Müslüm Karadağ yazdı: Mektuplarımıza "Okuma Komisyonları" yanı sıra PTT 'den de engel

“Bazen mektuplarımız okuma komisyonlarını aşıyor, bu sefer PTT çalışanlarına takılıyorlar. Hangi saikle hareket ediyorlarsa artık ! Bu mektubun kime gideceğine artık PTT çalışanları karar veriyor. Şu an bu ve benzer mektuplar yanımızda delil olduğundan size göndermiyorum. Önce kabul etmediler ; sonra PTT Müdürlüğünden gelip ‘’kanıtı’’ sunduk.Ancak daha bize bir cevap verilmedi.”

Müslüm KARADAĞ   L Tipi Kapalı Cezaevi   Gaziantep

***

 Size önceki mektupta yaşadığımız sıkıntıların bir kısmını yazmıştım. Aslında %10 unu bile paylaşmamıştım. Size bu sefer bir siyasetçinin, bir siyasetçiye gönderdiği mektup-kartı nasıl verilmediğini yazacağım. Ama bu sefer cezaevi idaresi değil, PTT tarafından yapılanı görünür kılmaya çalışacağım.

8 mart vesilesi ile Figen Yüksekdağ’a (ki HDP Eş Genel Başkanıdır) yollamıştım.  Kandıra F-tipine gönderdiğim mektup kartı üç ay sonra bana ‘’iade’’ notuyla geri geldi. Asıl durum burada başlıyor. Benim mektubum Kandıra F Tipi Cezaevi yerine Gaziantep H Tipine gidiyor. Sonra H Tipi Cezaevi de ‘’Kurumda böyle bir şahıs yok’’ diyerek iade ediyor haklı olarak(!) Şu an bu kart bende. Size gönderecektim. Ancak Savcılığa suç duyurusunda bulunduğum için ‘’delil’’ olarak yanımda tutuyorum.

Bazen mektuplarımız okuma komisyonlarını aşıyor, bu sefer PTT çalışanlarına takılıyorlar. Hangi saikle hareket ediyorlarsa artık ! Bu mektubun kime gideceğine artık PTT çalışanları karar veriyor. Şu an bu ve benzer mektuplar yanımızda delil olduğundan size göndermiyorum. Önce kabul etmediler ; sonra PTT Müdürlüğünden gelip ‘’kanıtı’’ sunduk.Ancak daha bize bir cevap verilmedi.Diğer mektuplarımızda T.M. li olanlar v.s genelde evde.Adreste kimse bulunmadığından “iade” oluyorlar- bu cümlede sanırım T.M. olanlar evde adreste bulunmadığından  denmek istendi-.Umarım mektubum size ulaşır ve notumu da paylaşırsanız çok sevinirim.

  Figen Yüksekdağ’ı en tanınan adres olarak verdim. Varın gerisini siz düşünün ! Yine cezaevi idaresi askeri yaşamı dayatmaya çalışıyor. Sabahları aynı odada kalan arkadaşlarımızın dilekçelerini tek tek vermeleri dayatılıyor. Buraya geldiğimizden beri onbir ayı aşkındır daha arkadaşlarımızla bir araya gelemedik. Sadece aynı kısımda kalanlar dışında kimseyi tanımıyoruz. Ortak alana çıkamıyoruz.Oda değişiklikleri bile yapılmıyor. Hasta arkadaşların tedavileri yapılmıyor, verilen ilacı bir daha alma imkanı olmuyor. İlaçlar sürekli değişiyor. Bu da sağlığın daha da kötüleşmesine sebep oluyor. Zindan ile ilgili bu seferde bunları paylaşmak istedim.

Yine bu sefer de bir denememi sizinle paylaşmak istedim.

Her anlamda iyi kalmanız dileğimle…

              Selam ve sevgilerimle.