“Yitirilince güneş
Esmer bir bulutun gölgesinde
Düşmesin yüreğine hüzün
Unutma!
Güneşi sen çekeceksin buluttan
Hayatı sen yeşerteceksin
Unutma...”
12 Şubat 2013
Merhabalar,
Sizi panellerden, tutsaklara karşı duyarlılığınızdan ve şiirlerinizden tanıyorum. Yaşadığımız şehirler çok yakın olsa da tanışma şansımız olmadı. Bir de kızınız vardı yanlış hatırlamıyorsam. Tutsaklara renkli balonlar gönderiyordu, engelleri (!) aşabildiği oranda.
Renklerin dahi tehlikeli görüldüğü bir ülkede yaşıyoruz. Farklı olanın mahkum edildiği, düşüncesini ifade edenin çeşitli uygulamalardan geçirildiği, 'ceza'landırıldığı, öğrencilerin, memurların, emekçilerin tutuklandığı, taciz-tecavüzlerin, hortumcuların serbest bırakıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Nefes almak bile suç sayılacak bir eylem halini alıyor. Hal böyleyken devrimci tutsaklarla yazışmak, dayanışmak onlara ses vermek ve seslerini duyurmak vs. dışarıdakileri de hedefe oturtuyor. Neyse ki gözü kara cesaretli insanlar var. Siz de onlardan birisiniz. www.gorulmustur.org sitesini biliyorum. Dışarıdayken ben de takip ediyordum. Tutsaklardan gelen mektupları yazıları okuyordum. Gel gelelim mektubu okunan oldum :). Şaşırılacak bir durum değil, değil mi?
Şu an bulunduğum hapishane de diğer hapishaneler gibi. Hak ihlalleri konusunda iddialı. Son dönem bakanlığın özel ilgisi var buralara. Sürekli yapılan seminerler sonrası, ne hikmetse (!) hep kurallar, yasalar, mevzuat vb. değişiyor. Yaşanan hak ihlallerine değinmeyeceğim. Sayfalar yetmez. Ama şunu belirtmek isterim. Burada - ya da başka bir hapishanede – tutsak olmak zor ama tahliye olmak daha zor.
Şimdi “Neden?” diye soruyorsunuzdur. Burada tahliye olmak zor çünkü, yine keyfi dayatmalar söz konusu. Mahkemeden dönüyorsunuz, tahliye almışsınız ama yine ayakkabı araması !!!
Neyse fazla kafanızı şişirmeyeyim. Bu arada koğuşta beş kişi kalıyorduk. İki arkadaş tahliye oldu. Epey sevindik, zılgıtlar, alkışlar eşiliğinde uğurladık. Sonrası sessizlik...
Göndermiş olduğunuz kart çok mutlu etti beni. Mektubumu sitede gören bir arkadaş da mektup yazmış, elime ulaştı. Sizden sonra ona yazacağım. Tekrar teşekkür ediyorum.
Şimdi veda vakti. Bekleyen çok mektup var.
Yüreği güzel olan ve eşitlik-özgürlük için çarpan tüm dostlara selamlar, sevgiler.
Umutla, inançla ve dirençle kalın.. Hoşça kalın.
Not: El emeği göz nuru bir de kart gönderiyorum.
“Elim ateşten korkmuyor
Ülkemin bütün kadınları gibi tırnaklarım küt
Ateşten, sıcak bir tencereyi yanmadan alabilirim
Köz basarım yüreğime
Yüreğim nasırlarıyla umudu koruyor
Bir küçük ışıltıyla baharı bekleyen
Çekirdek ateşten korkmuyor.”
“Düşünüyorum nasıl budandık bahara ulaşmak için
Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir düşüncenin
Unutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz
Ölü balıklar geçiyor kırışık bir deniz sofrasından
Ve ellerinde fenerlerle benim arkadaşlarım
Durmadan düşünüyorum
Ne kadar çok öldük yaşamak için.”
Dilek HOŞ
Karataş Hapishanesi B-4
Karataş / Adana
- 7 gösterim