“Dışarıdaki gelişmeleri takip ederken bol bol (Ağırlaştırılmış müebbet olarak 23 saat hücredeyiz) okuma yapıyoruz. Üçlü hücre dediğimiz, üç kişilik yerdeyiz. Bazı hücreler 6 kişi oldu.”
Tayyar EROĞLU
2 Nolu F Tipi Hapishane C- ilave 112
TEKİRDAĞ
Adil Hocam, Merhabalar
Gecikmem affola. Ülke yangın yeriydi zaten, benzin dökülmüş oldu. Ankara’dan Trakya’ya “yolculandık”. 5 kitap yollamıştın. Çok teşekkürler. İlk aylardaki kitapsızlığa ilaç niyetine oldu. Okuyanı çok oldu o kitapların.
4 ay geçti yavaş yavaş kendi rutinimize döndük. 2 ay gecikmeli olarak eşyalar geldi. Ancak 20 kitap alabildik. Artık onunla idare etmek durumundayız.
Şimdilik pek yaramazlık yok fakat sohbet-spor-kütüphane faaliyetlerine çıkarılmıyor. Sevk sirkülasyonu devam ediyor. Gelen-giden yoğunluğu bitmedi. Dışarıdaki tutuklamalar bitince o da biter sanırım. Üst katlarda çalışma yapılıyor sanırız kamera takacaklar. Nasıl bir şey olur onu taktıklarında göreceğiz. 1 saat havalandırmaya çıkıyoruz. Zaten ne izlenecek anlamadık. (…)
Dışarıdaki gelişmeleri takip ederken bol bol (diyorum zira Ağırlaştırılmış müebbet olarak 23 saat hücredeyiz) okuma yapıyoruz. Üçlü hücre dediğimiz, üç kişilik yerdeyiz. Bazı hücreler 6 kişi oldu. Ranza yaptılar “Koğuşa” döndü. Yerde yatan kimse kalmadı diye biliyorum. 6 kişi kalanlara masa da verdiler. 6 kişiliklerin demirbaş ihtiyaçları karşılandı. Zor zamanları kovalamak, anı solumak ve koşturmak vardı diye düşünüyor insan dışarıyı izledikçe.
Yapılabileceğin en sınırlı olduğu mekanda bir şeyler yapmak da insanı mutlu eder tabi ki. Ama gönül (diyeyim) laf dinlemez bazen. Akmak ister koyuluklardan, doludizgin, özgürlüğe. Karanlığın en koyu anından sonra aydınlık başlar, o en koyu anı sonrası, karanlığı yaratanların düşüneceği zamanın başlangıcıdır ancak. Her şey kararır, kapkara olur. Zifiri karanlık olur. Ama olmaz sol yandaki cevher, inadına tıp… tıp… atmaya devam eder.
Selamlar ve sevgiler bizden umut yüklü yüreklere.
30 Kasım 2016
Tayyar EROĞLU
2 Nolu F Tipi Hapishane
C- ilave 112
TEKİRDAĞ
- 1 gösterim