“Acı, zulüm ve cefa çeken insanlarımız için her geçen gün yaşam daha da güzelleşeceğine her zamankinden daha çok inanıyorum. Belki bizim gibiler o günleri görmeyebilir. Nicelerimizin görmedikleri gibi. Zaten bu yola başvuran canlar da kendisinin bir gün güzel bir yaşam yaşaması için görmemiştir. Halklara yapılan acımasız zulümlere son verebilmesi için baş kaldırmıştır. Her an başına neler gelebileceği bilinciyle vicdanına kulak verip bu yola baş koymuştur. Güzel Öykümüz gibi çocukların mutlu ve eşit bir ortamda yaşayıp, özgürce düşünüp, düşüncelerini ifade edebilme ortamının sağlanması kadar mutluluk verici bir şey olamaz.”
A. VAHAP NARİN
2 NOLU F TİPİ CEZAEVİ
KIRIKLAR CEZAEVİ A-36 ODA
BUCA
Merhaba Sevgili Adil Arkadaş
Uzun bir aradan sonra sana yazmanın heyecanı ile dolu ve sevinci içindeyim. Eski dostu-yoldaşımı hatırlamak, onunla dertleşmek hep bana mutluluk vermiştir. Tekrardan buluşmanın sevinciyle kucak dolu selam, saygı ve sevgilerimi sunuyor, yaşam ve çalışmalarınızda başarı dileklerimi iletiyorum. Aynı duygu ve düşünceyle Tülin ve sevgili yeğenim Öykü’ye de iletiyorum.
Sevgili yoldaşım, nasılsın, umarım durumun her açıdan iyidir. Ben ve bizler de fiziki açıdan olduğu kadar manevi ve düşünce bazında da iyiyizdir. Bu seferki iletişimimize biraz ara verdiğimin farkındayım. İnan ki bilinçli bir gecikme söz konusu değildir. Sürecin akışkanlığı ve her yönüyle sıcak gelişmelerin etkisi olsa gerek, trafik sıkışıklığı oluyor. Bazı mektuplarım birikmiş durumdalar bu nedenle artık cevap olma zamanı gelmiştir deyip tüm işlerimden el çekip ilk satırları seninle paylaşmak amacıyla bu mektubu sana yazıyorum.
Aslında senin o kroki meselesi ve dava açma meselesine daha doğrusu saçmalık olduğu kadar gülünç ve komik. Olaya sıcak sıcağına değinip duygu ve düşüncelerimi paylaşmak istiyordum. Ama aynı döneme tekabül eden bir olay benim başımda da patlamıştı. Bir arkadaşıma yazdığım bir mektupta köpek sözcüğü kullandığıma ilişkin hakkımda hakaret davası açılmış iki ayda bir mahkemeye çağırıp duruyorlar.
Senin başından geçen olay aklıma geldi, kendi kendime güldüm. Gece gündüz köpekleri kucaklarına alıp öpüyorlar ama o isme de dava açıyorlar. Yazıp yazmadığımı da hatırlamıyorum. Mektubu gönderdiğim arkadaştan alacaklar araştırıp ona göre karar verirler artık. Korkuyla yaşayan ve güvenlik anlayışıyla yaşayan ve etrafına duvarları örüp her tarafı zindan haline getiren bir zihniyetten her şey beklenir. Yani bu zihniyet sahiplerine karşı yıllarca mücadele vermiş biri olarak bu olaya şaşmadım. Buna benzer olaylara ilişkin dosyaları bayağı kabarık bir ülkede yaşıyoruz. Özellikle KCK adı altında esir alınan insanlara nice gülünç iftiralara şahit olduk. Bayağı tecrübe edinmişlerdir. Seni tanımasaydım belki kafadan sakat birisidir mektupla kroki mi gönderilir derdim, ama senin öyle cahil – apolitik biri olmadığını bizler seni tanıdığımız kadar onların da seni tanıdığına eminim. Buna rağmen dava açmaları, maksatlı olduğunu insan düşünmeden edemiyor. Önüne geçmek amaçlı olma ihtimali de olabilir. Olamaz mı? Bu ülkede demokrasi ve demokrat insanları sevmedikleri biliniyor. Vatan mı devlet mi millet Sakarya gibi nutuklarla bugünlere gelinmiştir.
Şimdi davan ne durumdadır bilemiyorum. Umarım mahkumiyet vermemişlerdir. Hani bir özdeyiş var ya, "ön yargıları kırmak atomu parçalamaktan daha zordur". Bizlerin üzerine de bu ön yargıları parçalamak için mücadele vermek düşüyor. Eskiden Kürt kelimesi Atom gibi zor kullanılan bir kavram iken bugün bu sorunu çözmek için günlerce oturumlar gerçekleştiriliyor. Demek ki gelişmeler oluyor. Daha da olacak, olması da gerekir. Zaten bu zihin sahipleri hep halkları birbirlerine düşürüp daha çok rant ve vurgun edinmeleri için bilinçli bir politika güdüyorlardı. Şimdi ateş paçayı sarıyor ve elinde kalan kozlarını kullanmaya can havliyle çabalıyorlar. Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar ve engellemeye çalışırlarsa da uyanan ve eski pervasızlıklarını kabul etmeyen ve geliyorum diyen milyonlarca mazlum halkın önünde duramazlar. Korkuları bundan olsa gerek. Haksız yere edindikleri malın da ellerinden gitmesinden korkuyorlar ki eski statülerini arıyorlardır.
Acı, zulüm ve cefa çeken insanlarımız için her geçen gün yaşam daha da güzelleşeceğine her zamankinden daha çok inanıyorum. Belki bizim gibiler o günleri görmeyebilir. Nicelerimizin görmedikleri gibi. Zaten bu yola başvuran canlar da kendisinin bir gün güzel bir yaşam yaşaması için görmemiştir. Halklara yapılan acımasız zulümlere son verebilmesi için baş kaldırmıştır. Her an başına neler gelebileceği bilinciyle vicdanına kulak verip bu yola baş koymuştur. Güzel Öykümüz gibi çocukların mutlu ve eşit bir ortamda yaşayıp, özgürce düşünüp, düşüncelerini ifade edebilme ortamının sağlanması kadar mutluluk verici bir şey olamaz.
Sevgili Adil arkadaş, sana moralini bozma boş yere, değmez diyesim geliyor ama zaten senin o bilinçte olduğunu bildiğim için akıl vermek gibi ofsayda düşüp haddimi aşmak istemiyorum. Bu nedenle Allah daha beterinden saklasın deyip bu konuyu kapatmak istiyorum.
Yaz geldi, havalar bayağı ısınıyor. İnsanın şimdi denizde olma zamanı isteği doğuyor. Bir gün o da olur umudunu diri tutuyorum. Olmazsa da canın sağ olsun deyip geçiyorum.
Kısaca şimdilik bunları sizinle paylaşmak istedim. Hepinizi derin ve sonsuz saygı ve sevgiler diliyorum.
Devrimci Selam ve Saygılarımla
A. VAHAP NARİN
2 NOLU F TİPİ CEZAEVİ
KIRIKLAR CEZAEVİ
A-36 ODA
BUCA/İZMİR
- 15 gösterim