Celal Başlangıç

Adalet zaten yoktu, mahkeme salonu da kayboldu!

Kuzey Suriye'ye askeri harekât ve sonrasındaki gelişmelerden ortalık toz dumanken, ülke içinde de hukukun son kalan parçalarını, adaletin kırıntılarını ortadan kaldırıyorlar.

29 Ekim 2019

Üç farklı şehirden kaçırılmışlardı; Ankara’dan, İstanbul’dan ve Edirne’den.

Altı ay boyunca haber alınamamıştı Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak ve Salim Zeybek’ten.

Ne ilginç rastlantı ki üç ayrı şehirden kaçırılan bu dört kişi bir gece Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Şube’de ortaya çıktılar.

Kaçırma, işkence, tutuklama üzerine bir devlet tiyatrosu!

Bir de mağdur Cemaatçiyi savunursa ‘FETÖ’cü, işkence gören Kürdü savunursa ‘terörist’ olacağını sanan çakma demokratlar ve hak savunucuları var ki onlarınki de ‘çifte standart tiyatrosu’.

13 Ağustos 2019

Herkesin katili tanıdığı ama adını hiç kimsenin yüksek sesle söylemediği bir polisiye roman okuyoruz sanki.

Tam altı ay önce üç farklı şehirden kaçırılmışlardı; Ankara’dan, İstanbul’dan ve Edirne’den…

Ailelere göstere göstere, mahalleliyi tanık yapa yapa siyah Transporterlara bindirip götürmüşlerdi.

Türkiye cezaevi, cezaevleri cehennem oldu!

Emniyetinden yargısına, cezaevlerinden miting alanlarına kadar haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik ve vicdansızlık habis bir ur gibi her yanını sarıyor bu ülkenin.

3 Mayıs 2019

Usulca atılmış bir çığlıktı bu; "Ölüyorum" diyordu.

Haktan, hukuktan umudunu kesmiş, "insaniyet namına talep ediyor"du İnfaz Hâkimliği’nden:

"Yaşam şartlarım her geçen gün iyice kötüleşmekte ve ben kötüye doğru gitmekteyim. Yaşam hakkımın elimden alınmaması, iyileştirilmesi için çoklu koğuşa alınmamı insaniyet namına talep ediyorum."

Türkiye'nin Mandela'larından Halil Gündoğan kimdir?

12 Eylül'de idam cezası alan Halil Gündoğan, 1988'de 29 kişiyle birlikte Metris'ten kaçtı. Gündoğan, yazdığı 'Metris'ten Munzur'a Bir Firarinin Öyküsü' adlı kitabıyla kaçışı anlattı

Sınıra yaklaşınca araç durdu. "Araçla yolculuk buraya kadar" dediler. İki kişi onları Meriç'e kadar götürecekti. Orada bir başka 'arkadaş' görevi devralıp şişme botla karşıya geçmelerini sağlayacaktı. Karşı tarafta kimse karşılamayacaktı. Başlarının çaresine bakacaklardı.