Ortaçağ uygulamaları ile Adana F Cumhuriyeti’nde mahpusluğa devam ediyoruz…

Merhaba Adil Abi; 

Sevgi ve Selamlar olsun sana, aileye, Görülmüştür gönüllülerine, herkese iyi olmanız dileklerimle. Ben de/biz de iyiyiz, Ortaçağ uygulamaları ile Adana F Cumhuriyeti’nde mahpusluğa devam ediyoruz…

20 Aralık’ta Yeni Yıl Kartını aldım abi çok teşekkürler, sağ olasınız… 

Baya zaman geçti görüşmeyeli-yazmayalı, en son başsağlığı dilemek için kısaca bir şeyler yazmıştım. O tarihten yani aralık ayını saymazsak, sadece bir mektup yazmışım sonra stop:)… Bazı sağlık sorunlarından kaynaklı (ensede oluşan iki iltihap, göğüs ağrısı-kol uyuşması vs, kas ağrıları-özelde dizler vs. vs.) Buradaki arkadaşların, Sevdiklerimin ısrarı üzerine Ortaçağ ve saçma sapan bir uygulamayı kabul edip hastaneye gitmek zorunda kaldım. Ultrason, tahliller, efor testi vs. vs.lerden sonra, boyundaki iki iltihap dediğim şeylerden biri apse, diğeri ise yağ bezesi çıktı. Genel Cerrahi doktoru almamakta ısrar edince (5 dakikalık bir şey), 14-15 kutu antibiyotik içerek:) iltihabı kuruttuk, yağ bezesi ensem bana arkadaşlık ediyor. Göğüs ağrıları-kol uyuşması için de kalbimle alakadar oldular:) “anjiyo” mudur nedir, onu yapmaya gerek yokmuş, velhasıl tahliller iyi çıkmış, sadece “demirim çok düşükmüş”, o da zaten kafasına göre takılıyor, bir düşüyor, bir yükseliyor, yarın bir daha kan verecem bir daha bakılacak bizim demir, ne alemde diye… Gel gelelim ki bu anlattıklarımdan sonra “tekrar gidip tahlil” vs yaptırmam söylendi, biraz bekleyecek, önce bir şey yok olan tahlillerin mutluluğunu yaşayıp, sefasını süreyim, ondan sonra giderim, ne olur olmaz:) 

Havalar soğudu, ne kadar soğursa soğusun şikayet etmeyeceğim, yakınmayacağım, yaşadığım o sıcak havalardan sonra olmaz, olamaz yapamam bunu:) Uzun zaman yağmur vs. yağmadı, yağınca da hemen havalandırmaya şortla fırlayıp, yağmura eşlik edince az bir şey üşütmüşüm, ama tatlı bir üşütüklük:) oldu… Adana’ya sıcak filan diyorum, burada Mersin’de yaşamış arkadaşlar var, orası daha sıcak-çekilmez oluyormuş diyorlar, bunu da öğrenmiş oldum; olur ya bir gün Mersin’e gelirsem (mutlaka gelecem), büyük ihtimal kış mevsimi olacaktır…

Sizler de deprem felaketinden kaynaklı acılar yaşadınız, gidenin yerini hiçbir şey doldurmuyor, ancak anılarla-yaşanmışlıkları hatırlayarak kendimizi avutabiliyoruz, başak bir çare yoktur; önemli olan yokluğunda bile içimizde de olsa yaşatabilmek… Bu konularda fazla bir şey diyemiyorum, tıkanıyorum… Yeteri kadar tattım bu duyguyu kanımca:) Yani hayat devam ediyor Abi…

Her türlü zorluğun, olumsuzluğun vs. vs. yaşandığı-yaşadığımız bir yıl olan 2023’ü kısa bir süre sonra geride bırakıyoruz…

… Rosa Luxemburg’un dediği: “Hareket etmeyen zincirlerini fark edemez” çağrısına tüm benliğimizle sarılıp mülkiyet dünyasına bağlı zincirlerini koparmak için “Düş kurabildiğimiz kadar yaşıyoruz/Kurduğumuz düşler kadar özgürüz” diyerek, dur duraksız “Akın var/güneşe akın!/Güneşi zaptedeceğiz/güneşin zaptı yakın!” diyen Nazım’a bilincimizle, yüreğimizle sarılıp sınıfsız, sınırsız, özgür, eşit bir dünyanın serüvenciliğini sürdürmek için umutla, inatla, dirençle, aşkla, “Dün bizimdi/gün bizimdir/yarın da bizim olacak” sahiplenişiyle; zihinleri ceberrutlaşan mülkiyet mahkumu burjuvazinin düzenlerinin son fermanını okumak için nice nice mücadele dolu yıllara diyorum.

Yeni Mücadele Yılınızı Kutluyorum…

Sevgilerimle

ENGİN BULUT

F Tipi Hapishane

Kürkçüler/ADANA