Yazar Göksu, hapishaneden aldığı mektubu paylaştı

Kampanyamız sonucu web sitemizden adres alıp tutsaklarla yazışmaya başlayanlar çoğaldı. Bu arkadaşlarımızdan yazar Göksu, hem aldığı adreslere kitaplarından yolladı. Hem de bir tutsakla yazışmaya başladı. Göksu, hapishaneden aldığı mektubu bizimle paylaştı. Düzce Hapishanesi'nde yatan Mehmet Garip Yaş'ın mektubu:

“...bir selam vermek, bir merhabayla gülümsemek aslında hatırlamak, bir yönüyle anılarımızı, yaşanmışlıklarımızı yani kendimizi hatırlamak anlamına geliyor.“                   

06.12.2015

Sevgili Göksu, Merhaba

İyi olman dileğiyle selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Mektubunu ve öykü kitabını aldım teşekkürler.

Haklısın, ilk mektubu kaleme almak zor olsa da, zorlukları seven ve yılmayan insanlarız. Zaten bundan sonrası kendiliğinden gelir, gelecektir.

Mektubunla beraber öykü kitabını da göndermişsin. Güzel, anlamlı bir başlangıç bence. Kitabını ilgiyle ve beğenerek okudum. Emeğine ve kalemine sağlık. Umarım devamı gelir ve okuma fırsatı bulurum. Kitabın içerisindeki birçok öykü tanıdık geldi;  öyle ya da böyle yaşantılarımızdan, tanıklıklarımızdan kesitler içeriyor. Acıyla, emekle, direnişle bezenmiş kadın merkezli hayat mücadelelerinin güzel, açık anlatımlarını görmek hoşuma gitti. Hele ki bazı öykülerdeki çarpıcı yüzleşmeler ilgimi çekti. Tebrik ederim. (…)

Kitapta Çukurova’dan esintiler vardı. Aslen Siverek’li olsam da, Adana’da doğdum, yetiştim. Çukurova’nın havasını-kokusunu bilirim diyebilirim. Sanki senin de Çukurova’yla güzel bir bağın varmış gibi bir his doğdu içimde, kitabı okurken. Paylaşmak istedim.

Büyük bedeller ödüyoruz hep beraber. Sadece “içeri” de bulunan devrimci tutsaklar olarak değil, sizlerde, emekten, özgürlükten yana olan tüm ezilen halklar zindanlaştırılmaya çalışılan bir hayatı ve dünyayı kabul etmiyor, direniyoruz. Emek ve mücadeleyle iğneyle kuyu kazar gibi bedel ödeye ödeye özgür geleceği yaratmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla özgür geleceğin bir ucundan tutmak için bedeniyle, emeğiyle, kalemiyle saf tutmuş herkesi selamlamak, hak ettikleri saygıyı göstermek gerekiyor.

Bilirsin; bir selam vermek, bir merhabayla gülümsemek aslında hatırlamak, bir yönüyle anılarımızı, yaşanmışlıklarımızı yani kendimizi hatırlamak anlamına geliyor. Dayanışma içinde olmak da nefes olmak, paylaşmak, ortaklaşmak anlamına geliyor. "İçerinin vicdanı” derim bazen, bu vicdanı hissetmek, taşımak, eksilmeden çoğalmayı getiriyor. Sınırlı da kalsa, içerinin vicdanını taşıyan, bir şekilde bunu hisseden ve sorumluluğunu taşıyan arkadaşların-dostların varlığı, emek ve çabaları benim için çok değerlidir. Dolayısıyla bu emek ve çabalara sahip çıkmak, anlamlı karşılık vermek gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle yazmanı-paylaşmanı değerli bulduğumu bilmeni istiyorum.

Aslında kısa yazmayı-paylaşmayı seven biri değilim. Kelimelerin bir ruhu olduğuna ve sahibinin karakterinden izler taşıdığına inanırım ve bu sebeple kalemimi serbest bırakmayı severim, artık ne yazarsa. Zorunlu kalmadıkça resmi dil kullanmam, pek hoşlanmıyorum soğuk geliyor. Konuştuğu gibi yazanlardanım, doğal-samimi bir dil kullanmaya özen gösteriyorum. Bu yüzden cümle düşüklükleri, imla hatalarıyla karşılaşırsan şimdiden kusuruma bakmamanı istiyorum. Lütfen, sen de rahat yaz, memnun olurum. Ve son olarak da istediğin gibi, istediğin kadar, istediğin konularda da rahatça yazabilirsin, benden yana kaygının olmasını istemem. Bu zaman içerisinde daha da gelişecektir ama daha en başından bilmeni istedim, içeriden-dışarıdan yazıştığım tüm arkadaşlarım ve dostlarımla iletişimim paylaşımlarımız bu çerçevededir.

(…)  Malum zindan şartları, iletişimin hangi noktada sekteye uğrayacağı belli olmuyor. Cezaevinden çıkarmak bir dert, çıktıktan sonra sahibine ulaşması ayrı bir merak-endişe kaynağı-. Birçok mektubumuz ulaşmayabiliyor. Yol kenarlarına atılmış mektup çuvalları haberlerini duymuşsundur. Tarihin en eski iletişim araçlarından biri olan mektuplarımızı takip etmek zorunda kalıyoruz elimizden geldiğince. (…) Umarım bu mektup sağ-salim eline ulaşır.

2015’in son mektubu olsa da, geride kalan acılarıyla, sevinçleriyle, direnişleriyle bizlerde iz bırakan bir yılın sonunda tanışmış olmak ve 2016’ya bu şekilde girmek beni sevindirdi. Başlangıç zor olsa da, zamanla bu zorluğun geride kalacağına inanıyorum. Yeni yıldan oldukça umutluyum. Ezilen halklar, insanlık adına, özgürlük namına önemli atılımların gelişeceğine inanıyorum. Yeri gelmişken bu umutlarla senin de yeni yılını şimdiden kutluyorum, gelecek yeni yılları özgür ortamlarda hep beraber coşkuyla kutlamayı diliyorum.

Ben artık yavaş yavaş kaçayım. Kendine iyi bak. Soran, düşünen tüm dostlara ve sana selam, sevgi ve saygılarımı gönderiyorum. Esenlikle kalın…

Mehmet Garip Yaş

T Tipi Ceza infaz Kurumu

Çilimli - Düzce