Aksaray T Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaşanan hak ihlalleriyle ilgili hazırlanan raporda, cezaevi müdürünün “Buranın milletvekili de başbakanı da cumhurbaşkanı da benim” diyerek, tutukluları tehdit ettiği belirtildi
13 Mart 2020
Tarsus 1 No'lu T Tipi Kapalı Cezaevi'nde 21 Şubat’ta Aksaray T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edilen 11 tutuklu, aileleri aracılığıyla sevk sırasında ve götürüldükleri cezaevinde darp ve işkence uygulamalarına maruz kaldıklarını aktarmıştı. İddialar üzerine Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin şubeleri ile Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği (TUAYDER) üyesi avukatlar, tutuklularla görüşerek, maruz kaldıkları hak ihlallerini raporlaştırdı.
AYAKTA SAYIM VE ÇIPLAK ARAMA
Sevk edilen tutuklular Bişar Bilen, Muhammed Fatih Bingül, Nusret Kaya, Ümit Tamur, Abdulbaki Aslan, Mehmet Siraç Aslan, Selahattin Dilek, Murat Bilen, İhsan Taşdelen, Bahattin Çelebi ve Şerko Genco ile yüz yüze yapılan görüşmeler sonucunda hazırlanan raporda, cezaevindeki hak ihlallerine yer verildi. Raporda, tutuklular getirildikleri cezaevinde ayakta sayım ve çıplak arama dayatmalarına maruz kaldıkları ve uygulamaya karşı çıktıkları için kötü muameleye tabi tutuldukları belirtildi. Rapor için revire gitmek isteyen Murat Bilen, Şerko Genco ve Bahattin Çelebi'nin, revire götürülmediği ve hücreye konulduğu, 4 gün sonra normal koğuşa kaydedildi.
CEZAEVİ MÜDÜRÜ: CUMHURBAŞKANI DA BENİM
Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre, tutukluların cezaevi müdürünün tehdit ve hakaretlerine maruz kaldığına yer verilen raporda, “Cezaevi 1'inci müdürü ve özel olarak oluşturuldukları düşündükleri bir grup gardiyan tarafından kendilerine ve ailelerine ağza alınmayacak küfür ve hakaretlerde bulunulduğunu, ayakta sayım için gardiyanların zorla kollarına girerek kaldırdıklarını, kafaları bastırılarak müdürün karşısında boyunlarını eğmeye çalıştıklarını, müdürün kanun tanımaz bir tavır içinde olduğunu, kendilerine devamlı ‘siz teröristsiniz, sizinle pazarlık yapmam, uzlaşmam. Ben nasıl istersem öyle olacak. Buranın milletvekili de başbakanı da cumhurbaşkanı da benim. O ağababalarınız gelsin sizi elimden alsın’ diyerek hakaret ve tehditlerde bulunuyor” denildi.
Cezaevi müdürünün ayakta sayım dayatmasına karşı çıkan tutukluları hücre cezasıyla tehdit ettiği iddia edilen raporunda devamında, “Tutsakların ortaklaşa eşya almalarına engel olduğunu, koridora çıkıldığında önlerini iliklemelerini, kafalarını eğmelerini istediklerini, diğer mahkumlarla karşılaşıldığında göz kontağına dahi izin verilmediğini, herhangi bir göz kontağı olmamasına rağmen keyfi olarak kendilerine ‘neden baktın?’ denilerek küfür edildiğini, Evrensel, Yeni Yaşam gazeteleri verilmediğini, dış kantin ihtiyaçlarının çoğunun karşılanmadığını, gelen kantin eşyalarının da çok fahiş fiyatlarla kendilerine satıldığını, talep ettikleri kitapların ya kütüphane de olmadığını ya da kütüphane sıralarının geçtiği söylenerek verilmediğini, cezaevi müdürünün sürekli dosyalarını sorduğunu, kendilerinin yanında sürekli olarak HDP’ye ve insan hakları savunucularına küfür edildiğini, kendilerinin daha önce almış oldukları TV ve radyonun verilmediğini, sürgün tarihinden bu yana dışarıdan haber alamadıklarını, eşyalarının olmasına rağmen bunların depoya kaldırıldığını aktardılar” ifadelerine yer verildi.
Cezaevinin halen inşaat halinde olduğu, sevk edilen tutukluların ilk 4 gün boyunca toz ve çamur içerisinde kaldıkları ve temizlik malzemelerinin verilmediği aktarılan raporda, tutukluların kimlik dayatmasına maruz kaldıkları ve uygulamayı kabul etmeyen tutukluların disiplin cezasıyla tehdit edildiği belirtildi.
‘TECRİT UYGULANIYOR’
Raporun devamında tutukluların darp edilmesine dair, şunlar aktarıldı: “Bişar Bilen ve Muhammed Fatih Bingül adlı tutsaklarla yaptığımız görüşmede; getirildikleri günden bu yana hücrede kaldıklarını, tek kişilik hücrelerde bile ayakta sayımın dayatıldığını, direndiklerinde hakaret ve küfürlere maruz kaldıklarını, gardiyanların kollarına girerek zorla ayağa kaldırıldıklarını, iki defa darp edildiklerini, yerlerde sürüklendiklerini, yerdeyken tekmelendiklerini, Bişar Bilen ile Ümit Tamur’un kafalarının birbirlerine dakikalarca vurularak işkenceye maruz kaldıklarını, üstelik bu darp olayının çoğunun kameralar önünde yapıldığını, darp olayından kaynaklı Bişar Bilen’in kolunda çatlak oluştuğu, vücudunda darba bağlı birçok yaranın bulunduğunu, diğer tutsakların da benzer şekilde darp edildiklerini, rapor almak istediklerinde özellikle doktorun olmadığı zamanda götürüldüklerini, doktorun olduğu zamanlarda da doktorun kendilerine rapor vermediğini, yara izlerini gösterdiklerinde gardiyanların merdivenden düştüklerini söyleyerek rapor verilmediğini, spor haklarının verilmediğini, tam bir tecridin uygulandığını, çoğu zaman telefon haklarının verilmediğini, darp esnasında direndikleri ve slogan attıkları için haklarında cezaevi idaresince disiplin soruşturması açıldığı aktarıldı.”
Gardiyanların tutuklulara, “Merdivenden düşüp ölen çok kişi oldu” diyerek tehditlerde bulunduğu ifade edilen raporda, hak ihlallerinin devam etmesi halinde tutukluların açlık grevi eylemi başlatacağı uyarı yapıldı.
Kaynak: Demokrat Haber
- 9 gösterim