Bu karikatürlük sürgün hikayelerine bir hikaye de ben katayım

 

“Metris’ten “Tekirdağ 1 Nolu F Tipine gidiyorsun” dediler. Tekirdağ 1 Nolunun önüne geldik, herkes indi, ben dedim, “Seninki değişti Edirne F Tipine gidiyorsun” dediler. Edirne F Tipinden “Kayseri 2 Nolu T Tipine gidiyorsun” dediler, İstanbul Silivri’ye vardık, asker “Edirne F-Tipine geri dönüyoruz” deyince sebebini sorduk. (…)Ez cümle Tekirdağ diye yatay geçiş yaptım Adana’ya…”

Engin BULUT. F-Tipi Hapishane A/3. Kürkçüler/ADANA

***

Merhaba Adil Abi!

                Sevgi ve selamlarımı gönderiyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum, iyi olmanız dileklerimle… Ben de iyiyim. Sürgünle geldiğim yeni hapishanemizde tutsaklığa devam ediyorum…

                Sürgün dedim, ama gel gör ki benim bu sürgünler sorunlu ve bir o kadar da maceralı geçiyor:

                Metris’ten “Tekirdağ 1 Nolu F Tipine gidiyorsun” dediler. Tekirdağ 1 Nolunun önüne geldik, herkes indi, ben dedim, “Seninki değişti Edirne F Tipine                 gidiyorsun” dediler. Edirne F Tipinden “Kayseri 2 Nolu T Tipine gidiyorsun” dediler, İstanbul Silivri’ye vardık, asker “Edirne F-Tipine geri dönüyoruz” deyince sebebini sorduk, … (küfür) Cezaevi daha açılmamış, memur filan yokmuş deyip Edirne F-Tipine döndük, 45 gün orada mağdur edildik eşyalarımızı vermediler… Şimdi Kayseri Tekirdağ’a gidiyorsun dedi, sen başgardiyan, buradayım. Güvenlik vs. ile ilgili burayı söylemeyebilirsin başka bir yeri söyleyebilirsin, utanmadan bir de dalga geçti adam, “hadi gözün aydın 4 yıldır sevkle uğraşıyordun istediğin oluyor kardeşine, arkadaşlarına yakına gidiyorsun” diyerek dalga geçti… Gerçi dalga geçene bakınca çok görülmeyecek bir durum zaten… Kendine              yakışanı yapmış oldu, başka bir şey beklenemezdi zaten…

                Ez cümle Tekirdağ diye yatay geçiş yaptım Adana’ya…Ve artık oradan oraya sürüklenmek, sürgün olmak kabak tadı vermeye başladı, ben de kabak yemeyi sevmediğimden, Tutsakların hiçbir zorunluluk yokken “zorunlu nakil” adı altında ailelerinden-sevdiklerinden binlerce kilometre uzaklara sürgün edilmelerini, aile yaşamlarının 10 dakikalık telefon görüşmeleriyle sınırlandırılmasını protesto etmek ve talep ettiğim hapishanelerden birine sevkim yapılana kadar 13.01.2022 tarihinden itibaren Süresiz          Açlık Grevine başladım, zaten haberdar olmuşsunuzdur. Bu karikatürlük sürgün hikayelerime bir hikaye de ben katayım. İyiyim iyi de olacağım, ne de olsa umudu Tohumca büyüten               bir gelenekten geliyorum… “Çelik aldığı suyu” unutmaz…

                Kısaca durum hal budur… Kendinize çok iyi bakın…

                Tekrardan sevgi ve selamlarımı gönderiyorum herkeslere…Sağlıcakla-Umutla Kalın

Engin BULUT

NOT: Bir isteğim olacak, İki Şehrin Hikayesi romanı varsa elinizde onu ve eski yeni fark etmez okunabilecek Kültür-Sanat-Edebiyat dergileri varsa isterim…