Yazar Bülent Parmaksız'dan mektup var: "Gönderdiğiniz kitaplar ve sergi çalışmalarına beni de kattığınız için tekrardan teşekkür ederim. "

Merhaba

‘Sınırsız Kütüphane’ temalı bir sergi açacakmışsınız 13 Eylül’de. 12 Eylül cuntasına inat hemen ertesi günü açılan bir serginin kuşkusuz ki sembolik bir anlamı var. İyi denk gelmiş veya çok iyi düşünmüşsünüz. Tebrik ederim sizi. 

              Kitaplarımı sergiye koyacağınızı belirtmişsiniz. Teşekkür ederim. 

              Bizim dosya sonuçlandı, biliyorsunuz. HDP MYK üyeleri olarak 20 yıl 6 ay ‘ceza’ aldık. 6-8 Ekim Kobani olayları olarak bilinen süreci tetikleme/destekleme gerekçesiyle. Dosya şu an hâlâ ilk derece mahkemesinde. Gerekçeli kararın açıklanmasını bekliyoruz. Gerekçeli kararın açıklanması ardından yapacağımız itirazla dosya İstinaf Mahkemesi’ne gider. İstinaflar genelde dosyaları okumuyor. Onay mercii gibi çalışıyor. 

              Tahmin edeceğiniz gibi çıkan karar tamamıyla siyasi saiklerle verildi. Hukuken bizi içeride tutma koşulları yok. Siyasal iktidarın çıkarları gereği içeride tutuluyoruz. Dolayısıyla çıkışımız da yine siyasi bir kararla olacak. 

              Görülmüştür Kolektifi’ne, Redfotoğraf Grubu’na ve Karşı Sanat’a çalışmalarında başarılar diliyorum. ‘Sınırsız Kütüphane’ temalı serginin de başarılı geçmesini diliyorum. 

              Gönderdiğiniz kitaplar ve sergi çalışmalarına beni de kattığınız için tekrardan teşekkür ederim. 

              Sizi sevgiyle kucaklıyorum. 

Not: Karalama yok. 

 

Sevgili Adil Arkadaş;

              Sizi bir kez daha selamlıyorum. Mektubumu bitirmiş, zarfa koymuştum ki, 27 Ağustos’ta postaya verilmiş mektubunuz geldi. O yüzden bu kısa eki yazma gereği duydum. 

              Zarfın içinde ‘Sınırsız Kütüphane’ daveti ile ‘Sanat Siyaset ve Sponsorluk’ başlıklı bir yazınız vardı. 

              Yazınızı okudum. Gayet güzel bir yazı. Derdini çok iyi anlatmış. Bütünüyle katılıyorum. Emeğinize aklınıza sağlık. 

              Davetiyedeki Mine Zebil fotoğrafı tam da bizim durumumuzu yansıtıyor. Çok güzeldi, tabii fotoğraf sanatı itibariyle. Fotoğrafa konu olan kuyu tipi havalandırma tabii ki can yakıcı. Üstelik bizim havalandırmanın üstü komple, bütünüyle tel örgü ile kapalı. Tel örgülerin arkasından görebiliyoruz gökyüzünü/bulutları ve kuşları. 

              Sizi tekrar selamlıyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum. 

 

Bülent PARMAKSIZ

2 No’lu F Tipi Hapishane

Sincan/ANKARA

---

Fotoğraf: Mine Zebil