Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP), cezaevlerinde tutukluların başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevine ilişkin gözlem raporu hazırladı. Raporda, cezaevlerinde 15 Şubat’tan bu yana değişik tarihlerde başlamak üzere şu ana dek bilgisine ulaşılabilen 171 siyasi tutuklunun süresiz dönüşümsüz, 15 Mart’tan itibaren de tüm cezaevlerinde başlatılan 5’er gün dönüşümlü açlık grevlerinin sürdüğü hatırlatıldı.
* Açlık grevine ilk başlayan Şakran T2, T3, T4 ve Kadın cezaevindeki mahpuslar 54, 47 ve 40. günlere ulaşmıştır. Yine ilk başlayanlardan Sincan Kadın Cezaevinde de 7 kadın mahpus açlık grevinin 46. günündedir.
* İzmir Şakran T2 ve T3 cezaevlerindeki 13 mahpus açlık grevinin 54. günündeler. Şakran T2 cezaevindeki 8 açlık grevi eylemcisi mahpus yanlarında iki refakatçi mahpusla birlikte aynı odaya alınmıştır.
* Şakran ve Sincan başta olmak üzere mahpusların kilo ve tansiyon kontrolleri cezaevi sağlık ekibi tarafından genellikle günlük olarak yapılmaktadır. Bu kontrollerin Şakran’da 20. günden sonra başladığı öğrenilmiştir. Mahpuslara cezaevlerine göre değişmek üzere B1, B12 (250 mg), Neuvitan, Devit3, Benexol, Beneday vitaminleri verilmektedir. Bu vitaminler türüne göre günde ya da haftada bir kez verilmektedir. Bununla birlikte Tarsus cezaevinde grevcilere B vitamini verilmediği haberleri de basına yansımıştır.
* Açlık grevi eylemcileri tuz, şeker ve sıvı (limonata, çay, meyve suyu gibi) tüketmektedir. Tüketilen maddeleri kendi olanaklarıyla karşılamaktadırlar.
* Grevci mahpuslarda (özellikle Şakran ve Sincan’da) ciddi sağlık sorunları ve geri dönülemez yıkım izleri belirmeye başlamıştır. 40 ve 50’li günler hemen her mahpus açısından hayati açıdan açık risk oluşturan bir evreyi ifade etmektedir. Grevci mahpuslarda tansiyon düşmesi/yükselmesi, kalp çarpıntısı, göz kararması, halsizlik, mide bulantısı, mide ağrısı, kasılmalar, eklem ağrıları, denge kaybı, görme bozukluğu, güç ve hareket kaybı, konuşma güçlüğü, unutkanlık, yutkunmada zorlanma, kulak çınlaması, dil ve boğazda tortu toplanması gibi yaygın sorunlar belirtilmekte ve gözlenmektedir.
* Şakran cezaevinde grevci mahpuslara dönük infaz memurları, jandarma ve diğer görevliler tarafından provoke edici, aşağılayıcı, onur kırıcı söylemlerde bulunulduğu belirtilmiştir. Mahpuslara dönük psikolojik ya da fiziksel kötü muamele içeren uygulama bilgileri diğer cezaevlerinden de yaygın olarak gelmektedir.
* Şakran Cezaevi’nde OHAL sonrası sosyal aktiviteler kaldırılmış ve halen uygulanmamaktadır. Sincan Kadın cezaevinde ise grevci mahpuslar greve girdikleri tarihten itibaren sohbet vb. sosyal etkinliklere çıkarılmamaktadır.
'İVEDİLİKLE GÖRÜŞMELER BAŞLATILMALI’
Raporda, şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye cezaevlerinde hemen her dönem kitlesel olarak var olan politik mahpusluk ile bağlantılı olarak sıklıkla gündemleşen bir hareket biçimidir açlık grevleri. Bir trajediye ya da grevciler açısından tahrip edici sonuçlara ulaşmaksızın çözümlenebilmesi, yetkililerin taleplere dair diyalog yaklaşımı sergilemesi ile yakından bağlı görünmektedir. Taleplerin bir kısmının siyasi/hukuki talepler olması da açlık grevi eylemini sürdüren mahpusların tamamının politik mahpuslar olmaları ile ilgilidir. İmralı cezaevinin avukat ve aile görüşlerine açılması ve özellikle OHAL sisteminde denetimsiz ve hukuksuz bir biçimde yaygınlaştırılan keyfi gözaltı ve tutuklama uygulamalarına son verilmesi talebi, demokratik hukuk devleti ve toplumu açısından olması gereken, hukuksal ve meşru taleplerdir. Demokratik bir toplumda 6 yıldır hukukçuların girişinin engellendiği bir cezaevinin varlığını benimsemek olası değildir.
Bunlarla bağlantılı olarak cezaevlerinde özellikle 15 Temmuz 2016 sonrası daha yaygınlaştığı anlaşılan hak ihlalleri ve kısıtlayıcı uygulamaların (çıplak arama, ziyaretçilere çıplak arama dayatması, revir-hastane-mahkeme gidişlerinde darp ve kötü muamele, kitap sınırlaması, ziyaret ve etkinlik kısıtlaması, sık sık verilen ve uygulanan disiplin cezaları, askeri nizam uygulamaları vb.) da son bulması gerekmektedir. Cezaevinin yapısında bulunan ıstırabı, mahpuslar için daha da ağırlaştıracak her tür muamele işkence ve kötü muamele yasağının ihlali anlamına gelecektir.
Bu nedenlerle;
* Açlık grevinde bulunan mahpusların hukuksal taleplerinin kabulü ile ilgili olarak Adalet Bakanlığı yetkililerince görüşme ve incelemelerin ivedilikle başlatılarak eylemin sonuçlandırılmasının sağlanmasını,
* Bağımsız tabip ve hukukçu heyetlerinin cezaevlerinde inceleme yaparak mahpuslarla iletişimine izin verilmesini,
* Açlık grevcileri için ciddi önemdeki vitamin katkısının düzenli sağlanmasını, bunun önünde engel oluşmamasını talep ediyor, tüm demokratik kamuoyunu cezaevlerindeki açlık grevleri ve ihlallere duyarlı olmaya davet ediyoruz."
Kaynak: Dicle Haber Ajansı
- 23 gösterim