Hasta tutsak Ali Baba Arı'dan hepimize mektup var

“Ne hastalıklarım şu an için ölümcül ne de arızalarım beni içinden çıkılmaz durumda bırakıyor ve özcesi dostlar, ben, biz artık arızalarımızla ve hastalıklarımızla karışık yaşamak zorundayız, başka alternatifimiz yok. Çünkü, yıllık insan hakları ihlali raporundan siz de haberdarsınız, orada ortalama haftada 4-5 cenaze çıkıyor hapishanelerden diyor.”

Ali Baba Arı

1 Nolu F Tipi Hapishane C Tek 54

Tekirdağ

***

29.06.2015

Sevgili Dostlar Merhaba; Uzun zaman oldu görüşmüyoruz, nasılsınız, iyi olmanızı umuyor, en içten duygular, selam sevgilerimi sunuyorum. Ben bazı müzmin hastalıklar ve bazı arızalar olsa da iyiyim, yaşıyor, savaşıyorum. Şimdi diyeceksiniz, bu adam hem hastalıklardan ve arızalı olduğunu söylüyor hem de iyiyim diyor. Haklısınız aslında. Ne hastalıklarım şu an için ölümcül ne de arızalarım beni içinden çıkılmaz durumda bırakıyor ve özcesi dostlar, ben, biz artık arızalarımızla ve hastalıklarımızla karışık yaşamak zorundayız, başka alternatifimiz yok. Çünkü, yıllık insan hakları ihlali raporundan siz de haberdarsınız, orada ortalama haftada 4-5 cenaze çıkıyor hapishanelerden diyor.

Yaklaşık bir-iki ay önce beni de T. O. Hastanesi’nde heyete götürdüler ama sonuç hiç değişmedi. Var olan hastalıklar mapus yatmamın önünde engel teşkil etmediğini belirten rapor düzenlemişler. Kusura bakmayın böyle tepeden sağlık mevzusuna girdiğim için. Umarım canınızı sıkmamışımdır. Bugün Pazar, saat 23.00’e doğru yol alıyor. Renkli kara kutuda kayda değer izlenecek veya dinleyecek bir şey yok. Zaten sabahtan beridir de elektrikler kesikti. Yağmur yağıyordu, şimdi durmuş. Haberlerde izledim LBGT’nin yürüyüşüne polis saldırmış. Oysa bir iki hafta önce cihat (…) saatlerce (…) meydanı engelledi ama polisin ve kolluk kuvvetlerinin kılı kıpırdamadı. Bir gün ama bir gün bizim de penceremize güneş doğacak… Varsın onlar at koştursun vergilerimizle sokaklarımızda halkın. Kobane’de yaşananları izliyoruz içimiz acıyarak, bu barbar sürüsü insan kanıyla besleniyor, gözünü kırpmadan kadın çocuk ayrım yapmadan din adına Müslümanım kisvesi altında insanları doğruyorlar, yerinden yurdundan ederek, yollarda aç-susuz perişan ölüyor çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve gençlerimiz.

(…)

İyi de başka ne konuşacağız. Hep hapishaneden konuşmak, bir anlamda karşıdakilerine de mapusluğu yaşatmış oluyor insan, bilerek ya da bilmeden. Yaşantımız kısır döngü bir şekilde günün büyük bir bölümü işte bu 8 metrekarelik hücre içinde yalnız geçiyor. Bütün günü okumak veya yazmakla da geçirmek de pek sağlıklı değil. Beyin belli şeyleri taşımayabiliyor ve bu haliyle hem beyni hem de bedeni yorgun düşürüyor. Zamanı ve haliyle hücre yaşantısını belli biçimde farklı meşgalelerle renklendirmek ve canlı tutmak zorundayız. Kitap okumaktan tutalım da bir şeyler yazmak gibi. Sonra müzik türü araçlar öğrenmek ki kaldığım koridorda kalan arkadaşların istisnasız her birinin birer müzik aleti var. Yan hücre komşum gitar öğreniyor, saza merak saldı, kaval öğrenmeye çalışıyor vs.

(…)

İDARE CEPHESİNDE LEHİMİZE YÖNELİK İYİ, GÜZEL HERHANGİ BİR ŞEY YOK. SADECE 2,5 YILLIK SÜREN “DİSİPLİN CEZALARI”NI BİTİRDİK. BELKİ HATIRLARSINIZ 2010 YILINDA İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ KOŞULLARIN DÜZELTİLMESİ İÇİN PROTESTO EYLEMİ (11 AY) SONUCU HER BİRİMİZE ONLARCA DİSİPLİN SORUŞTURMALARI AÇILMIŞTI VE ÇOĞU DA İNF. HÂKİMLİĞİNCE ONAYLANMIŞTI, ONLARI BİTİRDİK.

Diyeceklerim kabaca bunlar, asıl haberler, gelişmeler vs. canlı hayatın koşuşturmanın olduğu yerde var, ben de ancak hastalıklar, sürgün sevkler, baskıların yanında soğuk beton, demir yığınları, dört duvarlar var ve tabii bir avuç gökyüzünü saymazsak. Belli periyotlarla ziyaretçilerim geliyor, 15 günde bir de 3 telefon görüşme hakkı, on dakika. Ve özetle sevgili dostlar her şeye rağmen yaşıyor, savaşıyorum (ruz) diyor bu seferlik böyle diyorum. Her şeyin gönlünüzce geçmesi umuduyla, en içten duygularla bir kez daha selam sevgilerimi sunuyorum sizlere.

Sevgilerle

Ali Baba Arı

1 Nolu F Tipi Hapishane C Tek 54

Tekirdağ