31 Yıldır tutsak olan karikatürist Nurettin Erenler'den gelen yeni şiir kitabı: ANAHİTA

 

ANAHİTA'ya ÖNSÖZ

              Yıllardır hapishanelerde yazmış olduğum şiirlerimin önemli bir kısmı 19 Aralık 2000 Hapishaneler operasyonlarında kayboldu. Bu kitapta yer alan şiirlerim F tipleri süreçlerinde değişik dönemlerde yazmış olduğum “Hapishaneden demli Şiirler” imdir. 

              Öncelikle, yıllardır varlığıyla bana her konuda destek olan ve şiirlerimi düzenlemede/emek süreçlerinde bana en büyük desteği veren arkadaşım, kız kardeşim Kıymet Erenler’e sonsuz minnet duygularımla teşekkürlerimi sunuyorum.

              Ayrıca bu şiirlerin yayınlanması sürecinde öneri ve katkılarıyla bana destek olan değerli dostum S. Oral Uyan’a da sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. 

              Son olarak, şiirlerime konu olan isimsiz kahramanlara ve hayatım boyunca en zor anlarımda daima yanımda olan, karşılıksız sevgisini esirgemeyen Ana tanrıçam (annem) Emoş Erenler’e de sonsuz sevgi, saygı ve hürmetlerimi, teşekkürlerimi sunuyorum. 

Nurettin Erenler

F Tipi hapishane. C 69 Edirne

***

Kitaptan seçtiğimiz bir kaç şiiri paylaşıyoruz:

ŞARABİ EŞKİYALAR

Sağrısı kan-ter içinde 

Dört nala koşan

Ateş ve rüzgar kanatlı pegasus misali atlara binip

Biz, şarabi EŞKİYALAR

Göğsümüzde çapraz fişeklikler

Omzumuzda mavzerler,

Akıyoruz GÜNEŞ’e,

Zaptetmek için…

(07 Mayıs 2016/Bolu)

*** 

VOLTADAYIM

Voltadayım,

Ellerim ellerinde…

Duvarlar var,

Duvarlar yok…

Yürüyorum: Dersim, Adana, Elazığ…

Bir köy evi,

Kış,

Kar yağıyor

Ve gece zifiri karanlık…

Ocakta kor ve kızıl bir ateş

Isıtıyor yüreklerimizi…

Odun ateşinin kızıllığı

Aydınlatıyor yüzlerimizi.

Gölgelerimiz oynaşıyor duvarda,

Gözlerimiz alevlerde,

Alevler gözlerimizde…

Fısıltıyla konuşuluyor konuşulanlar,

Cümleler duvarlara çarpmıyor

Yüreğe çarpıp yerini alıyor.

Sözcükler bir ahenkle vuruyor sessizliğe.

Dışarıda kar sesi,

Sesimizle ahenk içinde

Ve önce hasretlik gideriliyor,

Ocağın harıyla,

Ten tene… alev aleve…

Gözler kor bir ateş gibi

Her şeyi anlatıyor!

Voltadayım,

Ellerim ellerinde…

Gula Çiya.

(04 Ocak 2007/Bolu)

*** 

SONSÖZ

              Zindanlar tarih boyunca olanaksızlığın, olabildiğince yasakların ve dahi insan-dışılıkların yaşandığı yerler oldu/olmaya da devam ediyor. Aynı zamanda bu olanaksızlıklar, yasaklar içerisinde de üç-beş adımlık havalandırmanın tepesinde görünen bir avuç gökyüzüne kocaman evreni ve tertemiz kalmış düşlerini sığdıran güzel ve yiğit insanların direnişlerine ve yaratıcılıklarına da “ev sahipliği” yapmaya devam ediyor. 

              İşte bunlardan birisi de olanaksızlıklar ve insan-dışılıklar arasından imgeleriyle, mitolojik destansı şiirleriyle bilincimize misafir olan Nurettin Erenler!

              “VE BAŞKALDIRDILAR! YAZGILARINI YENİDEN ELE ALMAK İÇİN…” derken hem kendi direnişi içerisinden hem de mitolojideki başkaldırıların içerisinden olayları, şiirlerinin öznesi olan kadını ve dahi sınıf mücadelesinin estetik anlatımını damıtarak hedef kitlesine başarıyla sunduğu bir çalışmayla bilinçlerdeki yerini misafirlikten çıkarıp, kalıcı yerleşmede iddialı olduğunu gösteriyor. Destansı şiirlerinde burjuva-yoz eril dünyanın içerisinden kadının estetik ama güçlü dünyasını imgelerinin arasında sığdırarak “yanan o kızıl ateş, akkora dönüşmeli/dönüşecek de… diyerek, ısrarını bir kez daha ortaya seriyor. 

S. Oral Uyan

(Aralık 2023)