Çocuğu 80 gündür açlık grevinde, eşi 25 yıldır tutuklu: Ben alanlara çıkmayayım da kim çıksın?

Bismil'de 1994 yılında köyleri yakılarak zorunlu göçe maruz kalan, eşi ve çocuğu tutuklu bulunan anne Hasina Güler (75) de günlerdir Koşuyolu Parkı önündeki oturma eylemine katılıyor.

19 Mayıs 2019

Çocuğu 80 gündür açlık grevinde, eşi 25 yıldır tutuklu olan 75 yaşındaki anne Hasina Güler, 20 gündür Diyarbakı'daki Koşuyolu Parkı’nda eylemde. Anne Güler, "Oğlum açlık grevinde ben alanlara çıkmayayım da kim çıksın" diyor.  

Kandıra 2 Nolu Kapalı Cezaevi’nde bulunan Habib Güler, 1 Mart’a başladığı süresiz dönüşümsüz açlık grevini 80 gündür sürdürüyor. 16 yıldır tutuklu olan Güler’e, yargılandığı davada müebbet hapis cezası verildi. Güler Kandıra Cezaevi’nde, baba Sıddık Güler (79) ise Hatay T Tipi Cezaevi’nde kalıyor. Baba Güler de aldığı müebbet hapis cezası nedeniyle 25 yıldır tutuklu bulunuyor. 

 

‘İNANÇLA ALANLARA ÇIKIYORUM’

Bismil ilçesinde 1994 yılında köyleri yakılarak zorunlu göçe maruz kalan, eşi ve çocuğu tutuklu bulunan anne Hasina Güler (75) de günlerdir Koşuyolu Parkı önündeki oturma eylemine katılıyor. Tecridin bir an önce kaldırılması gerektiğini belirten anne Güler, "En son oğlum açlık grevi eylemine başladığı zaman ben onu gördüm. Ben yaşlıyım, sürekli gidemiyorum oğlumu görmeye ama hissediyorum ne durumda olduğunu. Oğlum ile beraber benim de yüreğim yanıyor. Oğlumla haftalık telefon görüşmemde bana öyle bir güç veriyor ki, çok mutlu oluyorum, onun bana verdiği inanç ve moralle alanlarda onun için mücadele ediyorum" şeklinde konuştu. 

‘ÇOK ZORLUK ÇEKTİK’

Eşi cezaevindeyken binbir zorluk ve mücadeleyle çocuklarını büyüttüğünü ifade eden anne Güler, şunları söyledi: "Eşim cezaevindeydi. Çocuklarım küçüktü. Biz çok zorluk çektik. Diyarbakır’a geldik kimse bize ev vermiyordu. Devlet, bizim köyümüz yakıldığı zaman, buradan gidin deyip kovdu. Bizim evlerimizi yaktılar. Çok zorluk çektik."

‘NEDEN BU KADAR SALDIRIYORLAR?’

Sabahları yemek yiyemeden evden çıkıp Koşuyolu Parkı’na geldiğini belirten anne Güler, şunları söyledi: "Çocuğum her gün mücadelesi için ölüme gidiyor. İradesi çok kuvvetli ve ben gurur duyuyorum. Türk devleti hiçbir şekilde adım atmıyor ve her seferinde oyalıyor. Sadece bir seferlik görüşme ile cezaevine gitmekle tecrit kalkmıyor. Tecrit kırılıncaya kadar çocuklarımız ve biz de direnmeye devam edeceğiz. Anneler her gün alanlara çıkıyor. Neden, çünkü yürekleri yanıyor. Kim bilerek alanlara çıkıp dayak yemek ister. Biz anneyiz. Neden bu kadar saldırıyorlar?"   

‘ARTIK YETER’

Oğlunun zayıfladığını belirten anne Güler, çocuğuyla telefon diyaloglarını şöyle aktardı: "İlkin ona sordum; açlık grevine neden girdin?  Bana, ‘Anne biz bu kadar zorluk ve yokluk çektik. Bu kadar tecride göz yumduk, sence ben bu mücadelede yer almayayım da kim alsın?’ dedi. Ben de ona dedim, oğlum sen de haklısın. ‘Biz de bu kadar zulüm ve baskı gördük. Baban cezaevinde, sen açlık grevinde, yeter, ben de senin için alanlarda olmayayım da kim olsun’ dedim. Yetkililer artık anaların çığlığını duysun ve bir an önce adım atsın, yeter." (Mezopotamya Ajansı)

Kaynak: Artı Gerçek