Behçet Hastası Hasan Alkış'ın Hayati Tehlikesi Var

İbrahim Açıkyer'in İstanbul Indymedia ve Fırat Haber Ajansı'nda yayınlanan 18 Haziran ve 27 Eylül 2012 tarihli haberlerine göre, Kırıkkale F Tipi Cezaevi'nde bulunan Hasan Alkış'ın, Behçet hastalığına bağlı olarak beyin damarlarında kan pıhtılaşmasından dolayı felç olma hatta ölüm riski var.

İki defa açık kalp ameliyatı, bir de safra kesesi ameliyatı geçiren Alkış, aynı zamanda Behçet hastalığıyla da mücadele ediyor. Behçet hastalığı sebebiyle sol gözünde bariz bir küçülme meydana geldiği bildirilirken, TUHAD-FED yetkililerinden Havva Özcan, Alkış'ın durumuna ilişkin şunları söyledi: "Beyne giden damarlardan birinde kan pıhtılaşması var. İğne ve 300 miligramlık aspirin veriliyor. Yapılan bu. Ancak bu tedavi uygulamasından ötürü sık sık burun kanaması meydana geliyor. Geçtiğimiz günlerde burun kanaması olmuş. Durdurulamayınca hastaneye götürülüp tampon yapılıyor. Ayrıca akan kanın ise çok berrak oluşu kaygıları da artırıyor. Son olarak hastaneye gittiğinde doktor, "Birkaç atak daha geçirirsen felç kalırsın ya da büyük ihtimalle ölürsün" diyor. Doktorun böyle söylemesi tahliye edilmesi gerektiğini gösteriyor. Felç kalacağını kendisi de biliyor. Cezaevindeki ortam tedavi için olanaksız. Çünkü stres ve üzüntüden uzak durması gerekirken, aksine o ortamda hastalık daha hızlı ilerliyor. İnfazın durdurulmasına dair iki ayrı rapor bulunmasına rağmen cezaevi idaresi "tedavisi cezaevinde mümkün" diyerek kabul etmiyor. Konuyu gerekirse Meclis’e taşıyacağız."

Muş Vartolu, 17 yıldır cezaevinde olan ve beynine giden damarlarında kan pıhtılaşması bulunan Alkış, şiddetli baş ağrısı nedeniyle hastaneye sevkini istediğinde bile iki ay sonra bu sevkine yanıt bulabildiğini aktardı. TUHAD-FED yetkilileri Haziran ayında, “Her an felç olma ihtimali var. Behçet hastalığı beyne vuruyor. MR çekilmiş. Sağlık kurulunun da bilgisi var. Ancak Alkış, muayene ve tetkik sonuçları konusunda bilgilendirilmemiş. Emar sonucunu da alamamış. İstanbul’a Adli Tıp’a gönderileceğini söyledi. Fakat oraya da gitmek istemiyor. Çünkü yolculuk kendisini olumsuz etkiliyor ve bir hafta kendisine gelemiyor, perişan oluyor. Ayrıca orada da soru sormanın ötesinde bir işlem de yapılmıyor. Bir haftaya kadar İstanbul’a Adli Tıp’a sevk edilmesi bekleniyor” demişti.

Ailesinin yaşadığı İzmir’e sevk talebinde bulunan ancak ne Şakran ne Kırıklar’daki cezaevlerinden olumlu yanıt alamayan Alkış’a “cezaevleri kapasitelerinin dolu olduğu, yer bulunmadığı” yönünde yanıt verildiği öğrenildi.

Adalet Bakanlığı’nın Şubat 2012 verilerine göre cezaevindeki hasta tutuklu ve hükümlü sayısı 520. Bu rakam Nisan 2012’de 469 olarak açıklandı. Bunlardan 143'ünün Cumhurbaşkanı affı ve infazın ertelenmesi kapsamında adli tıp rapor işlemlerinin devam ettiği, 231'inin bulundukları mahallin sağlık kuruluşlarında tedavi ve rapor işlemlerinin sürdürüldüğü, 95'i hakkında Adli Tıp Kurumu tarafından hastalıklarının af veya tehir kapsamında olmadığı ve infazın devamına karar verilmesi nedeniyle ceza infaz kurumlarında veya hastanelerin hükümlü koğuşunda tedavilerine ve infazlarına devam edildiği açıklanmıştı. Hayati tehlike düzeyinde sağlık sorunu yaşayan 364 mahpus ise halen cezaevi koşullarında “tedavi” ediliyor!

BEHÇET HASTALIĞI

Uluslararası literatürde Behçet Hastalığı ya da Behçet Sendromu olarak adlandırılan hastalık, genelde deri altı, göz, beyindeki kan damarlarının iltihaplanmasına yol açan, sebebi bilinmeyen, nadir görülen, bağışıklık sistemi ile ilgili bir rahatsızlık. 30-40 yaş aralıklarındaki erkeklerde görülen hastalığa başta Türkiye olmak üzere Çin’e kadar uzanan ülke insanlarında diğer ülkelere nazaran daha sıkça rastlanıyor.

Kaynak: Hapiste Sağlık