"6 kişilik koğuşta şu an itibariyle 12 kişi kalıyoruz. 4 ranza sonradan ek olarak atılmış, iki arkadaşımız ise yerde yatıyor. Isıtma sorunlu, sıcak su sorun. Yine kantin, elektrik, hijyen, değişimler, sosyal faaliyetler falan hepsi problem. Kantindeki fiyatlar çok alternatifsiz. Elektrikte ise bizlere sanayi aboneliği tarifesi uygulanıyor. 150 TL’lik faturamız bir anda 360 TL’ye gelmiş. Bu konudaki hiçbir itirazımız ise dikkate alınmıyor. Atölye, kurs, sohbet gibi sosyal faaliyetler yok. Pandemi gerekçe olarak gösteriliyor ancak kuran kursu vb. kursların olduğundan malumatımız var. “Pandemiyi fırsata çevirmek” denilen olay sanırım bu. Adlilere sosyal faaliyetler varken biz siyasi tutsaklara ise yok."
Mehmet Salih Erol
T Tipi Kapalı Cezaevi A-27
Burhaniye/BALIKESİR
***
27 Mart 2022
Merhaba,
Uzun zamandır yazmamıştım, daha doğrusu yazamamıştım. Tabi bunun kendine göre nedenleri var. Birincisi bu aralar art arda iki sürgün yaşadım, ikincisi ise birinci sürgünde tüm defterlerime el konulduğu için adresini kaybetmiştim. Tekrardan ulaşana, git-gel falan filan derken bugünlere dek kaldı.
Geçen sizden bir kargo aldım. Üç kitap vardı içinde. Biraz farklı bir yoğunluk içinde olmamdan dolayı sadece “Tuhaf Buluşmalar Metrosu” nu okuyabildim. Öncelikle ilgin-alakan için teşekkürlerimi sunuyorum. Daha önce de “Arkası Yarın” kitabınızı okumuştum. Her iki kitabınızda da kadın-erkek çekişmesi çok yoğun işlenmiş. Müsaadenizle kendi açımdan bir eleştiri sunmama izin verin: Birincisi merakımı çeken bir nokta var: Neden “güncel” çekişmeler? “Tuhaf Buluşmalar Metrosu” her ne kadar bir tiyatro oyunu olsa da oradaki rastlaşmanın ortaya çıkardığı çekişme çok farklı ve daha derinlikli işlenebilirdi. Bir de her ikisinde de çaresiz, ayrılıp gitmeyi bile beceremeyen bir kadın imajı var. Aslında benim açımdan bir eleştiri noktası da burasıdır. Neden başkaldıran kadın değil de ezik kadın? İnanın Adil Bey, her iki kitabınızı okurken kendime sorduğum soru bu.
Adil Heval, geçen Siverek cezaevinden Ayhan Kavak ile yazışırken biraz sizden, emeğinizden bahsettik. İkimiz de çabanızı görüyor, buna değer verilmesi gerektiğini belirttik. Gerçekten de ciddi bir emek var, bunun sahibi sizlersiniz, bizlerin dışarıdaki gözü, kulağı, dili olmaya çalışıyorsunuz. Bu anlamıyla çabanız kıymetlidir. Nasılsa Ayhan Hevalle yazışıyorsunuz, ondan bu yüzden söz etmeyeceğim. Kendisinin de edebiyat anlamında ciddi uğraşları var. Bitti mi bilmiyorum ancak, sanırım ortak bir kitap çalışmanız da var. Bittiğinde bir tane istediğimi şimdiden belirtmiş olayım. Bu anlamda Ayhan Heval biraz eli sıkı sanırım. Çünkü eski kitaplarını istedim bende yok dedi. Ben de dışardan bulmaya çalışıyorum. En son sizinle yazıştığımda kimi edebi çalışmalarımdan bahsetmiştim. Sanırım eşim iki öykümü size göndermiş. gorulmustur.org da yayınlanmışlar diye duydum. Okunma durumları ve varsa yorumları bana gönderme şansınız var mı acaba? Onlara yönelik sizlerin de eleştirilerini beklediğimi bilmenizi isterim.
Sizlere biraz bu zındanı da anlatmak istiyorum. Yaklaşık 2 aydır buradayım. Kendini her anlamda hissettiren bir tecrit ve izolasyon var. Bu hem kısıtlamalarla hem de kimi uygulamalarla kendini belli ediyor. Bir yoğunluk, sayının fazlalığı da var. 6 kişilik koğuşta şu an itibariyle 12 kişi kalıyoruz. 4 ranza sonradan ek olarak atılmış, iki arkadaşımız ise yerde yatıyor. Isıtma sorunlu, sıcak su sorun. Yine kantin, elektrik, hijyen, değişimler, sosyal faaliyetler falan hepsi problem. Kantindeki fiyatlar çok alternatifsiz. Elektrikte ise bizlere sanayi aboneliği tarifesi uygulanıyor. 150 TL’lik faturamız bir anda 360 TL’ye gelmiş. Bu konudaki hiçbir itirazımız ise dikkate alınmıyor. Atölye, kurs, sohbet gibi sosyal faaliyetler yok. Pandemi gerekçe olarak gösteriliyor ancak kuran kursu vb. kursların olduğundan malumatımız var. “Pandemiyi fırsata çevirmek” denilen olay sanırım bu. Adlilere, fetöcülere sosyal faaliyetler varken biz siyasi tutsaklara ise yok.
Size bir ilginç yaklaşımdan daha bahsedeyim. Koğuşlara kocaman kabinli telefon kulübeleri konulmuş. 3 haftadır oradan görüşme yapabiliyoruz. Ancak burada ciddi bir ayrım söz konusu. Kadın ve çocuk tecavüzcülerine, uyuşturucu satıcılarına, kadın katillerine falan buradan haftada 30 dk. ve birden fazla numarayla görüntülü görüşme hakkı tanınırken, bizlere ise 10 dk. ve tek numarayla görüntüsüz görüşme hakkı tanınmış.
Bunlara benzer birçok ilginç uygulama var. Hepsini tek tek anlatmanın da bir gereği yok sanırım. Sizin de malum olduğunuz uygulamalar bunlar.
Adil Heval,
Her an uygulamaya konulmasını beklediğim bir disiplin cezam var. Bir ay iletişim cezası. Bundan dolayı bu mektubu alelade ve acele yazdım. Hemen göndereyim dedim. Bilmiyorum ancak, bu kadar özensiz ve acele etmeme rağmen cezaya bile takılıp gecikebilir. Artık siz tarihten anlarsınız.
Şu benim için önemli. Bizi dışarda temsil eden, sesimize ses olmaya çalışan, gözü-kulağı hep bizde olan bir avuç insandan birisiniz. Emeğiniz kutsaldır ve hakkınızı ödeyebilir miyiz bilmiyoruz. Şu an için yapabileceğimiz tek şey sonsuz teşekkürlerimizi sunmaktır.
Bu duygularla sizleri selamlıyor, yanımdaki tüm arkadaşlarımkilerle harmanladığım sevgi ve saygılarımı gönderiyoruz.
Kolaylıklar diliyor, başarı dileklerimi sunuyorum.
Serkeftin
Mehmet Salih Erol
T Tipi Kapalı Cezaevi A-27
Burhaniye/BALIKESİR