“Ortaçağdan kalan “ağız aramasını” kabul etmediğimiz için hastaneye gidemiyoruz,

“Ortaçağdan kalan “ağız aramasını” kabul etmediğimiz için hastaneye gidemiyoruz, Ne yazık ki hapishanelerde böyle çağlar, öncesi yöntemler tekrar tekrar tedavüle sokulabiliyor.”

Engin BULUT

F Tipi Hapishane B-56. Kürkçüler/ADANA

***

Merhaba Adil Abi…

                Sevgi ve selamlarımı gönderiyorum, sana, aileye, Görülmüştür emekçileri, gönüllülerine, herkeslere, iyi olmanız dileklerimle. Ben de, bizler de iyi olmaya çalışıyoruz…

                Baya bir zaman oldu görüşmeyeli, yazmayalı. En son 1 Mayıs kartını almıştım abi. Ben de burada hareketlilik-sağlık vs. vs. durumlarından kaynaklı yazma fırsatı bulamadım. Hareketlilik zaten gazetede vs çıkıyor (Birgün), buradaki uygulamalardan kaynaklı, başlatılan eylemsellik (kapı dövme-slogan, Temmuz ayında başlayan dönüşüm açlık grevi vs.) bir günü dolduruyor, en son 22.00’de kapı dövme-slogan sesini duyuyoruz… Bir sürü gerekçe sunabiliriz, fakat başat olan “tedavi hakkının” engellenmesi. Öyle aklıma gelen, kendimce bir şeyler yazdım; yazıda… ölümcül bir hastalığa yakalanmadım (şimdilik!)… dedim. “Şimdilik” dememin nedenini kısaca şöyle anlatayım; şu anda boğazımda oluşan enfeksiyon/iltihaptan kaynaklı yutkunmakta zorluk çekiyor, sıvı bir şeyler tüketmeye dikkat ediyorum, sırt ve vücudumun değişik yerlerinde oluşan iltihaplar, kaslarda gerilme-kramp, merdiven çıkmada zorlanma, yazı yazmakta zorlanma vs. vs. bunların daha fazlasını daha ağırlarını yaşayan arkadaşlar var… Bunları, sadece revir doktorunun yazdığı ilaçlarla vs. ile gidermeye çalışıyoruz… Velhasıl, Ortaçağdan kalan “ağız aramasını” kabul etmediğimiz için hastaneye gidemiyoruz, Ne yazık ki hapishanelerde böyle çağlar, öncesi yöntemler tekrar tekrar tedavüle sokulabiliyor. Bu ortaçağ yöntemlerinin dışarıda da tedavüle sokulduğunu (konser-festival yasaklar vs…) TV’den, gazeteden takip ediyoruz. İşte durum böyle olunca, ölümcül bir hastalığa şimdilik yakalanmadım diyorum… Bunlar yanında bir de sıcak hava var.

                Gündüzleri hareket edemiyorsun, geceleri uyuyamıyorsun sıcaktan, nemden, anladım ki ben bu iklimin insanı değilim:).. O yüzden cehennem sanki Adana’nın altında diyorum, mecazi olarak… Şu anda bile kağıdın üstüne bez koydum, kolumdaki ter kağıda bulaşmasın diye, o denli sıcak-nemli bir hava…

                Hazır yazmayı hala başarabiliyorken ve gözler sağlamken ziyaret edeyim dedim, sizleri…

                Bana şimdilik müsaade; Tekrardan Sevgi ve Selamlarımı gönderiyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum…

                Şimdi söyleyeceğim sözü normalde hapishanelere yazdığımız mektuplarda, ya da hapishaneye dışardan gelen mektuplarda söylenirdi; lakin dışarısı da açık hapishane olmuş, o yüzden sizlere de

UMUTLA VE DİRENÇLE KALIN

DİYORUM…

 

Engin BULUT

F Tipi Hapishane B-56

Kürkçüler/ADANA