Antep Cezaevi'ndeki hasta tutuklular tedavi edilmiyor

"Burada ismini yazmadığım onlarca hasta arkadaşımız var ve hiçbiri doğru dürüst tedavi olamıyor. Bu sefer de sizin aracılığınızla sorunlarımızı dışarıya taşıdık. İyi ki sizin gibi insanlar var. Bu arada biz Gazeteye yazamıyoruz. Gerekli yerlere ulaştırırsanız sevinirim. Bir daha sizin gibi vicdan sahibi insanların olması ve sizinle yazışıyor olmaktan mutlu olduğumu söylemeliyim. Sizin şahsınızda tüm vicdan sahibi insanlara selam ve sevgilerimle."

Müslüm Karadağ

L Tipi KAPALI Cezaevi D-9

Gaziantep

***

19.01.2018

Merhaba Adil Arkadaş;

Yeni yılın ilk günlerinin özgürlükle taçlanacağı ve anlam yüklü anıların mekân tanımadan kendini rengârenk gerçekleştirirken geleceğe taşıyacağı umut ve inancı sözcüklere sığdıramayacağımız direniş renginin sıcak duyguların hayat bulacağı bu ilk günlerin tüm güzelliğiyle yeni bir yaşamın müjdecisi olan ‘yeniliğin’ olması ruhu ve coşkusuyla yeni yılınızı en içten duygularımla kutluyorum,  özgür yarınlarda görüşmek dileğiyle…

Yeni yıl kartınızı aldım. Dışarıdan gelen her merhabayla insan yaşamanın, yaşıyor olmanın farklılığını hissediyor. Dışarıdakilerin içeridekileri fark etmeleri güzel ve iyi hissettiriyor. Bu güzel düşünce ve duygu içinde ayrıca teşekkürlerimizi yolluyorum.

Gönül isterdi ki güzel şeyler paylaşalım. Ancak içinde yaşadığımız koşullar buna imkân sunmuyor. Şuan ben dâhil tüm siyasi tutsaklar altı (6) ay tüm iletişim-haberleşme araçlarından yoksun kalma cezası almış durumdalar. Bu nereye kadar gider bilemiyoruz. Dayatılan tek tip yaşama uyulmadığı için verilen disiplin cezalarıdır. "Koridorda tek sıra ve duvar dibinde nizami gelenekleri kabul etmeme - dayatmayı kabul etmeme", "Ayakta sayım vermeme" , "Dayatılan Kimlik Kartını kabul etmeme" nedeniyledir verilen disiplin cezaları. Bu da demek oluyor ki altı ay tüm iletişim araçlarından yoksun kalmaktır. (Mektup- Fax vb.) Zaten içeridekilerin de tek iletişim araçları bunlardır.

Bu disiplin cezalarının kaldırılması için itiraz ettiğimiz İnfaz Hakimliği ise hiç kimseyi dinlemeden, kendisi de bir Kürt olmasına rağmen "Anadilde Savunma" bile almadan diğer yandan hukuk katliamı yaparak Türkiye Cumhuriyetinin imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesindeki yasa-kanunları hiçe sayarak tercüman hakkından yararlandırılmadan; yararlanmak ister isen de bunun parasını senin karşılayacağını söyleyerek; ideolojik saiklerle netleştirdiği kararını, içeri giren her arkadaşımıza "Talebin reddine" diyor. İnfaz Hâkimliği bu yanıyla Hâkimlik - Tarafsızlık tarafını da yitirmiş, Cezaevi Disiplin Kurulu Noter'i haline gelmiştir. Birçok arkadaşımız HSK'ya suç duyurunda bulunmuş durumdayız. Çünkü İnfaz Hâkimliği mevcut haliyle yasa ve kanunları yok hükmünde sayarak KHK'ları kendi ideolojik görüşüne göre yorumlayarak yeni KHK'lara kendisi imza atmış oluyor.

Ayrıca yapmış olduğumuz tüm suç duyurularına ilişkin hemen "Kovuşturmaya gerek-yer olmadığına" kararı verilip bir örneği bize gönderiliyor. Diğer örneği de "Kes- Kopyala-Yapıştır" yapmak için bilgisayarda tutuluyor.

Özetle eğer cezamız onanırsa şuan eli kulağına olan  "altı (6) ay" Ağır Ceza Mahkemesine bekliyor, her an gelebilir. Yaşanan hak ihlallerin belki de son defa yazıyor olacağım. Mesela bize hala metal kaşık verilmiyor. Çok tehlikeli olduğundan mı yoksa melamin kaşıkların pazarı daha çok mu kazandırıyor hala netleşmese de gerçek olan şudur; Herkes melamin kaşıkların yaratmış olduğu ağız yarasından dolayı revire gitmek zorundAnchora kalmıştır. Belki de sebepleri çok daha ağır hastalıklarla sonuçlanacaktır. Üç öğün sıcak suyla yumuşayan melamin plastik Kanserojen madde üretimine çoktan davetiye çıkarmıştır.

Kısaca genel sorunlarımızı özetleyecek olursak;

  1. Hasta arkadaşlarımızın tedavisi olmuyor. Hastaneye sevk olanları ise hastanede kelepçeleri açılmadığı için tedavi olmadan geri getiriyorlar.
  2. Diş tedavisi için doktor 1,5 yıldır hiç olmadı. Diş çekme, dolgu tedavisi için bile "Revirdeki Dişçi koltuğu bozuktur. Onun için hasta alamıyoruz, tamir yapınca alacağız." deniliyor (Son altı aydır).
  3. Revire çıkma lükstür. Hele hastaneye sevk olmak olağanüstü lükstür.
  4. Hastaneye giderken askerlerin; hastanede doktorların hakaretlerine maruz kalma
  5. Tek sırada yürüme dayatması
  6. İçeride Tutsaklara "Kimlik" dayatması; dışarıdan gelenlere ise "Görüşçü Kartı" dayatması
  7. Keyfi disiplin soruşturmaları (şuan herkes altı ay iletişim ve görüşme cezası almış durumda)
  8. Açılan disiplin soruşturması nedeniyle cezaları biten arkadaşlar tahliye olamıyorlar
  9. Bazı personeller "Tahrik edici" davranışlarda bulunuyorlar. En ufak bir itiraz ise bir disiplin soruşturması nedeni oluyor.
  10. Metal kaşık verilmiyor.
  11. Spor aktivitesi 40-45 dakikadır. Ancak her kısım kendi kendisiyle çıkıyor. Yani 11 kişi isen 11. Kişi bu haktan faydalanamıyor veya o hafta 11. Kişi fedakârlık yapmak zorundadır.
  12. Dışarıdan iç çamaşırı alınmıyor çünkü kantinde satılıyor. Satılan da genelde elde kalmış ve battal boy oluyor.
  13. Mektuplarımız genelde kayıp oluyorlar. (Umarım bunun başına bir iş gelmez. Yazdıklarımın içinde en tehlikeli olan budur.)
  14. Kanser hastası arkadaşlarımız hastanelere götürülürken bilinçli olarak havasız-kapalı en sağlıksız ringler tercih ediliyor.

Hasta arkadaşlarımızdan bazılarının isimleri ve hastalıkları:

  • İsmet Ayaz: Çölyak Hastası ve Kanser (Tedavi olamıyor.)
  • Adnan Yalçın: Kolon Kanseri ve Hipertansiyon
  • İnayet Mete: Kalp rahatsızlığı ve Hipertansiyon
  • İzzet Turan: Kemik erimesi
  • Rojhat Erçel: Kas Erimesi
  • Fahri Aralan: Kalp - Damar Tıkanıklığı

Burada ismini yazmadığım onlarca hasta arkadaşımız var ve hiçbiri doğru dürüst tedavi olamıyor.

Bu sefer de sizin aracılığınızla sorunlarımızı dışarıya taşıdık. İyi ki sizin gibi insanlar var.

Bu arada biz gazetelere yazamıyoruz. Gerekli yerlere ulaştırırsanız sevinirim. Bir daha sizin gibi vicdan sahibi insanların olması ve sizinle yazışıyor olmaktan mutlu olduğumu söylemeliyim.

Sizin şahsınızda tüm vicdan sahibi insanlara selam ve sevgilerimle

Müslüm Karadağ

L Tipi KAPALI Cezaevi D-9

Gaziantep