Çevirmen: Cezaevlerinde ihlaller sürüyor

ANKARA - Hasta tutsaklar, anneleriyle birlikte kalan çocuklar, darp, işkence ve intihara sürüklenmelerin yaşandığı cezaevlerinde sorunların had safhada olduğunu ancak etkin bir soruşturma yürütülmediğini ve medyada yer verilmediğini belirten İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen, “Görmezlikten gelinemez” dedi. 

Türkiye cezaevlerinde hak ihlallerine her gün yenisi eklenirken, hasta tutsakların tahliye edilmemesi, sağlığa erişim hakkının engellenmesi, darp, işkence gibi sorunların yanında bir de şüpheli ölüm haberleri geliyor. Çok sayıda cezaevinde başvuru aldıklarını belirten İnsan Hakları Derneği (İHD)  Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen, cezaevlerinde yaşanılan ihlallere ilişkin bilgi verdi. 

‘Elazığ Cezaevi'ndeki darp iddialarının sonu gelmiyor'

Başvuruların çoğu zaman tutsakların başka bir cezaevine sevk edildikleri sırada yaşadığı ihlallere dair olduğunu belirten Nuray, "En son Kayseri Cezaevi’nden Maraş’a sevk edilen mahpuslara yönelik darp iddiaları yeniden geldi. Elazığ’daki darp iddialarının sonu gelmiyor. Orada sistematik olarak hak ihlallerinin yaşandığını biliyoruz. Elazığ’a yapılan bütün başvurular ise ne yazık ki sonuçsuz bırakılıyor. Son dönemlerde bize daha çok darp iddiaları ile ilgili bilgi geliyor. Rutin olarak, hasta mahpusların tedavi edilmemesi üzerine yaşanılan sorunlar ise tüm cezaevlerinde devam ediyor. Şiddete varan, değersizleştiren ve insanların artık umutsuzluğa sevk edildiği hak ihlalleri rutinleşmiş bir durumda” dedi.  

‘18 yaşındaki mahpus kendini asmış bir şekilde bulunuyor'

Adli tutsaklara dönük darp ve intihara sürüklenmelerde yaşanan artışı aktaran Nuray, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dinar Cezaevi’nde infaz koruma memurların adli mahpuslara yönelik darp iddiaları çok yoğunlaşmış bir durumda. Neredeyse hepsine yayıldığını belirten aileler var. Trabzon Beşikdüzü Cezaevi’nde bir darp vakası bize ulaştı. 18 yaşını bitirmiş bir adli mahpusun ailesinin ifadesine göre, 20 infaz koruma memuru mahpusu darp etmişler. Bununla ilgili ailelerin yaptıkları başvurusuna rağmen aileyi ve mahpusu cezalandırma yoluna gidiyorlar. Anneye görüş yasağı getiriliyor. Eskişehir Cezaevi’nde bir çocuk ile başka bir mahpus çocuğun hasım oldukları iddia ediliyor ve aynı yerde tutuluyorlar. Üç gün sonra 18 yaşındaki çocuk mahpus kendini asmış bir şekilde bulunuyor. İki gün komada kalıp yaşamını yitiriyor. Buna ilişkin etkin bir soruşturma yapılmadı. Ailesinin verdiği bilgiye göre cezaevinde intihar edecek durumda değil. Ne gibi bir sıkıntı yaşandığını ve hangi ihlallerin yaşandığını bilmiyoruz. Bu çocuk intihar edecek düzeye nasıl geldi ya da gerçekten intihar mı etti? Bu soruların cevapları belirsiz."

'Beşikdüzü Cezaevi'nde bir çocuk ailesine intihar edeceğini söylemiş'

Yine Beşikdüzü Cezaevi'nde bir ailenin çocuklarının kendilerine sürekli olarak yaşadığı ihlallerden dolayı intihardan söz ettiğini aktaran Nuray, "Demek ki yoğun bir sıkıntı var ve çözümler üretilmiyor.  Başta hasta mahpuslar olmak üzere bütün kurumların görevlerini yerine getirmesi ve tedavilerin sağlanması için gerekeni yapmalıdır. Darp iddialarının etkin bir şekilde soruşturulması gerekiyor. ‘İstediğiniz yere şikayet edin bize bir şey olmaz olacaksa sizlere ve çocuklarınıza olur’ şeklinde fütursuzca tehditlerin kullanıldığını aileler söylüyor” diye konuştu. 

‘Onlarca mahpus ölüme terk ediliyor’

Son zamanlarda yaşamını yitiren çok sayıda hasta tutsak olduğuna dikkat çeken Nuray, İçişleri, Adalet ve Sağlık Bakanlığı’nın hasta tutsaklara dair gerekli işlemleri yapmadığını vurguladı. “Cezaevinde durumu kritik olan mahpuslar ya sevk edilmiyor ya da sevk edildikleri hastanede gerekli tedaviler yapılmıyor” diyen Nuray, ölüm derecesine gelenlerin bile tahliye edilmediğini kaydetti. 

Nuray devamında şunları dile getirdi: “Geçen hafta yaşamını yitiren Tahir Çetinkaya, bütün vücudunu sarmış olan kansere karşı cezaevinde tutulmaya devam edildi. Ailesinin yaptığı başvuru ‘denetimli serbestlik koşulları oluşmadığı’ gerekçesiyle reddedilmiş. Neye göre denetimli serbestlik koşulları oluşuyor? Cezaevlerinde ölüme terk edilmiş insanlar var.  Bunların tedavilerinin yapılabilmesi için gerekli önlemlerin alınmasına, sevk edilmesine ve ilaçlarının verilmesine rağmen hiçbiri yapılmıyor. Onlarca mahpus ölüme terk ediliyor. Dinar Cezaevi’nde kalp hastası bir mahpus tedavi edilmesi gerekirken, geciktirildi. Çorum’da biri yaşamını yitirdi, başka bir cezaevinde bir kadın mahpus yaşamını yitirdi.” 

‘Devlet çocukları anneleri ile birlikte cezalandırıyor’

Anneleri ile birlikte cezaevinde kalan çocukların da yaşadığı sorunlar olduğunu kaydeden Nuray, bu sorunlara ilişkin şunları söyledi: “Zaten çocukların cezaevlerinde kalabilmesi gibi bir durum olamaz. Yasaya göre, kadınlar doğum yaptıktan sonra 6 ay dışarıda kalabilir ama doğum yaptığı gibi cezaevlerine yeniden gönderiliyor. Çocuklarının tedavilerinin yapılmadığı, çocuklarını cezaevlerinde büyütmek zorunda kalan kadınlar var. Psikolojisi bozulmuş çocukların. Normal çocuklar gibi yetişmiyor. Cezaevleri çocuklar için ruhsal olarak olmaması gereken yerler ama devlet anneleri ile birlikte çocukları cezalandırıyor.”

‘Cezaevlerini kimse görmezden gelemez’

Nuray son olarak, “Medya kuruluşları cezaevleri ile ilgili haber yapmıyor. Bu kadar sıkıntının yaşandığı yerde, 80 bine ulaşmış bir sayı da görmezden gelinemez. Devlet kurumları, STK ve siyasetçiler görmezden gelemez. Buna acil bir çözüm üretilmelidir” diye çağrı yaptı. 
 

Kaynak: JINNEWS