Özlem Aydın Gebze Kadın hapishanesinden yazdı

02.09.2015

Sevgili Adil Okay;

Sana ve senin gibi tüm dostlara sıcacık selam, sevgilerimi iletiyorum. Epeydir yazmak istiyordum da bir türlü gerçekleşmedi bu isteğim. Zira serde mektup tembelliği var! Eskiden çok yazardım da, aradan yıllar geçtikçe böyle bir tembellik baş gösterdi. Ama mektup almak şahane bak; bu konuda gayet iyi, güzel duygulara sahibim :) Eminim kafa sallayarak gülümseyeceksindir. Bu zamanda kafa sallayarak gülümsemek güzeldir.

Sevgili dost, size tüm bu karmaşanın içinde ‘nasılsınız?’ sorusunu yöneltiyorum ve sanıyorum iyi olmak dışında başka bir şansta yok.

Her şeye rağmen güzelliklere gebe bir zamandan geçiyoruz! Her şeyi içinde barındıran diyalektik (hareketin dinamiğinin hızı müthiş) bir süreç. Süreç derken mevcut barış vb.den söz etmiyorum. Genel bir durumdan söz ediyorum. Emperyalizme ve O’nun tüm işbirlikçilerine dünya halklarının öfkesi göz alıcı, doğrusunu isterseniz mapus bu zaman diliminde zor geliyor.

İçeriden doğru sonuçlara varmak için okumak vb. yetmiyor ki yetmez de! Dışarıda hayatın nabzına tutunmak ve akmak şahane olurdu! Kürdistan’ın duruşu ve 21.yy öğreticiliğini okuyoruz, tüm sosyal şoven zihniyetleri aşarak milyonlarca Kürt işçi köylüsüyle buluşmayı, ki Kürdistan’ın büyük bir çoğunluğunun işçileştiğini düşününce ve Kimlik’le sınıf mücadelesinin iç içe geçişinin yarattığı gerçeği görerek ileri atılmalı. Demem o ki süreç akıyor ve dışarıda olmak güzel olurdu...

Sevgili Adil Abiciğim,

(Dilerim böyle hitap ettiğim için sorun olmaz). Son dönemde biz de dışarıdaki olaylara kilitlenmişiz, her gelişmeden doğru dersler çıkarmaya çalışıyoruz. Bunun dışında ciddi bir koğuş sorunu vardı, onu çözme çabasındaydık, çözdük de. Size epeydir yazmıyordum, tembellik bir yanı kuşkusuz, diğer yanı kendi yakıcı sürecimiz. Yapısal krizler bitmek bilmiyor!

Biraz geç kalsam da size konuk olmayı özledim. Sevgili Öykü'ye de yazdım, bu arada göndermiş olduğunuz kitapları almıştım. Okudum, bitirdim. Her insanın (kadın ve erkek) ciddi anlamda kendi gerçeğinde de bir Kültür Devrimi yapması şart. Özde komünistleşmiş erkek mi demeli; demeli tabi, kadını ‘özel mülk alanı’ gören bir anlayış asla sağlıklı bir ilişki yaratamaz.

(Haykırış - Kadın Gibi Kadın. Tiyatro oyunu. Adil Okay) Bence yazdığınız bu kitap da tıpkı “Kızıl Aşk” gibi sorgulatıyor. Okunmalıdır. Adli kadın tutsak arkadaşlarla karşılaşıyoruz da, tanrım öyle hayatlar yaşamak zorunda kalıyorlar ki, insan hangisini dinlese yüreği sıkışıyor. Erkek egemenlikli özel mülkiyet dünyası öyle silikleştirmiş onları. Ve kadın bilinçlenmeden bu körelmeyi aşamayacak. Anlatımları dinliyoruz, hayatın içindeki teori onların yaşadıklarında ayan beyan açığa çıkıyor.

Ama kitap gayet güzel sorgulamış kimi şeyleri, beğendim şahsen. Adama zaten sinir oluyorum da, kadın da özgür değil sorgulaması vs. Neye varırsa varsın sonuçta bir bütün gerçeğe bakınca gördüğümüz başka. ADİL ABİ EĞER BİR DAHA KİTAP GÖNDERMEK GİBİ BİR DURUM OLURSA “MARKSİST EKONOMİ SÖZLÜĞÜ” OLURSA ÇOK MUTLU OLURUM.

Kısaca diyecek olursam; bizler iyiyiz, ama yüreğimiz dışarıdaki yangınla harlı...

Buradaki arkadaşların selamı var.

Başta Tülinimiz olmak üzere, tüm dostlara çok selam söylersiniz.

Sizleri seviyoruz.

Sevgiyle, saygıyla.

Özlem Aydın

M Tipi Kadın Hapishanesi

A-9 Gebze-KOCAELİ