Engin Bulut

Kürkçüler Adana Hapishanesinden Deprem İzlenimleri

“Gece 04.00 gibi uyandım bir anda, kalkıp elimi yüzümü yıkayıp, bir bardak su içip tekrar yatağa uzandım birden sanki yer altından deniz dalgalanıyor gibi hareket etmeye başladı yatak, elbise dolabının kapısı açılıp-kapanırken çıkardığı ses vs. kapı kapalı 7 adımlık hücre, demirden yatağımın altına girdim, sırtım yerde depremi adeta içimde yaşadım.”

Engin BULUT. F Tipi Hapishane B-Tek-25. Kürkçüler/ ADANA

***

Merhaba Adil abi

Adana Kürkçüler Hapishanesinden Mektup var: "bütün ayrımcılıkların son bulduğu bir yıl olması dileklerimle; Yeni yılınızı kutluyorum"

“2023 bu ülkenin güzel insanları için haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin, fakirliğin, yoksulluğun, zulmün, …, olmadığı, dostluğun, kardeşliğin; Demokratik Halk D.yle Özel mülkiyetin, …, son bulduğu, eşitliğin-paylaşımın olduğu; çocukların “çocuk” olduğu, “çocuk” olarak yaşadığı, kadınların “kadın” olarak yaşayabildiği, ez cümle insanların “insan” olarak görüldüğü, sayılabilinen bütün ayrımcılıkların son bulduğu bir yıl olması dileklerimle; Yeni yılınızı kutluyorum…”

Engin BULUT. F Tipi Hapishane B-TEK-25. Kürkçüler/ADANA  

 

 

16.01.2023

Adana Kürkçüler Hapishanesinden Gelen Aforizmalar

 

ENGİN BULUT’TAN AFORİZMALAR II

21. YÜZYILDA NE FRANSA’DA NE DE ÇİN’DE, SAĞLIK SORUNLARI YAŞAYAN MAHPUSLARIN TEDAVİLERİ ORTAÇAĞ UYGULAMALARIYLA ENGELLENMEDİ. “HASILI”, 21. YÜZYILDA, “CUMHURİYETİN 100’ÜNCÜ” YILINI ADIMLAYAN ÜLKEMİZDE, ORTAÇAĞ UYGULAMASI OLAN AĞIZ ARAMASI DAYATMASIYLA SAĞLIK “SETLERİMİZ” YOK EDİLİYOR…

 

SERMAYE VE SARI SENDİKACILIĞIN EMEKÇİLERE UYGULADIĞI KÖLECİ SİSTEME SON…

 

ŞİMDİ SÖYLE; “BU GEMİNİN” KIRIK-DÖKÜK GÜVERTESİNDE, BU YIRTIK YELKENLE, BU YÖNSÜZ RÜZGARIN İÇİNDE BU ÜLKE NEREYE GİDİYOR VOLTRAN?..

“Ortaçağdan kalan “ağız aramasını” kabul etmediğimiz için hastaneye gidemiyoruz,

“Ortaçağdan kalan “ağız aramasını” kabul etmediğimiz için hastaneye gidemiyoruz, Ne yazık ki hapishanelerde böyle çağlar, öncesi yöntemler tekrar tekrar tedavüle sokulabiliyor.”

Engin BULUT

F Tipi Hapishane B-56. Kürkçüler/ADANA

***

Merhaba Adil Abi…

                Sevgi ve selamlarımı gönderiyorum, sana, aileye, Görülmüştür emekçileri, gönüllülerine, herkeslere, iyi olmanız dileklerimle. Ben de, bizler de iyi olmaya çalışıyoruz…

Hapishanede yazılan aforizmalar

HAPİSHANE KAYMAKAMI SAZ ÇALMAYI JİLETLİ TELLERİN EMNİYETİ AÇISINDAN YASAKLADI…

***

FETÖCÜ HÂKİM-SAVCILARIN VE BAĞIMLI-SIZ YARGININ VERDİĞİ HAPİS CEZALARINI TÜİK GÜNCELLEYEREK AÇIKLASIN…

***

ODTÜ’YE SELAM

***

İNSANI YAŞATAN, AYAKTA TUTAN SUYA ZAM GELMESİ NE KADAR KÖTÜ…

***

BİZ DE İL SINIRIMIZA BİR BULGARİSTAN İSTİYORUZ…

***

PETİBÖR ZEVKİMİZ VARDI, O DA PİYASA REKABETİNE KAPTIRDI KENDİNİ. DOLAR-EURO’ ya FARK ATTI…

***

Engin Bulut Hapishanede ödedikleri elektirik faturasına itiraz etmiş... Hapishane Kantininden şikayetleri dile getirmiş.

“bizim hapishanelerde elektrik faturası ödememiz de aynen fıkradaki gibi oldu. Ticarethane gibi %127 ödüyoruz… Fıkrada belirttiğim 45 lira olup EPDK %127 zammıyla 105 liraya yükselen, benim 20 günlük elektrik faturam. Nasıl böyle olduğunu sorduğumda doğru düzgün bir yanıt alamıyoruz, anladığımız, “Ticarethane” tarifesi olduğu… Tevkif evlerine yazdım, “Hükümlülerin kullandıkları elektrik tarifesi konusunda değiştirilme” vs. “bir çalışma yoktur” yanıtını aldım. “

Engin BULUT

F Tipi Hapishane A/3

Kürkçüler/ADANA

 

 

Merhaba…

Bu karikatürlük sürgün hikayelerine bir hikaye de ben katayım

 

“Metris’ten “Tekirdağ 1 Nolu F Tipine gidiyorsun” dediler. Tekirdağ 1 Nolunun önüne geldik, herkes indi, ben dedim, “Seninki değişti Edirne F Tipine gidiyorsun” dediler. Edirne F Tipinden “Kayseri 2 Nolu T Tipine gidiyorsun” dediler, İstanbul Silivri’ye vardık, asker “Edirne F-Tipine geri dönüyoruz” deyince sebebini sorduk. (…)Ez cümle Tekirdağ diye yatay geçiş yaptım Adana’ya…”

Engin BULUT. F-Tipi Hapishane A/3. Kürkçüler/ADANA

***

Merhaba Adil Abi!

Bünyan Hapishanesinden gelen bir öykü

“O” Binbir türlü belirsizliğin aklımın içinde hareket etmesine ve gölgelerin yüzüme düşüyor olmasına rağmen hafifçe gülümsüyorum. Engel olamadığım bu gülümseme yüzünden keskin bir suçluluk duygusu hissediyorum. Aslında gülmek, içinde bulunduğum durumu göz önüne alırsam; yapabileceğim en son şeydir. Çünkü topraklarımızdan atılmıştık, açtık, hastalıklarla boğuşuyorduk, sevdiklerimizi bıraktık arkamızda ve çok da ölü…