Cevat Yerdegül'den Mektup Var: "Arkadaşlarla bir araya geldiğimizde geleceğe dair düşlerimizi seriyoruz orta yere"

Sevgili Adil merhaba,

Gönderdiğin yeni kitabını aldım, çok teşekkür ediyorum. Yaşadığımız sürgün nedeniyle daha önce gönderdiğim mektubumun eline ulaşıp ulaşmadığı tereddüdünü yaşarken, kitabı elimde buldum. Güzel bir sürpriz oldu, bundan son derece sevinç duyduğumu söylemeliyim.

Kitabın içeriği ve biçimi hakkında muhakkak ki bir çok şey söylenecek ve bir çok yorum da yapılacaktır, yapılmalıdır da. En azından hitap ettiği duyarlı kesimler içinde ilgi gösterme bağlamında bir karşılığı olacaktır düşüncesindeyim.

Tüm toplumların kanayan yarası olan hapishanelerin içinde ve dışında yaşayan trajedileri yansıtan her çalışma, dayatılan belleksizliğe karşı bir direnç ve ceberrut devletin yaptıklarına karşı geçmişi tekrardan hatırlatma anlamında bir haykırış olarak değerlendirilmeli.

Diyarbakır 5 Nolu'larda, Metris'lerde, Mamak'larda devrimci sosyalistlerin, muhaliflerin, sisteme itirazım var diyen Kürt ve diğer etnik kökenden inançtan olan insanların yüz yüze kaldığı gayri insani baskı ve işkenceler ve bunun travmatik sonuçları, değişik biçimlerde anlatılmışsa da geniş toplumsal kesimlere ulaştırılması başarılamamıştır. “Netekim Paşa'nın” bilmem hangi sahil kasabasında resim yapan sakini olarak bilndiği bir gerçeklikle yüz yüzeyiz. Belleği tazeleme, soru işaretleri oluşturma, geçmişi didiklemeye sevk etme anlamında da olsa bu çalışma önemli ve değerlidir.

Hiç bir kitap yok ki konu ettiği şeyler hakkında her şeyi söylüyor olsun. Toplumsal algının oluşturulmasında her biri kapsamına göre rol oynar. Bu çalışman bu alanda oluşturulacak külliyata mütevazı ve anlamlı bir katkıdır.

Çocukların görüşleri biraz daha yansıtılsaydı daha iyi olurdu kuşkusuz. Ama kitabın girişinde belirttiğin gibi değişik nedenlerden ötürü bu ayak kısmen eksik kalmış.

Öyküler kısa ama esas kaynağa götürecek işaret taşları niteliğindeler. Resimlerle içerik zenginleştirilmiş. Fotoğraflarda gözüken genç kız ve delikanlıların anne ve babaları yakalandığında henüz birer bebek oldukları unutulmamalı. Yani her karenin görünenin ötesinde bir anlamı var ve bir çok şey anlatırlar Mekan hep aynı. Gri duvarlar. Bu hayata bir kasvet katsa da herşeye rağmen yüzlere yansıyan tebessüm, geleceğe umutla bakmanın işaretidir.

Sevgili dost bana göre kitap, hem öykü adacıkları hem de albüm niteliğinde. İyi olmuş, temiz bir çalışma olmuş. Öncelikle senin ve emeği geçen herkesin tüm dostların eline ve yüreğine sağlık.

Memleket diyarından uzak olsak da yüreğimiz oralar için çarpıyor. Ne de olsa doğup büyüdüğümüz, gezip tozduğumuz yerlerdir. Kasım ve diğer arkadaşlarla bir araya geldiğimizde geleceğe dair düşlerimizi seriyoruz orta yere. Takılırlar kimi zaman dede oldum diye. Baba olmanın ne olduğunu anlayamadan yaşayamadan dedeliğe terfi olanlardanım, bu doğru. Ben de torun sayısı daha fazla olan arkadaşları (Halil Temel gibi) işaret ederek çaktırmadan onlardan daha genç olduğumu yansıtmaya çalışıyorum.

Sevgili Adil, kendine çok iyi bak. Özlemini duyduğumuz özgür günlerde buluşmak dileğiyle.

Yaptığım yağlı boya resimlerimin dört kart fotoğrafı ile iki adet şiir gönderiyorum. Resimler amatörce yapılmıştır. Yine de paylaşmak istedim.

Selam ve saygılarımla

Cevat YERDEGÜL

T Tipi Kapalı Cezaevi A-3

KARABÜK