Türkiye tarihin en kanlı ve karanlık dönemi olarak adlandırılan 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinin üzerinden 39 yıl geçti. Askeri darbe döneminde gözaltına alınıp işkence gören ve uzun yıllar cezaevinde kalan tanıklar aradan geçen zamana rağmen Türkiye’de değişen bir şey olmadığını, 39 yıl boyunca ülkenin darbe rejimi ile yönetildiğini söyledi.
‘YAŞANILANLAR VAHŞETTİ’
1981 yılının başlarında Mardin’in Nusaybin ilçesinde gözaltına alınıp uzun süre gözaltında işkence gören dönemin tanıklarından Hüseyin Barış, gözaltından sonra tutuklanarak Diyarbakır 5 Nolu Cezaevine konulur. Diyarbakır 5 Nolu’da 10 yıl 4 ay kalan Barış, gözaltındayken gördüğü işkencelerin on katını bu cezaevinde gördüğünü anlattı. O dönem Diyarbakır Cezaevinde hiçbir yasanın hukukun geçmediğini ve insanlık dışı uygulamalara tanık olduğunu söyleyen Barış, her koğuşta en az 70-80, en çok 150 ile 170 kişinin kaldığını söyledi.
‘ANLATMAKTA ZORLANIYORUM’
170 kişinin kaldığı koğuşlarda sadece 15 tane somun ekmek getirildiğini ve çoğu zaman aç kaldıklarını belirten Barış, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevinin özel bir cezaevi olduğunu ifade etti. 5 Nolu’da kalan herkese kişiliksizliği ve hainliğin dayatıldığını aktaran Barış, cezaevinde her tutukluya özel muamele yapıldığını aktardı. 5 Nolu Vezaevinde yaşanılanları “Vahşet” olarak tanımlayan Barış, akıl almaz işkencelere maruz kaldığını bunları hala anlatmakta zorlandığını ifade etti.
‘DİRENİŞ CUNTAYA DARBE VURDU’
Diyarbakır 5 Nolu Cezaevinde tüm baskı ve teslimiyet dayatmalarına rağmen Kürt Özgürlük Hareketi önderleri Kemal Pir, Mehmet Hayri Durmuş, Mazlum Doğan ve diğerlerinin dayatılan kişiliksizliği ve teslimiyeti kabul etmeyerek bedenlerini ölüme yatırarak büyük bir direniş başlattığını aktaran Barış, bu direnişin 12 Eylül cuntasına büyük bir darbe vurduğunu ifade etti.
‘ETKİLERİ HALEN SÜRÜYOR’
12 Eylül askeri darbesinin etkilerinin 39 yıl boyunca silinmediğini dile getiren Barış, darbeden sonra da 12 Eylül uygulamalarının devam ettiğini ifade etti. 12 Eylül’ün yarattığı tüm tahribatları 1990’lı yıllarda gelen iktidarların bir fırsata çevirdiğini sözlerine ekleyen Barış, “Dünyada darbe dönemleri bittiğinde ilk yapılması gereken şey darbe ile yüzleşmek ve darbecileri mahkum etmek olmalı. Ancak Türkiye’de bu hiçbir zaman olmadı ve halen de 12 Eylül mevcut iktidar eliyle devam ettiriliyor. Dün askeri bir vesayet vardı, bugün ise sivil bir vesayet var ve her ikisinin de uygulamaları bir birinden farklı değil hatta yer yer AKP iktidarının uygulamaları darbe döneminin çok üstüne çıkıyor” diye belirtti.
‘61 VE 71 DARBELERİ İLE YÜZLEŞİLSEYDİ 12 EYLÜL OLMAZDI’
Türkiye’de 12 Eylül ile hesaplaşılmadan tam anlamıyla gerçek bir demokrasinin inşa edilemeyeceğini ifade eden Barış, “Nasıl ki geçmiş katliamlar aydınlatılmadığı için daha büyük katliamlar yaşandıysa bu da öyledir. 1961 darbesi ile hesaplaşılmış olsaydı 1971 ve 12 Eylül darbeleri yapılamazdı. 12 Eylül ile hesaplaşılmadığı için halen darbe mekaniği devrede” diye konuştu.
’İRADEMİZ TESLİM ALINAMADI’
1982 yılının Kasım ayında İzmir’de gözaltına alınıp 45 gün işkenceli sorgulardan sonra tutuklanıp Şirinyer Askeri Cezaevine gönderilen darbe tanıklarından Yunus Bircan, 45 günlük gözaltı süresince kaba dayaktan sistematik işkence yöntemlerine akıl almaz işkencelere maruz kaldığını ifade etti. O dönem Şirinyer Askeri Cezaevinde tek tip elbisenin uygulamaya konulmak istendiğini ve buna karşı direndikleri için yoğun baskı ve şiddetin yaşandığı cezaevlerinden biri oluğunu aktaran Bircan, işkencelerin cezaevinde artarak devam ettiğini ancak buna karşı gösterilen direnişlerin de olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Diyarbakır 5 Nolu Cezaevinde tüm baskılara rağmen direniş kırılamadı. Ankara Mamak, İzmir Şirinyer gibi cezaevlerinde benzer direnişler oldu ve tutsakların iradesi teslim alınamadı.”
‘HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMADI’
12 Eylül ile birlikte Türkiye’de hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını aktaran Bircan, cezaevinde 7 yıl kaldıktan sonra dışarı çıktığında her şeyin tamamen silindir gibi ezildiğini ve yeniden toparlamanın yılları alacağı bir sürecin başladığını sözlerine ekledi. 12 Eylül zihniyetinin hiçbir zaman silinmediğini ifade eden Bircan, “Darbeden sonra gelen bütün iktidarlar 12 Eylül’ün sürdürücüleri oldu. Biz yıllarca darbeyle yüzleşilmesi için mücadele ettik ve etmeye devam ediyoruz ama darbeci zihniyet tamamen yok olmadan 12 Eylül ile yüzleşilmeyecektir.”
’39 YILDA HİÇ BİR ŞEY DEĞİŞMEDİ’
Aradan geçen 39 yıla rağmen Türkiye’de hiçbir şeyin değişmediğini belirten Bircan, sistemin sıkıştığı yerde darbe mekaniğini devreye soktuğunu belirtti. Gerçek bir yüzleşmenin olması için toplumsal barışın ve adaletin sağlanması gerektiğini söyleyen Bircan, 39 yıldır darbe anayasası ile yaşadıklarını ancak darbeden bu yana anayasada 16 kez kısmi değişliklerin olduğunu, özüne ise dokunulmadığını kaydetti. Ülkede darbeci ve darbe anlayışı ile yüzleşilecekse bunun toplumsal bir talep haline gelmesi gerektiğini dile getiren Bircan, AKP’nin iktidara geldiğinde “darbecileri yargılayacağız” gibi söylemleri olduğunu, ancak gelinen noktada bu söylemin samimi olmadığını belirterek, “Toplum olarak bir yüzleşmeyi sağlayamasak darbe üstüne darbe yemeye mahkum oluruz” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı
- 6 gösterim