Şubat ayından bu yana tutuklu olan DİHA muhabiri Feyyaz İmrak “Bizler hakikatin ve gerçeğin takipçisiyiz. Emeğimizi istila etmeye çalışan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Gazeteciler, tutsak gazetecilere sahip çıkmalıdır” sözleriyle gazetecilere çağrıda bulundu
9 Nisan 2016
Şubat ayından bu yana tutuklu olan DİHA muhabiri Feyyaz İmrak “Bizler hakikatin ve gerçeğin takipçisiyiz. Emeğimizi istila etmeye çalışan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Gazeteciler, tutsak gazetecilere sahip çıkmalıdır” sözleriyle gazetecilere çağrıda bulundu
Şubat ayından beri süren tutukluluk günlerinde Feyyaz İmrak kalemini elinden düşürmedi. Hapishane yönetiminin siyasi mahkumlar üzerinde kurduğu baskı üzerine yazdığı ve posta yoluyla göndermek istediği haberlere, hapishane yönetimi tarafından el konuldu. Açılan soruşturma üzerine “Mektubu yok et” kararı verildi ve İnfaz Hakimliği’nce bu karar onaylandı. Kararın onaylanması üzerine Feyyaz ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, anlatmak istediklerine aracı olduk.
Akdeniz Üniversitesi öğrencisi ve Dicle Haber Ajansı(DİHA) Antalya Muhabiri Feyyaz İmrak haber takibi için gittiği tüm eylemlerde eylemci olarak yansıtılıp 15 Şubat tarihinde tutuklandı. Daha önce de haber takibi sırasında işkence yapılarak göz altına alınan İmrak, hapishanede yaşadığı baskıları avukatı aracılığıyla yaptığımız röportajda aktardı. İmrak; “Bizler hakikatin ve gerçeğin takipçisiyiz. Emeğimizi istila etmeye çalışan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Gazeteciler, tutsak gazetecilere sahip çıkmalıdır” sözleriyle gazetecilere çağrıda bulundu.
Feyyaz İmrak, 11 Şubat’ta sabah saatlerinde evine yapılan baskınla göz altına alındı. Evinde bulanan kitapları, haber notları ve bilgisayarı incelendi. 4 günlük gözaltı sürecenin ardından 15 Şubat tarihinde eylemlere gazeteci olarak değil eylemci olarak katıldığı iddia edilerek tutuklandı. Oysa savcı tarafından kendisine sorulan sorular arasında, ‘orada ne amaçla bulunduğu ve neden fotoğraf çekip görüntü aldığı’ sorulmuştu.
Cezaevinde yazdığı haberlere el konuldu
Baskı, işkence ve tecrit altında süren tutukluluk günlerinde Feyyaz İmrak kalemini elinden düşürmedi. Hapishane yönetiminin siyasi mahkumlar üzerinde kurduğu baskı üzerine yazdığı ve posta yoluyla göndermek istediği haberlere, hapishane yönetimi tarafından el konuldu. Açılan soruşturma üzerine “Mektubu yok et” kararı verildi ve İnfaz Hakimliği’nce bu karar onaylandı. Kararın onaylanması üzerine Feyyaz ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, anlatmak istediklerine aracı olduk.
‘Cezaevi yönetiminin tavrında bir değişiklik yok’
Daha önce yazdığı mektupta İmrak tutuklu bulunanların yaşadığı sorunlara; “Tutsaklara gönderilen kitaplara cezaevi idaresince el konuldu ve 7 kitap sınırlaması getirildi. Sosyal ve sportif aktivitelere katılma haklarımız engelleniyor, bize gelen mektuplar keyfi bir şekilde bizlere verilmiyor. Hasta tutsaklara kelepçeli muayene dayatılıyor ve bu dayatmayı kabul etmeyen tutsaklar tedavi edilmiyor. Haftada iki gün ikişer saat verilen sıcak su, banyo ve çamaşır yıkama gibi temizlik ihtiyacımızı karşılamıyor. Nitekim her bir koğuşta 38 kişi kalmaktayız. Görüş saatleri 45 dakika ve görüşe gelen yakınlarımız cezaevi idaresince mağdur ediliyor. Bazı tutsakların görüşçülerine keyfi olarak görüşme yaptırılmıyor” şeklinde değinmişti.
Yaşanan sıkıntılara dair dilekçe yazıldığını belirten İmrak; “Dilekçelerimize cevap verilmiyor. Cezaevi yönetiminin tavrında son süreçten bu yana bir değişiklik olmadı. Görüşme taleplerimiz yok sayılıyor. Ayrıca dönüşümlü ve süresiz açlık grevine girenlere gerekli besin temin edilmiyor ve hücre cezası veriliyor” dedi.
‘Gardiyanlar tarafından yapılan kışkırtmalar sürüyor’
Adli ve siyasi tutsakların arasındaki son durum hakkında; “Adliler eliyle siyasi tutsaklar baskı altına alınmaya çalışılıyor. 21 Mart’ta adlilerden siyasilerin alanına cam bardak atıldı ve 2 kişi yaralandı. Gardiyanlar adlileri siyasilere karşı kışkırtıyor” ifadelerinde bulunan İmrak daha önce kaleme aldığı mektupta bunu yaptıran kişinin Cemal Yılmaz adındaki baş gardiyan olduğunu belirtmişti.
‘Bizler hakikatin ve gerçeğin takipçisiyiz’
Tutsak bir gazeteci olarak yaşadığı tüm sıkıntıları “Hapishanede gazete ve televizyonlara sansür uygulanıyor. İktidara yakın kanallar izletiliyor” şeklinde anlattı. Tutuklu gazeteci olarak dışarıdaki gazetecilere; “Haber yaptığım için daha önce de işkence gördüm. Bu sefer de tutarsız iddialarla tutuklandım. Hiçbir eyleme, eylemci olarak katılmamama rağmen eylemlere katılmışım gibi yansıtıldı. Bizler hakikatin ve gerçeğin takipçisiyiz. Emeğimizi istila etmeye çalışan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Gazeteciler, tutsak gazetecilere sahip çıkmalıdır” diyerek çağrıda bulundu.
Kaynak: Sendika.Org
- 11 gösterim