BASINA VE KAMUOYUNA
23.08.2014
23-27 Haziran 2014 tarihlerini kapsayan İstanbul'dan Ankara'ya yaptığımız yürüyüşle, yetkililerden özellikle ağır hasta mahpusların acilen serbest bırakılmasını talep etmiş durumun acili yetini dile getirmiştik.
Hapishanelerde bulunan hasta mahpusların durumu her geçen gün ağırlaşırken tahliyelerine yönelik herhangi bir gelişmenin olmadığı gibi, hapishanelerde mahpuslar birer birer aramızdan ayrılıyor.Yaşam hakları ellerinden alınıyor.
AKP hükümeti aylardan beri, hasta mahpuslar arla ilgili çalışma başlattığını ve yeni düzenlemeler yapacağını sürekli dile getirmesine rağmen; konuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirmedikleri gibi sürekli Mecliste, konuyu gündeme getiren BDP Milletvekillerinin soru önergesi vermelerine rağmen, olumlu bir çalışmanın olmaması ve yasal düzenlemelerin yapılmaması, endişelerimizi her geçen gün arttırmakta, özellikle ağır hasta mahpusların serbest bırakılarak sağlıklarına kavuşmaları için dışarda tedavi edilmeleri gerekirken, hapishane koşullarında, yaşamları ellerinden alınan küflü ve nemli hücrelerde ölmelerini istemiyoruz.
Hasta mahpusların serbest bırakılması için hükümetin ön koşul veya şart aramadan insani olan yaşam hakkın yerine getirilmesi gerekir. Nedeni ne olursa olsun, devlet demir parmaklıklar arkasına kapattığı insanların can güvenliği başta olmak üzere; sağlık sorunları ve yaşam haklarından da sorumludur. Yaşamak en doğal haktır, onların yaşaması için değil adeta ölmesi için yaratılan koşullar biran evvel değiştirmeli ve kaldırılmalıdır.
Hasta mahpusların tedavileri için gerekli şartlar sağlanmalı ve ağır durumda olan, kanser hastaları başta olmak üzere geri dönüşümü çok zor kronik hastalıkları olan mahpusların derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.
Ağır hasta listemizde bulunan yaklaşık 230 hasta mahpusun hastalıklarına baktığımızda durumun ne kadar acil ve hayati önem taşıdığının görülmesi gerekir. Çoğu kanser hastası, kronik şizofren veya pek çok psikolojik rahatsızlığı olan fiziksel engelli felç, duyma, görme, yürüme organlarından en az birini kaybetmiş durumda olan tamamen bakıma muhtaç ve yatalak durumda epilepsi hastasıdır. Tutuklanır ken ateşli silah vb. nedenlerle yaralı olan ve tedavileri zamanında yapılmayan mahpusların durumu da diğer ağır hastaları aratmamakta. Gerekli tedavileri yapılmadığı için, engelli hale gelmiş veya organ kayıpları yaşamaktadırlar. Gene tedaviye yanıt vermeyen genetik (eklem-iltihaplı romatizmalar, çocuk felci, dermansa, Alzheimer vb hastalıklara yakalandığı için çoğunlukla ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmişlerdir.
Bu hafta 127 .gerçekleştirdiğimiz F oturmasında yukarıda saydığımız hastalıkların pek çoğunu yaşayan ama asıl olarak genetik bir hastalığa yakalanan Gıyaseddin Sevinç'in durumunu duyarlı basına ve insan hakları savunucularıyla paylaşacağız.
Gıyaseddin Sevinç, 2007 yılında Hakkari'de tutuklanır. Yaklaşık bir yıl süren dava sonrası on sekiz yıl, dokuz ay hapis cezasıyla cezalandırılır.2008 yılında gittiği hastanede Wilson hastalığı ve buna bağlı olarak siroz teşhisi konur. Doktorlar, hastalığın zamanla ilerlemesi ve hapishane koşullarının da hastalığını tetiklemesi sonucunda karaciğer, böbrek ve beyninde ciddi tahribatlar oluştuğunu belirtir. Kuru bakır ölçüm cihazı bulunmadığı gerekçesiyle hiçbir tedavi uygulanmaz.
2011 yılında Van F Tipi Hapishanesi'nden Gümüşhane'ye sürgün edilir. Kısa bir süre sonra tekrar Van Hapishanesi'ne sürgün edilir. 2013 yılında şu an bulunduğu,Diyarbakır D Tipi Hapishanesi'ne getirilir. Tedavi için Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde götürülür. Ve daha önce 2008 yılında yaşadığı sağlık sorunları tekrar eder. Gıyaseddin Sevinç'e verilen raporda şunlar yazmaktadır. "Kitin çalıştığı alet olan atomik absorbsion spektrofotometresi arızalandığı için bakır sonucu verilememiştir". Yani hasta mahpus hastaneye gitme sebebi olan ölçüm cihazı çalışmadığı için hiçbir şey yapılmadan tekrar hapishaneye götürülür.
Gıyaseddin Sevinç'in tansiyonu 3,5 kadar düşer. Sürekli kilo verdiği için güç kaybı yaşayan ve temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz bir durumdadır. Hapishane koşullarında kalamaz raporu verilmesine rağmen tahliye edilmeyen Gıyaseddin Sevinç, hapishanede karaciğer naklinin yapılmasını bekliyor.
Engin Aydınalp: Kırıkkale, Hacılar F Tipi Hapishanesi - Bacakta güçsüzlük ve nefes darlığı
Enver Özkartal: Bafra T Tipi Hapishanesi.- Psikolojik sorunları var.
Enver Uçar: Şakran Kapalı Hapishanesi - Kronik astım, bronşit, alerjik
Ercan Bilen: Tekirdağ 1. F Tipi Hapishanesi.- Bel fıtığı
Erdal Şahin: Tekirdağ 1.F Tipi Hapishanesi - Burun yanması ve şiddetli baş ağrısı
Erhan Figan: Ordu M Tipi Hapishanesi - Hepatiti B
Eyüp Vural: Siirt E Tipi Hapishanesi - Akdeniz anemisi
Eşref Işık: Van F Tipi Hapishanesi - Hepatit B
Eser Morsümbül: Tekirdağ 2. F Tipi Hapishanesi - Böbrek yetmezliği, kemik erimesi vb.
Emriye Erdinç: Gebze M Tipi Hapishanesi – Dizle kalça arasında platin var.
ENGİN AYDINALP, ENVER ÖZKARTAL, ENVER UÇAR, ERCAN BİLEN, ERDAL ŞAHİN, ERHAN FİGAN,
EYÜP VURAL, EŞREF IŞIK, ESER MORSÜMBÜL, EMRİYE ERDİNÇ SERBEST BIRAKILSIN!
GIYASEDDİN SEVİNÇ serbest bırakılsın!
HASTA MAHPUSLAR SERBEST BIRAKILSIN.
TECRİT ÖLDÜRÜR; DAYANIŞMA YAŞATIR !
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ
İSTANBUL ŞUBESİ CEZAEVİ KOMİSYONU
Fotoğraflar: Ömür Eğribel
- 8 gösterim