanlarla tanışma heyecanımı ve umudumu koruyorum.
Öykü başta olmak üzere bütün ailenize sonsuz selamlar, saygılar
Hacı Nehsan
2 Nolu F Tipi Cezaevi
A4-10
Sincan/ANKARA
- 4 gösterim