Cezaevinde yazma ve şal doktor raporu olmadan verilmiyor!

Aliağa Şakran Kadın Cezaevi'nde kadın tutuklulara gönderilen yazma ve şallar doktor raporuna tabii. Şal ve yazmalar doktor raporu olmadan olmadan içeri verilmiyor.

Cezaevlerindeki keyfi uygulamalara bir yenisi daha eklendi. Aliağa Şakran Kadın Cezaevi'nde kalan kadın tutuklulara şal ve yazma doktor raporu olmadan verilmiyor. İzmir Aliğa Şakran Kadın Cezaevi kalan Azadiya Welat Gazetesi Mersin muhabiri Dilşah Ercan, cezaevinde yaşanan keyfi uygulamalar ve hak ihlallerine ilişkin DİHA'ya mektup gönderdi. Ercan mektubunda, cezaevinde 12 Eylül'ü aratmayan baskı ve uygulamalara maruz kaldıklarını belirterek, yaşanan sorunların giderilmesi konusundaki en ufak taleplerine bile hücre cezasıyla cevap verildiğini, cezaevindeki sorunlar ve sıkıntılarının çözülmesi konusunda cezaevi savcısı ve idaresiyle görüştürülmediklerini aktardı.

Songül Bahadır, Edibe Ekmen isimli tutukluların bir gardiyan tarafından darp edilerek hakarete maruz kaldıklarını ve bu gardiyanın tutsakları sürekli tahrik ettiğini yazdı. Ercan, tutukluların kendilerini darp eden gardiyanlar hakkında suç duyurusunda bulunmasına rağmen 15'şer günlük hücre cezasına çarptırıldıklarını belirtti.

SAVCI, SOHBET HAKKINI 'BOMBALI EYLEM' TALİMATI OLARAK GÖRÜYOR!

Şükran Karakoyun'un görüşüne gelen TAYD-DER İzmir Başkanı Abdurrahman Koçak'ın başka bir tutuklu ile konuştuğu gerekçesiyle cezaevi idaresi tarafından tutanak tutulduğunu ifade eden Ercan, Koçak'a üç ay görüşe gelmeme cezası verdiğini söyledi.

Mardin E Tipi Cezaevi'nden Şakran Cezaevi'ne sürgün edilen Sultan Atabay isimli tutuklunun da ring aracında getirildiği üç gün boyunca hiç bir ihtiyacının karşılanmadığını, yanındaki yiyeceklerinin bile verilmediğini aktaran Ercan, Atabay'a cezaevi girişinde insan onurunu zedeleyen çıplak arama uygulamasının dayatıldığını ve ardından üç gün boyunca tek kişilik odada tutulduğunu belirtti.

ŞAL VE YAZMAYA DOKTOR RAPORU

Cezaevindeki oda aramalarında gardiyanların provake edici yaklaşımlarının sabır ve sağduyu sınırlarını zorlayan bir aşamaya geldiğini dile getiren Ercan, "En son aramada bir yazma ikiye bölünmüş diye el konuldu. Annellerimizin yazma ve şalları doktor raporu olmadan içeri verilmiyor. Odanın duvarına asılan resimler yasak olduğu gerekçesiyle gardiyanlar tarafından sökülüyor" diye kaydetti. Yasal hakları olan sohbet haklarının, cezaevi savcısının "Bir araya gelip dışarıya bomba talimatı veriyorsunuz" gerekçesiyle engellendiğini belirtti.

Ercan, cezaevinde yaşadıkları sorunlara duyarlı insanlar ve kurumların sorunların çözümü konusunda girişimde bulunması çağrısında bulundu.

DİHA'nın telefonla aradığı cezaevinde haftasonu olduğu için yetkili kişilerin olmadığı belirtilerek iddialara cevap verilmedi.

Kaynak: EmekDunyasi.Net/DİHA